ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Ekrem İmamoğlu'nun gazeteci İsmail Küçükkaya ile bir otelde ortak yayın öncesi görüşmesine ilişkin, "O otele giden herkesin görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir? İnsanlar odalarında otururken, toplantılar yaparken veya eşiyle beraber otururken, yatarken, uyurken, kalkarken, banyo yaparken onların görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir? O otelin genel müdürü ve yöneticilerinin derhal istifa etmesi lazım." dedi.
Kılıçdaroğlu, Fox Tv'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Seçim çalışmalarının" sorulduğu Kılıçdaroğlu, çalışmaların iyi şekilde devam ettiğini, demokrasiyi savunan, vatanını, bayrağını seven herkesi kucakladıklarını, kapsayıcı bir dil kullandıklarını söyledi.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'na destek çağrısının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "HDP ile bizim bir ittifakımız yok ama HDP'ye oy veren kitlelerin tamamı değil ama büyük bir kısmı Ekrem Bey'e oy verecekler. İnşallah verirler. Tabii sadece HDP tabanından değil, AK Parti tabanından da Ekrem Bey'e ciddi bir oy gelecek biz bunu gözlemliyoruz. 23 Haziran'da Ekrem Bey'in alacağı oylar, bir önceki seçime göre daha çok artacak, mesafe açılacak. Çünkü 23 Haziran seçimleri, haksızlığa uğramış bir kişinin hakkını teslim etme seçimi olacak." yanıtını verdi.
"Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) İstanbul seçimini iptal kararının" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "YSK, siyasi baskıya direnemedi. 7 üyesi siyasi otoriteden aldığı talimatın gereğini yaptı. Onlara hakim denmez. Bulundukları konum itibarıyla emin olun bir süre sonra çocuklarının yüzüne dahi bakamayacaklardır." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, İstanbul seçiminin iptaliyle ilgili iktidarın "çaldılar" söylemini kullandığını hatırlatarak, "Kim çaldı? Erdoğan çıktı 'Elimizde görüntüler var' açıklaması yaptı. Hiç görüntü gördünüz mü? Ben görmedim. Başkaları da görmedi. Aradan uzun süre geçti görüntüyü bir görelim, kim çaldı? En son geldi şu noktaya, 'Efendim çaldı lafı siyasidir...'" diye konuştu.
"Vatandaş neden bir daha seçime gidiyor?" sorusunun yöneltilmesi üzerine de Kemal Kılıçdaroğlu, şu görüşlerini paylaştı:
"Bizim hukuk, yargı, adalet sistemimize vurulan en büyük darbedir bu. Hiçbir gerekçe göstermeden, uzun uzun yazarak, hikaye anlatarak, 'Biz, bunu iptal etmek zorundayız, baskı geldi ve biz bu baskıya boyun eğdik.' süreci hepimizin önünde duruyor. Dolayısıyla biz yeniden seçime gideceğiz. Kimin oyu burada iptal edildi? Vatandaşın. Şunu bekliyorlardı, bu iptal edildikten sonra CHP'liler sokağa çıkacak, cam, çerçeve kıracak, polis biber gazı atacak, büyük olaylar olacak, insanlar ölecek, Erdoğan çıkacak televizyona 'bakın gördünüz mü işte CHP budur' diyecek. Bunu yapmadık. Herkesin sakin olmasını istedik."
- "Bir kumpas kurulamayacak boyutta fark bekliyoruz"
Vatandaşlardan, ellerini vicdanlarına koyarak sandığa gitmelerini isteyen Kılıçdaroğlu, vatandaşın oyunun yargı kumpasıyla yok sayıldığını belirtti.
Kılıçdaroğlu, 23 Haziran'daki seçimin, artık bir belediye başkanlığı seçimi olmaktan çıkıp, haksızlığa uğrayan bir kişiye hakkını teslim etme seçimi olduğunu vurgulayarak, "Milli irade, vatandaşın iradesi demokrasilerde son sözü söyleyen iradedir. O zaman bu iradeyi yeniden ortaya koyacağız. Fark açılacak. Artık kapalı kapılar ardından bir kumpasın kurulamayacağı boyutta bir fark bekliyoruz." diye konuştu.
"Yenilenen seçimler sonrası Ekrem İmamoğlu'nun yeniden mazbatasını alması ne anlama gelecek?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Birinci anlamı şu, İstanbullu diyecek ki 'kardeşim, siz benim irademe kumpas kurdunuz, kapalı kapılar ardında benim irademi yok saydınız. Şimdi ben sandığa yeniden gidiyorum ve irademi sağlıyorum.' Bu irade, haksızlığa uğramış bir kişinin hakkını teslim etme iradesidir. Bu bir normal siyasi partiler arasındaki bir seçim değildir. İki, bütün dünyaya 'bütün baskılara rağmen, kapalı kapılar ardındaki bir yargı darbesine rağmen, siyasal baskıların yoğunlaşmasına, tek adam rejimine rağmen İstanbul'da halk sandığa gitti ve demokrasiden yana oy kullandı' mesajı verilecek. Ve bütün dünya diyecek ki 'Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde demokrasi kültürü bizim düşündüğümüzden çok daha güçlü. Halk, demokrasiye sahip çıktı.' Bu açıdan çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti'nde İstanbullular, dünya siyaset tarihine önemli bir armağan bırakıyorlar. Gidip Ekrem Bey lehine oy kullanan herkes, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir vatandaşı olarak, dünya siyaset tarihine önemli bir mesaj vermiş olacaktır."
- "Sen, millet iradesinin üstende misin"
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmamoğlu'nun Ordu Valisi'ne yönelik sözlerine ilişkin, 'İşi Ordu Valimiz yargıya götürmesi halinde -ki götürecek- polislerimiz hakeza... Bu konuda yargının vereceği kararı ben şu anda bilemem ama yargının vereceği karar bu işte önünü kesebilir.' dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Yani 'ben, yargıya talimat vereceğim, YSK'ye talimat verdiğim gibi. İmamoğlu'nu alıp hapse atacaklar, mahkum edecekler. Dolayısıyla koltuğa oturmayacak.' mesajı vermek istiyor. Düşünün, bir ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişisi... Bundan daha ağır bir ifadesi var, 'Ordu Valisi'nden özür dilemezsen o koltuğa oturamazsın.' diyor. Kimsin sen? Sen, milletin iradesinin üstünde misin?"
"Küçükkaya ile Ekrem İmamoğlu'nun ortak yayın öncesi The Marmara Oteli'nde görüştüğüne ilişkin görüntülerin" sorulduğu Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"FETÖ'cülerin taktikleri var. Aynı taktikler. Zaten 'Aynı menzile yürüyoruz.' demişti Erdoğan. Aynı menzile yürüyorlarsa, aynı yoldan yürüyorlar demektir. Oteldeki görüntüleri kim servis ediyor? O otel yöneticileri niye bugüne kadar konuşmadılar? O otele giden herkesin görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir? İnsanlar odalarında otururken, toplantılar yaparken veya eşiyle beraber otururken, yatarken, uyurken, kalkarken, banyo yaparken onların görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir? O otelin genel müdürü ve yöneticilerinin derhal istifa etmesi lazım."
"Açık oturumu nasıl buldunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Dengeli bir performans vardı. Zaten sorular üç aşağı beş yukarı belli. 'Son üç soruyu sizler birbirinize sorun.' dediniz, çok güzel oldu." dedi.
- "Ülkücüler endişe duyuyorlar"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, programda Binali Yıldırım'ın geçmişi, İmamoğlu'nun ise geleceği anlattığını vurguladı.
"İmamoğlu'nun, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir ve beraberindeki ülkücülerle buluşmasının" sorulduğu Kılıçdaroğlu, "Bir araya geldi bu arkadaşlar, çünkü Türkiye'nin gidişinden endişe duyuyorlar. Bütün ülkücüler Türkiye'nin gidişinden endişe duyuyorlar. Mesela bir silah fabrikasının Katar ordusuna satılmasını hiçbir ülkücü içine sindiremez ve buna itiraz etmesi lazım." yanıtını verdi.
"Cezaevlerindeki kader mahkumlarının ailelerine kavuşmak istediğinin" ifade edilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Eğer bir şey yapacaksanız, kader mahkumlarıyla ilgili bir af çıkaracaksanız süratle getirin parlamentodan geçsin ama onların duygularıyla oynanıp, onlardan, yakınlarından oy almak için seçim öncesi 'af', seçim sonrası bunu unutacaksanız, bu siyaseten de ahlaken de doğru değildir." karşılığını verdi.
"Sayıştay'ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi için hazırladığı denetim raporunun" sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sayıştay'ın internet sitesine yer almış bir rapor. Binali Bey 'Ben, bu raporu okumadım' diyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adaysınız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili bir rapor hazırlanıyor ve siz o raporu 'ben okumadım' diyorsunuz. Siz, o zaman niye aday oldunuz? TBMM adına denetim yapan bir kuruluş bir rapor yazıyorsa ve siz o raporun konusu olan kente belediye başkan adayıysanız sizin önce o raporu okumanız lazım. Eksik nedir, artı nedir bütün bunları görmeniz lazım. Okumuyorsanız siz aday değilsiniz zaten. İstanbul'u bilmiyorsunuz demektir. Bu rapor gündeme geldikten sonra Sayıştay bir açıklama yaptı. Sayıştay böyle bir açıklamayı yapamaz, yapmamalı. Kendi tarihsel sürecine de bugünkü konumuna da gölge düşürüyor."
- "Sisi'ye Hüseyin'i niye teslim ettin"
Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz?' dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, iktidarın, Mısır'da hakkında idam kararı olması nedeniyle Türkiye'ye kaçan Muhammed Abdulhafız Hüseyin'i, Sisi'ye teslim ettiğini kaydetti.
"Şimdi kalkmış Sisi'yi kötülüyor. Sisi'ye, Hüseyin'i niye, hangi gerekçeyle teslim ettin? Hüseyin'i, Sisi'ye teslim edeceksin, idamla yargılanacak, sen geleceksin Türkiye'de 'Mursi şöyleydi, böyleydi' diye onu öveceksin. Biz, idama karşıyız." diyen Kılıçdaroğlu, Hüseyin'in, Sisi'ye teslim edilmesinin hesabının verilmesi gerektiğini bildirdi.
Program sonunda vatandaşlardan sandığa gitmelerini isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, sandıklara sahip çıkacaklarını sözlerine ekledi.