TBMM (AA) - Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, "Down sendromlu bireyler üzerinde toplumun ve kamunun sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklar yerine getirilirse down sendromlu insanımız hayatını daha uygun bir şekilde yaşama imkanına sahip olacaktır." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, siyasi parti gruplarının down sendromunun Türkiye'de yaygınlığı, down sendromlu bireylerin ve ailelerinin yaşadıkları sorunların ve ihtiyaçlarının tespit edilerek alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeler görüşülüyor.
Sağlık Bakanı Demircan, hükümet adına yaptığı konuşmada, down sendromunun bir hastalık değil, kromozom fazlalığından ortaya çıkan mental sorun olduğunu belirtti.
İnsan vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken down sendromlu bireylerde bu sayının 47 olduğunu belirten Demircan, down sendromlu bireylerin fiziksel özellikleri ve karşılaşabilecekleri sağlık sorunları hakkında bilgi verdi.
Down sendromu tanısının doğumdan kısa süre sonra konulabildiğini dile getiren Demircan, şöyle konuştu:
"Down sendromluların yaşam kalitesi, sağlık hizmetleri ve ihtiyaçları karşılanarak sağlanabilir. Zihinsel ve fiziksel gelişmelerinin izlenmesi için sağlık çalışanları tarafından düzenli sağlık kontrollerinin yapılması, fizyoterapi desteği, danışmanlık, özel eğitim, tıbbi rehberlik gibi hizmetlerle yaşam kaliteleri önemli düzeyde artırılabilir. Down sendromlu bireyler üzerinde toplumun ve kamunun sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklar yerine getirilirse down sendromlu insanımız elbette ki hayatını daha uygun bir şekilde yaşama imkanına sahip olacaktır."
Down sendromlu bireylere yönelik bilinçli bir yaklaşım sergilenmesi halinde yaşam standartlarının yükseleceğini anlatan Demircan, ailenin üzerindeki yükün de hafifleyeceğini belirtti.
Kurulacak komisyonun başarılı çalışmalar yapacağına inandığının altını çizen Demirtaş, kurulması konusunda izlenen iş birliğinin çalışmalarda da sürmesi temennisinde bulundu.
- "Onlar birer melektir"
MHP Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakul da meselenin tüm partilerin ortak girişimi ile gündeme alınmasından son derece memnun olduklarını söyledi.
"Milletimiz hiç endişe etmesin, down sendromlu kardeşlerimiz için devlet ve millet el ele vererek onların hayatını kolaylaştıracağız." diyen Yurdakul, down sendromundan dünyada 6 milyon, Türkiye'de ise 70 bin vatandaşın etkilendiğini bildirdi.
Genel olarak 35 yaş ve üzeri yaşlardaki hamileliklerde bu sendromun ortaya çıktığına işaret eden Yurdakul, erken teşhisin önemini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Down sendromlu bireyler, karşılıksız severler, asla kin gütmezler, verilen görevi yaparlar, kurallara uyarlar, bencillik, çıkarcılık, yalan söyleme gibi negatif özellikleri bulundurmazlar, neşeli ve güleryüzlüdürler. Yani bir melektirler. Yardım etmeyi seven, şefkatli bir yapıları vardır. Onları özel kılan böyle özellikleri vardır. Erken teşhis ile uygun bir eğitim ve sosyalleşme imkanına sahip olan down sendromlu bireyler topluma uyumlu, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen, uygun iş imkanları ile kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler olarak topluma kazandırılabilmektedir."
MHP'nin engelli vatandaşların sorunlarına da son derece duyarlı olduğunu ifade eden Yurdakul, bu alanda pek çok çalışma yürüterek, engelli vatandaşların hayatını kolaylaştırmayı hedeflediklerini anlattı.
Tüm partilerin down sendromlu bireyler için Meclis çatısı altında özveriyle çalışacaklarına inandığının altını çizen Yurdakul, down sendromlu bireylerin ailelerinin sorunlarına da çözüm bulunacağına inancının tam olduğunu kaydetti.
Yurdakul, otizmli bireylerin sorunlarına da dikkati çekerek, komisyonun bu kişiler için de umut olabileceğini, sıkıntılarına çözüm üretebileceğini belirtti.
- "Onların bizden farkı, tek bir kromozom"
HDP Grubu adına söz alan Van Milletvekili Lezgin Botan da down sendromlu bireylerin karşılaştıkları en önemli sorunlardan birinin rapor sürecindeki uzama olduğunu kaydetti.
Down sendromlu bireylerin doğumun hemen ardından bulundukları hastanede teşhislerinin konulması ve raporlarının verilmesi gerektiğini aktaran Botan, üç hafta içinde de tedavi ve uyum süreçlerinin başlatılmasının önemini vurguladı.
Down sendromlu çocukların eğitim sürecine de değinen Botan, eğitim ve rehabilitasyon sürecinin bireysel durum dikkate alınarak düzenlenmesinin zorunlu olduğunu anlattı.
Botan, "Bu kişilerin bizden bir farkı yok. Bilimsel olarak bu çocuklar bizden daha hızlı bir şekilde kavrıyorlar. Zaman çok önemli. İlk beş yıl içinde imkanların sağlanması halinde onların bizden bir farkı yok. Müzisyen olabiliyorlar, sanatçı olabiliyorlar, iş adamı olabiliyorlar, birçok yetenek ve beceriler kazanabiliyorlar. Yeter ki onlara bu imkanı sağlayalım. Onların bizden farkı, tek bir kromozom."
Down sendromlu bireylerin toplum hayatına katılımının önemine de işaret eden Botan, ön yargıların kırılması için kamu spotlarının hazırlanabileceğini ve farkındalığı artırıcı yayınlar yapılabileceğini belirtti.
- "Merhamete ihtiyaçları yok, hayatlarını zorlaştırmayalım"
CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin grubu adına konuşmasında bugünün Meclis için çok önemli bir gün olduğunu, dört partinin ortak çalışmasıyla down sendromlu ve otizmli bireylerin sorunları için Mecliste bir çalışma başlatacaklarını söyledi.
Engin, Genel Kurul'un izleyici locasında görüşmeleri izleyen down sendromlu bireylerin ailelerini de selamladı.
Mecliste down sendromlu bireyler için bir komisyon kurulması amacıyla internet ortamında başlattığı imza kampanyasının 100 bin imzaya yaklaştığını aktaran Engin, birlikten güç doğduğunu, kendisine imzasıyla destek veren herkese teşekkür ettiğini söyledi.
Ön yargıların yıkılmasının, farklı bireylerle sağlıklı bir iletişim kurulmasının ilk koşulu olduğunun altını çizen Engin, "Onların kimsenin merhametine ihtiyacı yok. Hayatlarını zorlaştırmayalım, yeter." dedi.
Engin, "Komisyonun kurulması güzel bir başlangıç ama yeterli değil. Aslında her engellilik alanıyla ilgili ayrı ayrı komisyonlar kurarak Mecliste aktif bir şekilde çalışmalıyız. Seçmenlerimiz bizi çalışalım ve sorunlarına çözüm üretelim diye seçtiler. Partiler üstü ve insani konularda çalışma önerilerine red oyu vermek için seçmediler." diye konuştu.
Down sendromlu bireylere güvendiğini vurgulayan Engin, onlara imkan tanınması halinde herkes gibi bir yaşam sürmelerinin önünde hiçbir engel olmadığını söyledi.