Milli Savunma Bakanı Akar, gazetecilerle bir araya geldi: (1)

"(Barış Pınarı Harekatı) Burada bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğiz dedik, buna müsaade etmeyeceğimizi bu operasyonla göstermiş olduk. Eğer bu tacizler, sıkıntılar devam ederse, eğer Rus dostlarımızla yaptığımız görüşme buna bir çare olmazsa, onunla

ANKARA (AA) - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin "Burada bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğiz dedik, buna müsaade etmeyeceğimizi bu operasyonla göstermiş olduk. Eğer bu tacizler, sıkıntılar devam ederse, eğer Rus dostlarımızla yaptığımız görüşme buna bir çare olmazsa, onunla ilgili de yine 'B-C planı' var." dedi.

Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle Milli Savunma Bakanlığı'nda bir araya gelen Akar, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Barış Pınarı Harekatı'nın başlangıcından beri "Türkiye Cumhuriyeti'nin terör koridoruna müsaade etmeyeceğini" tekrar tekrar dile getirdiklerini hatırlatan Akar, bölgede hakim olan ABD'ye açık ve net bir şekilde "30 bin tır, 4 bin 500 kargo uçağı ile YPG'li hainlere silah, mühimmat getirildiğini" söylediklerini, ABD'nin bunu reddettiğini aktardı.

Sonraki süreçte ABD ile "beraber çalışalım" noktasına gelindiğini anımsatan Akar, 2018 Aralık ayından itibaren planlar ve programların ABD'lilerle konuşulduğunu kaydetti.

Akar, ABD ile varılan mutabakatların araziye yansımadığının görüldüğünü dile getirerek, "49 gün beraber çalıştık onlarla fakat hala oradaki tahkimatın YPG'liler tarafından yapılmaya devam edildiğini, varlıklarının devam ettiğini, sözde paçavraların asılı olduğunu gördük, gösterdik." dedi.

Türkiye'nin uyumsuzluk, ilkesizlik yapmadığını, son derece ilkeli ve tutarlı davrandığını vurgulayan Akar, başlatılan Barış Pınarı Harekatı ile 145 kilometrelik genişlikte ve 30 kilometrelik derinlikte bir alanın teröristlerden temizlendiğini ifade etti.

"YPG eşittir PKK. Bunun aksini söylemek insanın aklına hakaret. Siz derseniz ki 'YPG ile biz çalışmak zorundayız.' Bunu anlıyoruz, bunun bir mantığı var ama siz 'YPG'liler PKK'lı değil.' derseniz, o zaman bize yutturamazsınız." diyen Akar, ABD'nin de bunu kabul etme noktasına geldiğini söyledi.

Akar, ABD ve Rusya ile yapılan mutabakat çerçevesinde Barış Pınarı bölgesindeki alanın teröristlerce boşaltıldığını belirterek, "Şu anda alan içinde bir grup, topluluk halinde terörist varlığı olmasa da münferit bazı sızmalar, bombalı motorsiklet, araç, kişi, intihar bombacısı oluyor. Bunlara karşı da yol kontrol noktaları, yerleşim birimlerinin giriş ve çıkışlarının kontrolü yoğun bir şekilde arkadaşlarımız tarafından yapılmakta. Bunlara teşebbüs edenlerin birçoğu yakalandı, itirafçı oldu, anlattılar." diye konuştu.

- "Bireysel hataların hesabı soruluyor"

Barış Pınarı bölgesinin doğusu ve batısı konusunda Ruslarla yapılan mutabakat çerçevesinde, buradaki teröristlerin de boşaltılmasının söz konusu olduğunu hatırlatan Akar, şunları kaydetti:

"Her ne kadar oradaki teröristlerin varlığı, her ne kadar oradan Pınar Bölgesine yönelik hem doğudan hem batıdan tacizler azalmış olsa da onların orada bir varlığı olduğunu her seviyede Rus muhataplarımıza iletiyoruz, onların tedbir almasını istiyoruz. Onlar da bu konuda çeşitli çalışmalar yaptıklarını ifade ettiler, çalışıyorlar. Ve biz oradaki durumu yönetmeye çalışıyoruz. 'Şu anda Barış Pınarı'nda ne oluyor?' derseniz, normalleşme oluyor."

Bölgede insanların rahatça, özgürce yaşamaları, dini ihtiyaçları başta olmak üzere ihtiyaçlarını yerine getirmeleri için TSK olarak ciddi çaba içinde bulunduklarının altını çizen Akar, şu anda kiliselerin açık olduğunu dile getirdi.

Akar, sağlık ve gıda konularında da AFAD, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay'ın çalışmalar yaptığını, elektrik ve su meselesinin çözümü, okulların açılması için yoğun gayret içinde olduklarını söyledi.

Suriye Milli Ordusu'nun Suriye Geçiş Hükümeti'nin emrinde bulunduğunu ve bunların "çapulcu, terörist" gibi takdim edilmesinin yanlış olduğunu belirten Akar, operasyonlarda bireysel yapılan hataların hesabının sorulduğunu, bölgede mahkemelerin de konuyu takip ettiğini aktardı.

- "Kürtler bizim kardeşimizdir"

Hulusi Akar, Mehmetçik karşısında duramayanların "kimyasal silah" iftirasında bulunduğunu, ancak bunun doğru olmadığının görüldüğünü dile getirdi.

PKK/YPG'nin Kürtlerin temsilcisi olmadığının altını çizen Akar, "Bizim tek mücadelemiz YPG/PKK ve diğer teröristlerledir. Kürtler bizim kardeşimizdir, et ve tırnak gibiyiz." dedi.

"En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemiz devam edecek." demelerine rağmen Batı basınının bunu "Kürtleri yok edeceğiz." diye haberleştirdiğine dikkati çeken Akar, bunun ahlaka ve dürüstlüğe sığmadığını vurguladı.

Akar, "Elimizdeki verilere göre, 150 bin civarında Suriyeli kardeşimiz gönüllü ve onurlu bir şekilde, güven içinde Barış Pınarı bölgesindeki köylerine döndüler. Bölge halkı, TSK ve Barış Pınarı harekatına destek veriyor." diye konuştu.

- "Ortak devriyeler sürüyor"

"Bölgede Rusya ile yapılan ortak devriyelerin" sorulduğu Akar, karşılıklı görüşmelerle devriyelerin devam ettiğini ve Türkiye'nin kontrol ettiği bölgenin güneyinde yer alan "M4 kara yolu" bölgesinde bugüne kadar 12 ortak devriye gerçekleştirildiğini aktardı.

Akar, Barış Pınarı Harekat bölgesinde el yapımı patlayıcılar ve mayınların temizlenmesi konusunda da yoğun şekilde çalışmaların sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Bizim derdimiz orada bir barış koridorunun, güvenli bir bölgenin olması, Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde evlerine dönmeleri, oradaki hayatlarını sürdürebilmeleri. Bunun için de bize düşen neyse bu manada elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Burada bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğiz dedik, buna müsaade etmeyeceğimizi bu operasyonla göstermiş olduk. Eğer bu tacizler, sıkıntılar devam ederse, eğer Rus dostlarımızla yaptığımız görüşme buna bir çare olmazsa, onunla ilgili de yine 'B-C planı' var."

- "Uzmanlar için yoğun çalışma içindeyiz"

Uzman çavuşların yaşadığı problemlere değinen Akar, bunların çözümü için yoğun bir çalışma içinde olduklarını, mevcut hukuk düzeni içinde yapılabilecek ne varsa her şeyi yapmak için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini ifade etti.

Bu anlamda uzmanlar için orduevlerinin açıldığını anlatan Akar, Ankara ve İzmir'de bunların yapıldığını, İstanbul için çalıştıklarını kaydetti.

"Rusya'dan jet alımı" sorulan Akar, şunları kaydetti:

"Biz, Patriot verin dedik, 82 milyonun uçaklara ve füzelere karşı savunulması söz konusu. Şu oldu, bu oldu, olmadı. 2011'e geldik, 10 sene geçti. 2011'e geldiğimizde bu Suriye'deki gelişmelerden sonra uçaklara ve füzeye karşı ülkemizin ve milletimizin savunulması aciliyet kesbetti. Bunun için bir hamle daha yaptık, bir daha yola çıktık. Bunu yaparken de pazar olmak istemediğimizi herkese söyledik, bunun bir usulü olsun, teknoloji transferi olsun, ortak üretim olsun, ihraç şekli olsun, geliştirilmesi olsun... Zaman içinde, ilkeler koyduk. Buna da 'hayır' dediniz. Patriot'a 'hayır' deyince ne yapacağız, S-400'e evet dedik ve aldık. Geldi, kuruluyor."

- "S-400 alırsanız vermeyiz diye madde yok"

Bakan Akar, ABD Başkanı Donald Trump'ın "F-35 konusunda Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirdiğini" söylediğini hatırlatarak, Türkiye'nin F-35'in 1000 parçasını yaptığını dile getirdi.

Türkiye'nin F-35 taksitlerini ödediğini ve diğer ülkelerle aynı haklara sahip olduğunu vurgulayan Akar, anlaşmada "S-400 alırsanız, bunu size vermeyiz" diye bir maddenin olmadığının altını çizdi. Akar, şunları kaydetti:

"Bizim tezimiz başlangıçtan beri şuydu; biz F-35 alıyoruz, F-35'in sırları herhangi bir şekilde başka ülkelerin eline geçerse biz rahatsız olmaz mıyız? Bizim de güvenlik problemimiz, biz de istemeyiz. O zaman gelin oturalım, NATO'da gelsin, bilenler gelsin bu işi çalışalım, etkiyi sıfırlayalım. En son Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretleri sırasında Sayın Trump, 'tamam heyet gitsin, çalışsın' dediler. Hala heyet yok. Şimdi böyle olduğu zaman ortaya çıkan durum şu; siz bizi yok sayarsanız, bu tür çözüm odaklı girişimlerde bizimle beraber olmazsanız, bizim başka arayışlara girmek de tabii ki en doğal hakkımız. Bu nereye varır bilemem. Çünkü burada bizim bir savunma ve güvenlik meselemiz var. Devlet, millet meselesi. Bunun planlayıcıları olarak biz bu ülkeyi, milleti korumak ve kollamak durumundayız. Bunun için de silaha, araca, gerece, mühimmata ihtiyacımız var. Bunu açıkça konuşuyoruz. Suriye'de Ruslar'ın S-400'ü var, hemen yanı başında İsrail'in F-35'i uçuyor. O, onu görüyor, o da onu görüyor. Norveç'te, Baltık'ta var. Haydi buyurun çözelim. 'Hayır efendim S-400 alırsan bu iş olmaz.' diyorlar."

(Sürecek)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri