Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, "Uluslararası Ali Kuşçu Sempozyumu"nun açılış konuşmasını yaptı:

"Kuşçu, kendisinden önce gelen geleneğe meydan okumuştur. O, sayı üzerine düşünmeyi metafizik bir durum olmaktan çıkartıp, meseleyi 'sayma eylemi'ne, yani pratik bir duruma dönüştürmüştür"

İstanbul Medeniyet Üniversitesi (İMÜ) Bilim Tarihi Enstitüsü ile Türkiye Bilimler Akademisinin (TÜBA) işbirliği, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TYEKB) ve Fatih Belediyesinin katkılarıyla düzenlenen "Uluslararası Ali Kuşçu Sempozyumu", İTÜ Maçka Kampüsü'nde başladı.

UNESCO'nun vefatının 550. yıl dönümü olan 2024'ü "Ali Kuşçu Yılı" ilan etmesi vesilesiyle gerçekleştirilen sempozyumda, ünlü astronom, matematikçi ve bilim insanı Ali Kuşçu farklı yönleriyle ele alınıyor.

Sempozyumun başlangıcında açılış konuşmasını yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilim Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, "Kaynakları ve Etkileri Açısından Ali Kuşçu'nun Sayı Tanımı" başlıklı bir sunum yaptı.

Fazlıoğlu, Kuşçu'nun çalışmalarının önemli bir ilim mirası üzerinde inşa edildiğini belirterek, eserlerini ilmi gelenek anlamında "doymuş bir medeniyet" döneminde verdiğini belirtti.

- "Ali Kuşçu'nun sayı meselesini ele alışı, teknik açıdan değil 'metodolojik' açıdan önemlidir"

"Doymuş bir medeniyet"in en belirgin özelliklerinden birisinin çoklu okuma biçimlerine imkan tanımak olduğunun altını çizen Fazlıoğlu, "Burada artık ilim adamları ayrıntılar üzerine düşünmeye başlarlar. Kuşçu da bu anlamda sayı meselesinin ayrıntıları üzerine düşünmüştür. Ali Kuşçu'nun sayı meselesini ele alışı, teknik açıdan değil 'metodolojik' açıdan önemlidir." dedi.

Fazlıoğlu, Ali Kuşçu'nun sayı tartışmasına yaptığı katkılardan birisinin, meseleyi medresesi müfredatına dahil etmesi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Kuşçu, kendisinden önce gelen geleneğe meydan okumuştur. O, sayı üzerine düşünmeyi metafizik bir durum olmaktan çıkartıp, meseleyi 'sayma eylemi'ne, yani pratik bir duruma dönüştürmüştür. Kuşçu'nun yapmak istediği temel husus, sayının varlık şemasındaki yerini belirlemektir. O önce nesnelerin mahiyetleri, ardından 'parça' kavramı, daha sonra ise 'bireyselleşme' konularını ele alır. Bunun ardından 'birlik' ve 'çokluk' arasındaki ilişkiyi ele alan Kuşçu, nihayet buradan 'sayı' kavramına gelir. Dolayısıyla Kuşçu için önemli olan sayının varlık şemasındaki yeri ve sayının 'birlik'le ilişkisidir."

Arasında "İslam Fizik Tarihinde Optik Problemleri ve Işık Terminolojisi: Ali Kuşçu Örneği", "Bir Dilbilimci Olarak Ali Kuşçu", "Klasik Dönem Öğrenci-Hoca İlişkisine Bir Örnek: Gulam Sinan'ın Gözünden Ali Kuşçu" ve "Bir-Çok ve Yüklemleme Şeması: Ali Kuşçu'nun Perspektifi" başlıklı konuların yer aldığı toplam 7 oturumdan oluşan sempozyum, 20 Kasım'da sona erecek.

Ali Kuşçu'nun bilimsel mirasını ve çalışmalarının bugünün bilim anlayışına yaptığı katkıların ele alınacağı sempozyumun yanı sıra "Semerkant'tan İstanbul'a Ali Kuşçu ve Çevresi Yazma Eser Sergisi" de Rami Kütüphanesi'nde ziyaret edilebilecek.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri