İBRAHİM HAMDİ HACICAFEROĞLU/FARUK HANEDAR - Çin'in Xi'an Jiaotong-Liverpool Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Okulu Dekan Yardımcısı ve Uluslararası Çalışmalar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mohsen Al-Attar, uluslararası hukukun adaleti sağlamaktan ziyade statükoyu koruduğunu ve "Filistin meselesinin" uluslararası statükoya meydan okuduğunu söyledi.
İstanbul'da Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu, Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından "Gazze'den Sonra Uluslararası Hukuku Yeniden Düşünmek" konferansı düzenlendi.
Konferansa katılan Prof. Dr. Attar, AA muhabirine, İsrail'in uluslararası hukuk önünde diğer ülkelere kıyasla "özel muamele" gördüğünü söyledi.
ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa'nın İsrail'e yönelik desteğini eleştiren Attar, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve diğer bazı organlar nezdinde İsrail'in onu korumaya devam eden ABD ile olan bariz ilişkisine bakabilirsiniz ancak daha da ileri giderek bazı Avrupa devletlerinden aldığı desteğe de bakabilirsiniz yani bir soykırım gerçekleştirdiği durumlarda bile Almanlar, İngilizler ve Fransızlar, tıpkı Amerikalıların yaptığı gibi İsrail'e silah sağlamaya devam ediyorlar. Bu şekilde, İsrail'in eylemlerini destekleyerek yaptığı soykırımın suç ortağı haline geliyorlar." diye konuştu.
Attar, "Uluslararası hukuk, adaleti sağlamak için değil statükoyu korumak için var, mevcut çerçeveyi korumak için var." dedi.
"Filistin meselesinin bize sunduğu şey statükoya meydan okumaktır. Statükonun altını oymaktır." ifadelerini kullanan Attar, bu konuda yaşananların, işlerin yapılış şeklini altüst etmesinden dolayı kavramların içinin boşaldığına ve güvenin ortadan kalktığına işaret etti.
Uluslararası kurumların kendilerini koruma altına alma yönünde hareket ettiklerini dile getiren Attar, "Bu da İsrail'in Filistin halkı üzerinde sahip olduğu otoritenin korunması anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "BM'nin varlığını sürdürebilmesi için kesinlikle bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor"
Attar, Güney Amerika, Afrika ve Asya'dan ülkelere de yer verilen BMGK yapısıyla sistemin reforma tabi tutulması yönünde tartışmaların yaşandığını belirterek, "Tüm bunlar, bir tür göz boyama çünkü hala bazı devletlerin uluslararası düzende diğerlerinden daha fazla yetkiyi hak ettiğini söyleyerek bu egemen eşitsizlik fikrini koruyor." görüşünü paylaştı.
Teklif edilen bazı reformların devletlerin arasında eşitliği sağlamak yerine BMGK'de 5 daimi üyenin veto hakkını korunma amacını güttüğünü anlatan Attar, "(BMGK'de) Yapılacak en büyük reform, veto hakkını ortadan kaldırmaktır çünkü bu, sistemin temelini oluşturduğu varsayılan egemen eşitliği düşüncesini temin edecektir." ifadesini kullandı.
Attar, diğer yandan üçüncü dünya ülkelerinin dünya nüfusunun çoğunluğunu temsilen Avrupa devletleriyle eşit olduklarını kabul ettirmeye çalıştıklarını anlattı.
Veto yetkisine sahip ülkelerin dünya nüfusunun çok küçük bir azınlığını temsil ettiklerine dikkati çeken Attar, BMGK üzerinde etkisi bulunmayan ve veto yetkisine sahip olmayan ülkelerin çoğunlukta olduğunu vurguladı.
Attar, BMGK'nin temsil gücünün yetersiz olduğunu belirterek, "Sonuçta plütokrasi denen şeye sahip oluyorsunuz. Bu, demokratik bir sistem değildir. Adaletsizdir. BM'nin varlığını sürdürebilmesi için kesinlikle bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor." dedi.