TBMM (AA) - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "TBMM'nin bu ülkeyi, devleti kuran gazi bir kurum olduğunu, bu anlamda biricik mahiyete sahip kurum olduğunu hepimizin bilmesi lazım. Meclisi zayıflatmak aslında Türkiye'yi zayıflatmak anlamına gelir." dedi.
Şentop, TBMM Tören Salonu'nda parlamento muhabirleriyle bir araya gelerek TBMM'nin kuruluşunun 100. yılı kapsamında düzenlenecek etkinliklere ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Meclisin itibarı"na yönelik eleştirilere yanıt veren Şentop, "Bu Meclis hepimizin. Türkiye'de yaşayan 83 milyon insanımızın. Şüphesiz eleştirelim, buna her zaman açığız ancak rahmetli Uğur Mumcu'nun da dediği gibi önce doğru bilgi sahibi olarak. Bunda mutabık kalalım, doğru bilgi olsun." ifadesini kullandı.
TBMM'nin itibarını korumanın herkesin görevi olması gerektiğini belirten Şentop, "Doğru bilgilerle eleştirilmediğimizi görünce biraz buruk bir sevinç de yaşıyoruz. Demek ki ancak böyle yalan ve kasıtlı bilgilerle eleştiri yapılabiliyor diye tesellimiz de oluyor." diye konuştu.
İlgili birimlerin, doğru bilgilendirme konusunda yardıma açık olduğunu vurgulayan Şentop, "TBMM'nin bu ülkeyi, devleti kuran gazi bir kurum olduğunu, bu anlamda biricik mahiyete sahip bir kurum olduğunu hepimizin bilmesi lazım. Meclisi zayıflatmak aslında Türkiye'yi zayıflatmak anlamına gelir. El birliğiyle başta bizler olmak üzere bu konuda hassasiyeti artıralım." dedi.
- "Henüz Meclise gelmiş bir tezkere yok"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Libya'ya tezkeresinin, Meclis açılır açılmaz sunulacağına" ilişkin açıklamaları hatırlatılarak, "Buna yönelik bir planlama var mı?" sorusu üzerine, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye sınırları dışında görev yapabilmesi veya Türkiye sınırları içinde başka bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin bulunması konusunda TBMM'den Anayasa gereği bir izin alınması gerekiyor. Buna tezkere diyoruz. Bir talep geliyor, Mecliste oylanıyor." bilgisini verdi.
Libya'ya asker gönderme tezkeresinin konuşulduğunu hatırlatan Şentop, şöyle konuştu:
"Libya'yla yapılan askeri ve güvenlik yardımlaşması konusunda anlaşma geçtiğimiz cumartesi günü Meclisimizden geçti. Talep olduğu takdirde buna dair bir tezkerenin de parlamentomuza geleceğini Sayın Cumhurbaşkanımız dün ifade etmişti. Henüz Meclise gelmiş bir tezkere yok. Meclis 7 Ocak'a kadar da çalışmalarına ara verdi. Bu bakımdan henüz elimizde yorum yapılacak bir bilgi, metin yok. Ama bir tezkere geleceği ifade edildi ve geleceğini biliyoruz."
"Meclisin 100. yılında Meclis çalışanlarının kulağı da sizde. Mecliste eşit işe eşit ücret olacak mı?" sorusuna Şentop, "100. yıl içinde olacak inşallah" karşılığını verdi.
- "Manuel vitesli otomobiller var"
"Partili cumhurbaşkanı modelinden sonra partili bir meclis başkanı veya bir belediye başkanının bir siyasi partinin genel başkanı olabilmesini mümkün kılacak yasal düzenleme için ne söylersiniz?" sorusu üzerine Şentop, "Meclis Başkanıyla ilgili olarak söyleyeyim; doğru bulmam." dedi.
"Anayasada cumhurbaşkanlarının bir siyasi parti üyesi olmasına dair bir engel bulunmadığını" ifade eden Şentop, başkanlık sisteminde dünyanın hiçbir yerinde, başkanın partisiz olmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığına dikkati çekti.
Şentop, şöyle devam etti:
"ABD Başkanı partisiz mi veya nereye dönerseniz dönün, Fransa'da yarı başkanlık sistemi var, cumhurbaşkanı partisiz mi ya da Latin Amerika ülkelerinde? Dünyanın neresine giderseniz gidin başkanlık sistemi varsa o ülkede başkan mutlaka partilidir. Bir siyasi parti üyesiyse eğer başkan, cumhurbaşkanı, o siyasi partinin çeşitli kademelerinde de görevli de olabilir. Buna bir engel, sınırlama yok. 'Partili cumhurbaşkanı', 'partisiz cumhurbaşkanı' tartışması bana göre henüz parlamenter sistemin temel parametrelerini zihinde tutarak yeni sistemi değerlendirmenin bir sonucu.
Parlamenter sistem bir paradigma kendine göre. Kendi içinde bir yapılanma var, kendi parametreleri var. Onları ancak parlamenter sistemi değerlendirirken kullanabilirsin. Başkanlık sistemiyse farklı bir paradigma. Bugün yerli otomobil de tanıtılacak. Malum manuel vitesli otomobiller var, otomatik vitesli olanlar var. Sürekli manuel vitesli kullananlar içinizde de vardır mutlaka, manuelden otomatiğe geçenler, ilk bindiğiniz zaman bir süre debriyaj arıyorsunuz. Gaz pedalı var zaten ama debriyajı mutlaka arıyorsunuz, eliniz vitese gidiyor. Buna alışık olduğunuz için böyle. İkisinin de motorlarının çalışma mantığı farklı. Paradigma derken kastettiğim bu."
- "Etkinliğe boğma şeklinde olmaması lazım"
Şentop, Meclisin kuruluşunun 100. yılı etkinliklerine ilişkin bir soru üzerine, bu konuda birçok kesimin talebini dinlediğini, görüşleri aldığını hatırlattı.
Bu kapsamda yapılacak birçok şey olduğunun altını çizen Şentop, "Her güne birden fazla etkinlik de konulabilir bu süre içinde fakat etkinliğe boğma şeklinde bir şeyin olmaması lazım. Önemli olan bazı vurguları ortaya koymak. Bir kısmı kalıcı, hepsinin kalıcı olması da doğru değil, bir kısmı da güncel, aktüel olmalı etkisi bakımından. Bu dengeyi de tutturarak bir program hazırladık. Zaman içinde detaylarını konuşacağız." dedi.
- "Komisyon raporuna dönüşmemiş"
Şentop, "Kanal İstanbul Projesi"ne ilişkin bir soru üzerine "Kanal İstanbul, 23 Nisan 2020 ile ilgili değil. Onun için ben görüş bildirmeyeyim Kanal İstanbul ile ilgili." diye konuştu.
Mustafa Şentop, "15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu raporunun Meclis Başkanlığında olup olmadığı" şeklindeki soru üzerine, bu konuda daha önce de yanıt verdiklerine dikkati çekerek, bazı basın mensuplarınca, soru önergelerine verilen yanıtların yalnızca bir kısmının habere konu edilmesine yönelik sitemini dile getirdi.
Şentop, söz konusu metinlerinde özellikle Meclisi ve Meclis Başkanlığını itham edecek gibi görünen kısmın haberleştirildiğini ancak esas cevabın olduğu kısma haberde yer verilmediğini vurguladı.
"İnsanların kalplerinden geçenleri, zihninin arka planındakileri de bilerek cevap vermiyoruz." ifadesini kullanan Şentop, "Bununla ilgili bir formül var aklımızda. Kısa zaman içerisinde işin tam doğrusunu ortaya belgeli bir şekilde koyan, herkesin istifadesine muhtemelen açık bir web sayfası yapacağız." açıklamasında bulundu.
Mecliste 15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkin bir Araştırma Komisyonu kurulduğunu anımsatan Şentop, komisyonun çalışmalarını tamamlayarak, buna yönelik metni dönemin Meclis Başkanı'na sunduğunu anlattı.
Komisyonun CHP'li üyelerinin rapor metnine yönelik itirazları üzerine dönemin Meclis Başkanı'nın raporu Komisyona iade ettiğini, ancak Komisyonun gereken düzeltmeyi yapmadığını anlatan Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu haliyle bir mutabakat olmadan da bu metni resmi metne dönüştürmek mümkün değil. Söylediğimiz budur, gizli saklı bir şey yok. Bir metin var ortada ama bunu 'komisyon raporu' olarak nitelendirmek bu haliyle mümkün değil. Bir metin olmuş. Ona muhalefet şerhi yazılmış. Sora muhalefet şerhlerine bakılarak metinde değişiklikler yapılmış. Muhalefet şerhi yazanlar da diyorlar ki 'Ya bu metin eski haline iade edilsin. Veyahut o muhalefet şerhleri üzerine yapılan eklemelere biz tekrar ayrıca muhalefet şerhi yazalım.' Bunun bir sonu yok. Sonuçta metin ve muhalefet şerhleri üzerinde komisyon üyelerinin mutabık kalması lazım. Böyle bir mutabakat sağlanamadığı için bu metin, teknik anlamıyla İçtüzüğümüze göre bir komisyon raporuna dönüşmemiş."
- "Çözülmemiş olsaydı bana gelirdi"
Meclis Başkanı Şentop, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın yeni parti kurmaları konusunda değerlendirmesinin sorulması üzerine, söz konusu kişilerin mevzuata göre gerekli şartları sağlandıktan sonra siyasi parti kurma hakları bulunduğunu belirterek, "Bunlarla ilgili değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum." dedi.
Mustafa Şentop, "Meclis çalışmaları kapsamında performansını beğendiğiniz bir milletvekili var mı?" şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
"Çok takdir ettiğim, çok iyi çalışan, Meclis çalışmalarını çok yakından takip eden birçok milletvekili arkadaşımız var. Onların isimlerini söylemek doğru olmaz, bu tamamen şahsi değerlendirmem olur. İsimlerini vermediğim arkadaşlar alınabilir. Ama sayısının çok olduğunu düşünüyorum. Hem genel kurul hem komisyon çalışmalarında hem soru önergelerinde hakikaten çok iyi çalışan arkadaşlarımız var. Mutlaka çalışmayan, orta derecede çalışanlar da vardır. Ama bunu değerlendirmek, not vermek benim işim değil. Bunu takip etmek kolay. Konuşmalarından, soru önergelerinden bunu görmek, izlemek mümkün."
(Bitti)