İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, "Kurul, fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından cari işlemler dengesindeki kazanımların korunması amacıyla kredi büyümesi ve kompozisyonuna yönelik makroihtiyati önlemlerin gözden geçirilebileceği değerlendirmesinde bulunmuştur." ifadeleri kullanıldı.
Para Politikası Kurulu'nun 19 Şubat'taki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.
Özette, ocak ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1,35 arttığı, yıllık enflasyonun 0,31 puan yükselerek yüzde 12,15 olduğu hatırlatıldı.
Yıllık enflasyonun enerji dışındaki ana gruplarda gerilediği, enerji enflasyonundaki belirgin artışın bir önceki yılın aynı dönemindeki düşük bazdan kaynaklandığı belirtilen özette, bu dönemde, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonunun görece yatay seyrettiği, eğilimlerin ise bir miktar yükseldiği vurgulandı.
Özette, şubat ayına ilişkin öncü göstergelerin akaryakıt fiyatlarına bağlı olarak grup yıllık enflasyonunun gerileyeceğine işaret ettiği, şubat ayında tütün ve alkolsüz içecekler grubunda tütün ürünlerinin fiyatlarında düşüş izlendiği bildirildi.
- İşsizlikteki düşüş sürüyor
Özette, son döneme ilişkin verilerin iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin devam ettiğini gösterdiği belirtildi. Sanayi üretiminin aralık ayında bir önceki aya göre kuvvetli bir artış kaydettiği ve son çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,5 yükseldiği hatırlatılan özette, şunlar kaydedildi:
"Anket göstergeleri üretimdeki güçlü seyrin ocak ayında da devam edeceği yönünde sinyal vermektedir. Risk primindeki düşüş, belirsizliklerdeki azalma ve kredilerdeki canlanma yurt içi talebi desteklemekte ve iktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşme devam etmektedir. Kredi faizlerindeki gerilemenin ve ekonominin genel gidişatına dair beklentilerdeki iyileşmenin etkisiyle son dönemde yatırımlarda ve istihdamda toparlanma sinyalleri alınmakla birlikte zayıf seyir sürmektedir. Kurul, yatırım ve istihdam görünümündeki iyileşmenin devamı açısından büyüme ve talep istikrarının önemine vurgu yapmıştır."
Özette, rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisinin sürdüğü, küresel büyüme görünümündeki zayıflamanın dış talebi kısmen yavaşlattığı ifade edildi.
Son dönemde başta Almanya ve İngiltere olmak üzere Avrupa Bölgesi PMI göstergelerinin büyüme görünümünde kısmi bir iyileşmeye işaret ettiği belirtilen özette, "Dış talepteki bu iyileşmenin yanı sıra yeni pazar kazanımlarının da ihracata olumlu yansımaları izlenmiştir. Ancak Çin'deki salgın hastalığa bağlı olarak küresel büyümeye yönelik aşağı yönlü risklerin yeniden belirginleşmesi dış talep görünümüne ilişkin belirsizlikleri arttırmaktadır. Öte yandan yurt içi talepteki toparlanmayla birlikte ithalat artmakta ve net ihracatın büyümeye katkısı gerilemektedir. Cari işlemler dengesi ılımlı bir seyir izlemekle birlikte talep kompozisyonundaki gelişmelerin ve salgın hastalığın oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir." değerlendirmelerine yer verildi.
Özette, iktisadi faaliyetin güç kazanmasıyla iş gücü piyasasında toparlanma eğiliminin devam ettiği bildirildi.
Kasım döneminde bir önceki döneme kıyasla tarım dışı istihdamın sanayi sektörü kaynaklı artarken, işsizlik oranlarının azalmaya devam ettiği aktarılan özette, "Öncü göstergeler, işsizlik oranlarındaki düşüşün ilk çeyrekte de sürdüğüne işaret etmektedir. Özetle, net ihracatın büyümeye katkısı gerilerken, dezenflasyon süreci ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki toparlanmanın devam edeceği öngörülmektedir." ifadeleri kullanıldı.
- "Salgın hastalığın etkileri yakından takip ediliyor"
Toplantı özetinde, küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyrin, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde eş anlı olarak sürdüğü belirtildi.
ABD ve Çin arasında ticaret geriliminin çözümüne yönelik olumlu gelişmeler, Brexit sürecine yönelik belirsizliklerin büyük ölçüde ortadan kalkması ve küresel para politikalarının büyümeyi destekleyici yönde olmayı sürdürmesinin küresel iktisadi faaliyete ilişkin olumlu bir görünüm ortaya koyduğu ifade edilen özette, şunlar kaydedildi:
"Buna karşın jeopolitik gerilimlerin ocak ayıyla birlikte şiddetlenmesi, bazı gelişmekte olan ülkelerde yaşanan toplumsal olaylar, güney yarı küredeki kuraklık ve son dönemde Çin'de ortaya çıkan salgın hastalığa ilişkin endişeler, küresel iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Söz konusu unsurların yurt içi büyüme üzerinde oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir. Küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyri yanında, aşağı yönlü risklerin belirginleşmesi, emtia fiyatlarını baskılamakta ve jeopolitik gelişmelere bağlı olarak meydana gelen arz yönlü sorunlara karşın ham petrol fiyatlarının ılımlı seyretmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda, küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında yatay bir görünüm sergilemeye devam etmesi beklenmektedir. Küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir ve küresel enflasyonun düşük düzeyi, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendirmektedir. Öte yandan, son dönemde küresel büyümeye ilişkin artan belirsizlikler gelişen ülke finansal varlıklarına yönelik talebin ve risk iştahının dalgalı seyretmesine neden olmaktadır. Korumacılık önlemlerinin, küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin ve jeopolitik gelişmelerin yanı sıra son dönemde ortaya çıkan salgın hastalığın sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir."
- "Makroihtiyati önlemler gözden geçirilebilir"
Özette, para politikasındaki temkinli duruş ve makroekonomik göstergelerdeki iyileşmenin yanı sıra gelişmiş ülkelerdeki destekleyici para politikası uygulamalarının Türkiye ülke risk primine olumlu yansıdığı vurgulandı.
Buna karşın küresel ve jeopolitik belirsizliklerin ülke risk primi ve kur oynaklığı kanalıyla orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde oluşturabileceği yukarı yönlü risklerin yakından izlenmeye devam edileceği belirtilen özette, temmuz ayından itibaren yapılan güçlü faiz indirimlerinin yanı sıra enflasyon beklentilerindeki düşüş ve bankacılık sektörü likiditesindeki iyileşme neticesinde kredi ve mevduat faizlerinin gerilemeye devam ettiği bildirildi.
Özette, bu çerçevede, finansman koşullarındaki iyileşme ve iç talepteki toparlanmaya bağlı olarak TL kredi büyümesindeki artışın, tüketici kredilerinde daha belirgin olmak üzere devam ettiği aktarıldı.
Söz konusu gelişmede genel ekonomik görünüme ilişkin beklentilerin yol açtığı arz yönlü etkilere ilave olarak, ertelenmiş talep ve borç yapılandırma amacıyla yapılan kullandırımların da etkili olduğu değerlendirilen özette, "Bununla birlikte kredi büyümesi ve kompozisyonundaki gelişmelerin dış denge ve enflasyon üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir. Son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi makro politika bileşimi açısından önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından cari işlemler dengesindeki kazanımların korunması amacıyla kredi büyümesi ve kompozisyonuna yönelik makroihtiyati önlemlerin gözden geçirilebileceği değerlendirmesinde bulunmuştur." ifadeleri kullanıldı.
- Kredi koşullarındaki normalleşmenin hızı iktisadi faaliyet görünümü açısından önemli
PPK özetinde, gelecek dönemde, bankacılık sektörü likidite ve sermaye yeterlilik oranlarındaki iyileşmeyle birlikte faizlerdeki düşüşün ve zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemelerin kredi büyümesini desteklemeye devam edeceğinin öngörüldüğü kaydedildi.
Buna ilaveten, tahsili gecikmiş alacakların ve yakın izlemedeki kredi tutarlarının kısa vadede bankacılık sektörü kredi arzı üzerindeki olası etkilerinin yakından takip edildiği ifade edilen özette, son dönemde faizlerdeki düşüşe bağlı olarak kredi talebinde gözlenen canlanmanın sürmesi açısından istihdam ve gelir tarafındaki gelişmelerin belirleyici olacağı vurgulandı.
Özette, kredi koşullarındaki normalleşmenin hızı, kapsamı ve sürdürülebilirliğinin iktisadi faaliyet görünümü açısından önemli olacağı vurgulandı.
- Enflasyondaki seyrin yıl sonu tahminiyle büyük ölçüde uyumlu
Özette, enflasyon beklentilerindeki olumlu görünümün korunduğu belirtilerek, "Enflasyon beklentileri, iç talep koşulları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimleri ılımlı seyretmektedir. Enflasyon başta olmak üzere makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ülke risk primindeki düşüşü desteklemekte ve maliyet unsurları üzerindeki baskıların sınırlanmasına katkıda bulunmaktadır. Enflasyondaki seyrin yıl sonu tahminiyle büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinde daha ölçülü bir indirim yapılmasına karar vermiştir." ifadelerine yer verildi.
Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla uyumunu koruduğu değerlendirilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Para politikası etkinliğinin desteklenmesi ve olası enflasyon-büyüme ödünleşiminin asgariye indirilmesi açısından makro finansal politikaların finansal oynaklık ve risk primini düşürmeye odaklı bir şekilde belirlenmesi ve maliye politikasının öngörülebilirliğinin güçlendirilmeye devam edilmesi kritik önem arz etmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair esas alınan görünüm fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye odaklı, para politikasıyla eş güdüm arz eden bir politika duruşu içermektedir. Bu doğrultuda, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirleneceği varsayılmıştır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir."
Toplantı özetinde, para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen eş güdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya katkıda bulunmasının beklendiği kaydedildi.
Bunun yanı sıra enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesinin fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacağı vurgulanan özette, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceğinin altı çizildi.