BİTLİS (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Terör örgütleri hiçbir zaman kullandıkları kelimenin altını gerçekle doldurmazlar. Onlar sadece vitrinde kullanılan kelimelerdir. DEAŞ'ın İslam ile alakası olmadığı gibi PKK'nın da Kürtlerin hakları ve özgürlüğü ile bir alakası yoktur." dedi.
Çeşitli programlara katılmak üzere Muş'tan kara yoluyla Bitlis'in Tatvan ilçesine gelen Yılmaz, partililerle esnafı ziyaret etti.
İlçedeki bir restoranda kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile AK Parti Bitlis Milletvekilleri Cemal Taşar ve Vahit Kiler'in de katıldığı toplantıda konuşan Yılmaz, seçime 5 gün kaldığına işaret ederek, çalışmaların aralıksız devam etmesi gerektiğini söyledi.
Çocuklar, gençler ve huzur için ne gerekiyorsa el birliğiyle yapacaklarını ifade eden Yılmaz, şunları dile getirdi:
"Huzur ve güven ortamı olmadan hiçbir şey olmuyor. Devlet yatırımları yine belli şekilde gerçekleşiyor. Birileri saldırsa, şantiyeleri yaksa ve engel olmaya çalışsa da biraz gecikmeli de olsa devlet hizmetleri bir şekilde yürüyor. Ama huzurun ve güvenin olmadığı yere iş dünyası ve yatırımcı gelmiyor. Gerçek anlamda istihdam üretecek, ihracat yapacak ve gençlere yeni fırsatlar sunacak işletmeler gelip burada yatırım yapmıyorlar. Fiziki altyapı, yol, üniversite, yetişmiş insan gücü ve teşvikler olacak. Bunların hepsi yatırım ortamı için gerekli. Ama bir şey var ki o olmadan yatırım olmuyor. O da huzur ve güven ortamıdır. Sermaye naziktir, nazlıdır, tutamazsınız. Huzurun ve güvenin olmadığı yere başkası gelip yatırım yapmadığı gibi sizin iş adamınız da gider başka yerlerde yatırım yapar. Sermaye ve beyin göçü olur. Bu meseleler aslında gençlerimizle ve onların geleceğiyle yakından ilgilidir. Huzurumuza ve Tatvan'ın geleceğine sahip çıkalım."
- "31 Mart'ı son bir fırsat olarak görüyorlar"
"31 Mart'ta önce millet, önce memleket diyeceğiz, Recep Tayyip Erdoğan'a ve AK Parti'ye destek vereceğiz." diyen Yılmaz, AK Parti Tatvan Belediye Başkan adayı Mehmet Emin Geylani'nin güzel projeler hazırladığını, bunların hayata geçmesi için ortam ve destek gerektirdiğini belirtti.
Yılmaz, 31 Mart'tan sonra seçimsiz uzun bir döneme girileceğini, bu seçimsiz dönemin bir fırsat olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Demokrasi, ekonomi ve birçok alanda birtakım reform ve atılımlar yapmamız için bir fırsat penceresidir. Memlekette seçimsiz bir döneme ihtiyaç var. Son 4-5 yıldır Türkiye'ye ciddi saldırılar oldu. Gezi ve çukur hadiselerini, 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbesini ve ekonomik saldırıları yaşadık. Bu kadar saldırı başka ülkeye yapılmış olsaydı, o ülke şimdi ne halde olurdu? Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderin olmadığı dönemde bu kadar hadise ve saldırı olsaydı, Türkiye şimdi ne durumda olurdu? Takdirinize bırakıyorum. Türkiye'yi sevmeyen ve güçten düşürmek isteyenler de bunu görüyor. Onlar için de 31 Mart son bir fırsat. Türkiye'nin istikrarını ve gidişatını bozmak, güçten düşürmek için 31 Mart'ı son bir fırsat olarak görüyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin, Cumhur İttifakı'nın oyu düşerse, hemen ertesi gün hükümete ve Türkiye'nin istikrarına saldırmaya başlayacaklar. Buna müsaade etmememiz, ekonomi ve dış politika için de istikrarımızı ve gücümüzü korumamız lazım."
- "Türkiye, İslam ve yabancı düşmanlığı var"
Yeni Zelanda'da Müslümanların masum ve silahsız haldeyken hunharca bir saldırıyla şehit edildiğini belirten Yılmaz, "Bu saldırıyı sadece çılgın bir kişinin hareketi olarak görebilir miyiz? Bunun arkasında yıllardır uluslararası medyada yapılan İslam düşmanlığı, bunun arkasında birçok çevrede ırkçı, yabancı düşmanlığı, siyasetçilerin birtakım çağrıları ve provokasyonları var. Bunun arkasında yükselen bir Türkiye, İslam ve yabancı düşmanlığı var. Bunu görmezsek geleceğimizi sağlıklı bir temelde geliştiremeyiz." diye konuştu.
- "Onlar sadece vitrinde kullanılan kelimelerdir"
Son 15-16 yıldaki reformlarla anadilin önündeki anlamsız yasakları AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldırdığını dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunları başkası yapmadı. Eksikliklerimiz varsa bunlar da giderilir. Ama artık birilerine buradan ekmek yok. İstismar edebilecekleri bir alan kalmadı. Bunların derdi Kürtler ile Kürtlerin hakkı ve hukuku değil. Terör örgütleri hiçbir zaman kullandıkları kelimenin altını gerçekle doldurmazlar. Onlar sadece vitrinde kullanılan kelimelerdir. DEAŞ'ın İslam ile alakası olmadığı gibi PKK'nın da Kürtlerin hakları ve özgürlüğü ile bir alakası yoktur. Bunları görmemiz lazım. En büyük zararı da Kürtlere ve bu bölgede yaşayan insanlara vermişler. Bunların laflarına baktığımızda, barış, demokrasi, insan, çevre ve kadın hakları... Gayet güzel. Hiçbirinde bir problem yok. Ama fiillerine bakın hiç birisi var mı? İnsanların sözüne değil, bizim de sözümüze değil yaptıklarımıza, eylemlerimize ve davranışlarımıza bakın. 31 Mart'ta Mehmet Emin Geylani kardeşimizin elini kaldırdığınızda sadece onun elini kaldırmış olmayacaksınız, Recep Tayyip Erdoğan'a, AK Parti'ye ve geleceğimize desteğinizi ortaya koymuş olacaksınız."
Seçim koordinasyon merkezine geçerek buradaki vatandaşlarla da sohbet eden Yılmaz, daha sonra ilçeden ayrıldı.