Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Nasıl muayenede onam sistemi devreye giriyor ise benzer şekilde MR, tomografi, ultrason, ameliyat ve benzeri uygulamalar için de bir gün önce onam devreye alınacak. Biz bazen verdiğimiz randevularda MR veya tomografi veya ultrasonda gelmeme oranının daha yüksek olduğunu görüyoruz." dedi.
Koca, Sağlık Bakanlığı'nda düzenlenen "Ulusal Sağlık Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı"na katıldı.
Burada konuşan ve Sağlık Bakanlığının özel yatak sayılarına değinen Koca, 2013 ile 2018 arası dönemde bakanlığa bağlı hastanelerin yatak kapasitesinin 11 bin 950, aynı dönemde özel hastanelerin yatak kapasitesinin ise 11 bin 913 arttığını belirtti. Kamu ve özel hastanelerindeki yatak artışının neredeyse aynı olduğunu ifade eden Koca, son 5 yılda ise kamudaki yatak artışının belirgin şekilde arttığını söyledi.
Son 5 yılda kamuda 33 bin 49, özel sektörde ise 3 bin 424 yatak artışı olduğunu dile getiren Koca, bu dönemde özel hastanelerdeki yatak artışının kamunun 10'da 1'i düzeyinde olduğuna dikkati çekti.
Koca, son 2 yılda ise bakanlığın yatak kapasitesinin 163 bin 207'den 172 bin 700'e, üniversite hastanelerinin yatak kapasitesinin ise yaklaşık 44 binden 45 bine yükseldiğini, özel sektörün yatak kapasitesinin de 55 bin 69'dan 53 bin 620'ye düştüğünü anlattı.
Beyaz Reform sonrası kamuda 59 bin 586, özel sektörde ise 30 bin 510 uzman hekim olduğunu aktaran Koca, "Her geçen gün kamuya yönelişi çok bariz şekilde görmüş oluyoruz. Uzun bir dönem sonra hekimlerin, kamuyu tercihinin ne kadar güçlü olduğunu Beyaz Reform'dan sonra çok belirgin olarak görmüş oluyoruz." dedi.
Kamu-özel-üniversite hastanelerindeki muayene oranlarına ilişkin de konuşan Koca, salgın döneminde üniversitelerin toplam hasta içindeki payının yüzde 10'dan yüzde 8'e, özel sektörde yüzde 16'dan 12'ye indiğini, kamu hastanelerine yönelişin ise arttığını söyledi.
- "Şehir hastanelerinin bütçeye yükü sanıldığı gibi kalmamıştır"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Koca, şehir hastanelerinin, bütçeye büyük yükü olacağına yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine, bu hastanelerde her geçen gün nitelikli sağlık hizmeti verildiğini, bunun sağlıkta son 5 yılın dönüşümü olduğunu ifade etti.
Koca, şehir hastaneleri için 27,5 milyar avronun üzerinde ödeme yapılmayacağını aktararak, "Şehir hastanelerinin bütçeye yükü sanıldığı gibi kalmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır." dedi.
Koca, bu hastanelerin bütçe içindeki payının azalışa geçtiğini söyledi.
Bir soruyu yanıtlarken, kamuya ilk defa bu kadar hekimin yöneldiğini belirten Koca, bunun sağlıkta gelinen önemli bir aşama olduğuna dikkati çekti.
Bir gazetecinin "Talebi azaltmak, nitelikli hizmet vermek için koruyucu hekimliğe dönük yeni kararlar alacak mısınız?" sorusuna ilişkin 1. basamak sağlık kuruluşlarını çok önemsediklerini belirten Koca, aile hekimliğinin daha da kurumsallaşması gerektiğine inandığını dile getirdi.
- "Kamu hastanelerimiz nitelikli hizmet verir hale geldi"
Bakan Koca, şehir hastanelerine ilişkin bir başka soru üzerine, şehir hastanelerinin nitelikli altyapıları ve akademik kadrolarıyla vatandaşların kamu hastanelerine yönelimini artırdığını ifade etti.
Randevusuna gelmeyen kişilerin, kaç hastanın hastaneye gelişini engellediğine ilişkin soru üzerine Koca, geçen yıl toplam randevulu bakılan hasta sayısının 160 milyona yakın olduğunu, randevuların iptal edilmesi nedeniyle 44 milyon randevu kapasitesinin ise atıl kaldığını anlattı.
Koca, "Yani toplam randevulu hastanın yüzde 30'una yakın. Randevusunu almış olan hastayı bir gün önceden saat 20.00'de en son onayı devreye almak istiyoruz. Gelemeyecek olanların, randevusunu iptal etmeyi düşünenlerin iptalini sağlayıp devamında talep bırakanlara öncelikle dönmek istiyoruz." dedi.
Koca, akılcı laboratuvar ve akılcı görüntüleme uygulamasını strateji planına aldıklarını belirtti.
Özellikle tomografi ve gelişimsel işlemler dahil olmak üzere bilim kurulu ve branş uzman dernekleriyle birlikte bir algoritma geliştirmeye çalıştıklarına vurgu yapan Koca, "Bunun ilkini endoskopide yaptık, çalışma bitti. Kolonoskopi ve gastroskopiyle ilgili endoskopik işlemler ne zaman, hangi durumda, hangi hasta grubunda, nasıl istenmeli? Bununla ilgili uzmanlık dernekleriyle, akademisyenlerle birlikte, 5 dernekle birlikte çalışıldı. 1 Haziran'dan itibaren de başlamış olacağız." diye konuştu.
- "MR onam sistemi devreye giriyor"
Bakan Koca, MR, tomografi ve ultrason gibi tetkiklerle ilgili bir sistem de oluşturmak ve randevuları bir gün önceden hastaya hatırlatmak istediklerini belirterek, "Nasıl muayenede onam sistemi devreye giriyor ise benzer şekilde MR, tomografi, ultrason, ameliyat ve benzeri uygulamalar için de bir gün önce onam devreye alınacak. Biz bazen verdiğimiz randevularda MR veya tomografi veya ultrasonda gelmeme oranının daha yüksek olduğunu görüyoruz." ifadesini kullandı.
Koca, hastanelerdeki muayene sürelerine ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
"Hastaya ne kadar zaman ayırabilirseniz o kadar iyi bir hizmet sunmuş olursunuz. Ama bunun da bir ölçüsü var. Dünya Sağlık Örgütünün de yayımlanmış bir süresi olmadığını bilelim. Bizim uygulamamız 10 dakikaydı. Biz ortalama her hekim arkadaşımıza özellikle dahili kliniklerde 42 randevulu hasta açıyoruz. Dolayısıyla 10 dakika. Bahsettiğiniz 2 dakika uygulaması söz konusu değil. Anlık bilgi işlemde, dijital ortamda güncellemeyle birlikte düşen bir iki dakika aralıklı bir görüntü servis edilerek adeta bir iki dakikada hasta muayene ediliyormuş algısı oluşturuldu. İlgili hastane açıklamayı yaptığı halde bunlar söylenmeye devam edildi. Böyle bir uygulama söz konusu değil. Yani 10 dakika."
Bakan Koca, HPV aşısında son durumun ne olduğuna ilişkin soru üzerine şu bilgileri verdi:
"HPV önemli bir aşı. Bildiğiniz gibi HPV'nin 194 türü var. Aşı olarak da 9 ve 16'lık serotipleri var. Biz bu dönemde yaygın tarama yapıyoruz. Tarama ile birlikte yeni başladığımız, muayene olmadan idrardan HPV'nin taranabileceği bir çalışmayı başlattık. Bunun başında da TÜSEB ve Aşı Enstitüsünün başında olan Prof. Dr. Ateş Kara hocamız var. Birinci aşama zannediyorum tamamlandı. İkinci aşamaya geçilmiş olacak. Dünyada örneği olmayan, ilk olabilecek olan, yaygın, özellikle muayene olmak istemeyenler için idrardan taramayı yapmış olacağız. Burada bu taramaları yaparken Türkiye için özel olan ve riskli olan serotipi de bilmiş olacağız. Bazı ülkelerin iki serotiple yüzde 98 başarı elde ettiğini biliyoruz. Ülkemiz için hangi serotipin ve riskli olanın hangisi olduğu, nasıl bir aşının daha fayda sağlayacağını bu bilgilendirmeyle anlamış olacağız. Rutin aşılama programındaki aşılar dışında HPV ve influenza konusunda da hıfzıssıhha biriminde üretilen bir aşı olarak şu an çalışıyoruz. Bu arada bu çalışmalarla birlikte hazır olan aşıyı almak için de hangi tipi almalıyız, bu anlamda da çalışmalarımızı devam ettiriyoruz."
(Sürecek)