ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan büyüme rakamlarına ilişkin, "Bundan sonrasında daha pozitif rakamlara ulaşacağımız bir süreci hep beraber yaşayacağız." dedi.
Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
"CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş'ın Millet İttifakı'nın da adayı olması"na ilişkin soruya Çelik, "Millet İttifakı denilen ittifakın adayıdır fakat Mansur Yavaş esasında, bütün Ankaralılar bunu bilsin, bir CHP projesidir ve Millet İttifakı'na kabul ettirilmiştir. Millet İttifakı etiketi CHP projesi olmasına rağmen, CHP'li sıfatının kendisine yük olacağını düşündüğü için kendisini aday yapan CHP'ye mesafe koymak, onu örtbas etmek amacıyla daha çok bu Millet İttifakı meselesi öne çıkarılarak kendisini sunmaya çalışmaktadır. Fakat yaptığı açıklamalar ve ortaya koyduğu tavırlar CHP zihniyetinin bir temsilcisi olduğunu açık ve net bir şekilde göstermektedir." yanıtını verdi.
Çelik, Mansur Yavaş ile ilgili iddialarla ilgili, "Günlerdir bu iddialar basında yer alıyor. Birisi de çıkıp der ki 'bu iddialarla ilgili mesele şudur' ya da 'şu değildir'. Biz de bekledik, yanlış bir şey yapmayalım ve yanlış bir açıklama yapmayalım diye bekledik biz de sonuna kadar CHP'den, Mansur Yavaş'tan ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun Mansur Yavaş projesinin mimarı olarak bir şey söylemesi lazım ve hiçbir şey gelmedi." diye konuştu.
- "Başkenti yönetecek kişi şaibelerden uzak olmalı"
Ankara'nın başkent ve Türkiye'nin kalbi olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Ankara'yı yönetecek kişinin tüm şaibelerden uzak olması gerekir. Vatandaşımıza şunu soruyoruz, hakkındaki bu iddialar, yani yargı içinde örgüt kurmak, kişisel nüfuzunu kullanmak... Bununla ilgili 28'e yakın dava süreci devam ediyor. Aynı zamanda sahte senetle icra takibi yaptığı yargı kararıyla kesinleşmiş zaten. Dolayısıyla böyle bir kişinin elinde hiçbir kamu yetkisi yokken bu şekilde davranan bir kişinin elinde kamu yetkisi olduğu zaman neler yapabileceğini vatandaşlarımız düşünsünler. Bunlar çok vahim iddialardır."
Ömer Çelik, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in partisinin Denizli mitingindeki sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın suç duyurusunda bulunmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, "O konuda İYİ Parti Genel Başkanı'nın Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili olarak kullandığı o ifade ve iftira hakkında tabii ki avukatlar gereken girişimleri yapacaklar." yanıtını verdi.
- "Terör, geçit verilmemesi gereken bir insanlık suçudur"
AK Parti Sözcüsü Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çoğu yerde geçmişte Türkiye bu acıyı çok çekti, belediyeler üzerinden bu millete hizmet götürmek yerine, belediyelere hizmet götürmek yerine, tam tersine belediyenin kaynaklarını, belediyedeki ortaya çıkan imkanları terör örgütüne kaynak olarak aktardığı tespit edilen, kendi arabasının bagajında silah taşıdığı tespit edilen kişiler siyasal alandan uzaklaştırıldı. Bir hukuk devleti, hukuk devleti olmanın ve demokratik egemenliğini korumanın gereği olarak bunu yapmalıdır.
Herkese hatırlatıyorum, İspanya'da Batasuna Partisi ile ilgili ortaya çıkan İspanya Yüksek Mahkemesinin verdiği karar daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından onaylanmıştır. Terör dünyanın hiçbir yerinde geçit verilmemesi gereken bir insanlık suçudur. O kararın içerisinde ne var biliyor musunuz? Bir milletvekilinin yurt dışındaki terör örgütünün bir propagandasına katılması, terörist cenazesine katılması. Hatta çok enteresan bir karar var, terör örgütünün insanları tehdit eden açıklamalarını kınamamalarından bile İspanya Yüksek Mahkemesi tarafından mahkum edilmiştir ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İspanya Yüksek Mahkemesinin kararını haklı bulmuştur."
Türkiye'de terör örgütüne yardım eden belediyelerle ilgili atılan bütün adımların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tüm içtihatlarına uygun olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
"Hatta o içtihatların koyduğu standartlardan çok daha yüksek bir tahammül seviyesi gösterilmiştir siyasal alanı korumak için. Şimdi bunların benzeri olan şahısların Millet İttifakı'ndaki birtakım algoritmalarla, Millet İttifakı içinde kurulan denklemlerle benzerlerinin yeniden önünün açılması karşısında Cumhurbaşkanımız haklı olarak, bunların terör örgütüyle yanaşık düzen durmasını, terör örgütüne hizmet edecek bu kişilerin, hizmet eden bu kişilerin önünün açılmasını ya da terör örgütüyle bağlantılı kişilerin belli yerlerde bu Millet İttifakı içerisindeki bazı partilerin adaylarının kazanması için adaylıktan çekilmeleri gibi süreçlerdeki bu ilişkileri meydanlarda milletiyle paylaşmaktadır. Bu terörist faaliyetlere geçit verilmemesi, geçmişte Türkiye'nin yaşadığı bu sıkıntıların bir daha yaşanmaması, orada vatandaşa hizmet götürmesi gerekenlerin belediyeler üzerinden terör örgütüne hizmet götüren organizasyonları yeniden kurmasının engellenmesi için bu hassasiyetleri ortaya koymaktadır."
-" Açık bir iftira içerisinde bulunuyorlar"
Çelik, "Şimdi bunun karşısında çıkıp da İYİ Parti Genel Başkanı, 'Cumhurbaşkanı kendi vatandaşlarına terörist diyor' dediği zaman ya da 'orada Denizlililere terörist diyor' dediği zaman açık bir iftira içerisinde bulunuyor. Buradan iki mana çıkar. Birincisi ya bu şekilde geçmişte Türkiye’nin çok acı çektiği terör örgütüne yardım aktarmış çizginin, o denklemin içinde olan kişilerin yeniden aday gösterilmesi ve bunların iş başına gelmesi, aynı süreçleri yeniden başlatması o parti için bir terör faaliyeti manasına gelmiyor, o parti için rahatsız edici bir durum olarak algılanmıyor demektir. Ya da Cumhurbaşkanımızın bu organizasyona dönük olarak söylediği sözleri millete söylenmiş gibi çarpıtarak açık bir iftira içerisinde bulunuyorlar." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanımız devletimizin ve milletimizin birliğinin sembolüdür, ordularımızın başkomutanıdır, bütün cumhurun Cumhurbaşkanıdır." diyen Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Buna cevap verenlerin asıl utanması gereken şey şudur, bakıyorum bir sürü açıklama yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin vatanı, Türkiye Cumhuriyeti hepimizin devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı hepimizi temsil ediyor. Siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına çıkıp da 'vatandaşlarına terörist dedi' gibisinden bir iftirayı normal karşılayacaksınız, onun karşısında verilen cevaplarla uğraşacaksınız. Tabii ki buna karşı Cumhurbaşkanımız birincisi kendi kişisel haklarını korumak için, ikincisi Cumhurbaşkanı olarak Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını korumak için bu hukuki süreci başlatmıştır. Cumhurbaşkanının vatandaşlarına terörist dediği gibi bir ifadenin herhangi bir hukuki süreçle cevaplanmaması diye bir şey söz konusu değil, avukatlar davayı açacaklar mahkemeler bakacaklar."
- "Dengelenmenin sağlanmasıyla ilgili birtakım tedbirler alındı"
TÜİK tarafından açıklanan büyüme rakamlarına ilişkin de Çelik, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar aldığımız tedbirler ve öngördüğümüz hedeflere ulaşan bir süreç içerisinde ilerliyoruz. Seçimden sonraki süreç önümüzdeki yıl yani geçen yıl daha çok bu dengelenmenin sağlanmasıyla ilgili birtakım tedbirler alındı. Bundan sonrasında daha pozitif rakamlara ulaşacağımız bir süreci hep beraber yaşayacağız.
Burada alınan tedbirler gerek bu krizin yarattığı tahribatın, yani ülkemize dönük olarak ekonomik saldırının yarattığı tahribatın giderilmesi, bu çerçevede özel sektöre, çiftçiye ve esnafa gereken desteklerin verilmesi, teşviklerin ortaya koyulması ve bunların sonuçlarının alınması gereken bu dengelenme süreciyle birlikte daha pozitif rakamları göreceğimiz bir süreçle önümüzdeki dönemde tanışacağız."
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, S-400'lerin üçüncü bir ülkeye satılacağı iddialarına ilişkin, "S-400'leri Rusya üretiyor, onlar o satışları gerçekleştiriyor. Bizim üçüncü bir ülkeye satma gibi bir şeyimiz yok. Biz iki tane bataryayı 2,5 milyar dolar ödeyerek aldık, bunun teslimi de temmuzda yapılacak." diye konuştu.
(Bitti)