İZMİR (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı önünde bacağına isabet eden şarapnel parçasıyla yaralanan bilişim uzmanı Ömer Günaşan, o gece vatan için mücadele etmenin gururunu yaşıyor.
AA muhabirine darbe girişimi sırasında yaşadıklarını anlatan Günaşan, Ankara'daki evinde ailesiyle otururken İstanbul'da boğaz köprüsünün askerler tarafından kapatıldığını öğrenince ne olduğuna bir anlam veremediğini söyledi. Günaşan, Başbakan Binali Yıldırım'ın bir televizyon kanalında "TSK içindeki küçük bir grubun kalkışması ile karşı karşıya olduklarını" açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine abdest alarak evden çıktığını söyledi.
- "Beni Kızılay'a götürecek kadar benzin"
Kızılay Meydanı'na çıkan yolların askerlerce kapatıldığını arkadaşlarından öğrendiğini belirten Günaşan, "Hiç kimse ile vedalaşacak, helalleşecek vaktimiz olmadı. Aracımda yeterli benzinim yoktu. Bir istasyona girerek benzin almak istedim. Burada bir kuyruk oluşmuştu. Sıra bana geldiğinde benzinci 'Ne kadar olacak?' diye sordu. Söylediğim tek şey 'Beni Kızılay'a götürecek kadar.' oldu. Ne kadarlık benzin aldığımı dahi hatırlamıyorum çünkü geri dönmeyi asla düşünmemiştim." dedi.
Günaşan, Genelkurmay Başkanlığı binasının önüne gittiğini, burada toplananların darbeci askerlerle konuşmaya çalıştığını, kalkıştıkları işten vazgeçirmek için uğraştıklarını aktardı.
- "O mücadelenin tarifi yok"
Darbeci askerlerin hedef gözetmeksizin üzerlerine ateş edeceğini hiç tahmin etmediklerini dile getiren Günaşan, yaşananları şöyle anlattı:
"Askerler atış pozisyonu almışlardı. Bir helikopter bize doğru alçalarak geldi. Ben helikopter düşecek sanmıştım ama bir anda ortalık savaş alanına döndü. Bize doğru ateş etmeye başladı. Kaçarken ayağıma bir şarapnel parçası isabet etmiş. Yaralandığımı hissetmedim. Mücadeleye devam ettim. Durumu çok daha ağır arkadaşlarımız vardı. Önceliğimiz onlara yardım etmek oldu. Hiçbir şey bizi yıldıramıyordu. Tankların üzerine çıkarak askerleri etkisiz hale getirmek için canla başla mücadele etmeye çalıştık. Bu mücadelenin tarifi yok. Ben de dahil olmak üzere darbe girişimi bitene kadar hiçbir arkadaşımız hasteneye gitmedik. Biz oradaki askerlere bunun bir darbe olduğunu millete karşı durduklarını anlatmaya çalıştık. Bizim konuştuğumuz askerlerden hiçbir yanıt alamadık. Adeta duvarla konuşuyor gibiydik. Başlarındaki komutanlar sürekli bizi dağıtmaya, evlerimize gitmemiz gerektiğini söylüyorlardı. Hiç kimse gitmedi. Biz oraya eve gitmeye gelmemiştik. Evden çıktığımda tek pişmanlığım kızımla vedalaşamamak olmuştu. Sadece kızımla vedalaşmak aklımda vardı. Bir ara onu telefonla aradım ve vedalaştım."
Günaşan, ayağındaki yarayı hiç önemsemediğini, sabah olaylar kontrol altına alınıp eve gittikten sonra yarayı temizleyip sardığını vurguladı.
Bağımsızlığına düşkün bir milletin topyekun mücadelesinin o gece bir daha başarıya ulaştığına dikkati çeken Günaşan, "Düşünün, Meclis bombalanıyor, bize ateş ediliyor, bomba sesleri geliyor. Dehşet bir gece yaşadık. Sanki bütün herkes birleşmiş, Türkiye'ye savaş açmış gibiydi. Buna karşı toplanan insanların ortak noktası vatan sevgisiydi." diye konuştu.
Ömer Günaşan, böyle bir olayın tekrarlanmasını dilediğini ancak tekrar ettiği taktirde vatanı savunacak milyonlarca kişinin olduğunun bilinmesi gerektiğini kaydetti.