ANKARA (AA) - CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, hakkındaki "sahte senet" iddialarına ilişkin, "Rakibimizin can simidi gibi sarıldığı bu şahıs, resmi evrakta sahtecilik, şantaj suçlarından hapis cezası almış bir suçludur. Yani burada asıl mağdur benim." dedi.
Yavaş, bir otelde düzenlediği basın toplantısında, Ankara seçmeninden gördükleri büyük ilgi ve anketlere yansıyan fark nedeniyle seçmen nezdindeki itibarının zedelenmeye çalışıldığını iddia etti.
Bu kapsamda, "Makedon olduğu, belediye başkanı seçildiğinde radikal örgütlere destek vereceği, taksicilerin Kızılay'a sokulmayacağı, belediye çalışanlarının işten çıkarılacağı gibi yalanların" dile getirildiğini belirten Yavaş, yeni bir algı operasyonuna girildiğini savundu.
Türkiye'de şeffaflık beyannamesini imzalayan ilk belediye başkanı olduğunu, mal beyanını açıkladığını hatırlatan Yavaş, "1994'ten beri kamu görevi yapan rakibimin mal beyanında bulunmasını istemem, şu anda içinde bulunduğumuz iftira kampanyasına sebep olmuştur. Mal beyanından kaçmak için sığınılan bu yöntem asla bu talebimizden geri adım attırmayacaktır." diye konuştu.
"İlkeli, dürüst ve mertçe yarışmayı umarken, rakibimizin farkı kapatamamanın verdiği eziklikle bundan sonra hangi kumpaslara başvuracağı maalesef meçhuldür." diyen Yavaş, şunları kaydetti:
"Siyasi tarihimizin en ahlaksızca yürütülen kampanyasının özeti şudur. Ayrıca avukatlığını yaptığım şirketin bu konuda herhangi bir itirazı olmayıp, bu sahteci şahıs hakkında şirketi dolandırdığından dolayı onlar da suç duyurusunda bulunmuşlardır. Bir suçun mağdurunu suçlu ilan etmek hangi çirkef zihniyetin ürünüdür? Nasıl başarıyorlar bunu? Bu iftiraları atan her iki taraf da birbirini kullanmaktadır. Hükümlü sahteci yargıdan kaçmak için rakibimi ve onun arkasındaki kamu gücünü kullanmaya çalışırken, rakibim de bana çamur atmak için o sahteci şahsı maşa yapmaktadır kendilerine."
- "Çocuk istismarından yargılanıyor"
Hakkında yürütülen bu kampanyayla ilgili Yargıtayın onayladığı hakkında herhangi bir ceza davasının bulunmadığını belirten Yavaş, "Şahsın bana verdiği sahte senetten dolayı, icra mahkemesinde verilen bir tazminat kararı vardır. Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi, başvurumuz üzerine ihtiyati tedbir yoluyla bu tazminatın ödenmesini durdurmuştur. Israrla 'mahkum oldu' dediği kararlar infaz edilmemiştir." dedi.
Sahteliği iddia edilen senetle ilgili savcılığın hazırladığı iddianameden bölümler okuyan Yavaş, davalı olduğu Necmettin Kesgin'in sahte senet, şantaj, gizlice görüntü ve ses almaktan 6,5 yıl hapis cezasına çarptırıldığını söyledi.
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesinden ayrılan Kesgin'in ÖSYM belgesinde tahrifat yaptığının anlaşılması üzerine ayrıca 1 yıl 8 ay hapis cezası aldığını ve bu cezanın kesinleştiğini aktaran Yavaş, "Dosyaya intikal eden belgelerden anlaşılıyor ki bu saygın iş adamı çocuk istismarından yargılanıyor. Aynı zamanda şizofren raporu var, yüzde 80." diye konuştu.
"Bu sahteci şahıs ne amaçlıyor?" diye soran Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karar onanırsa hapse girecek. Ayrıca diğer istismar dosyasından da ceza alma ihtimali yüksek. İstinaf aşamasında olan bu kararın onaylanıp hapse girmekten kurtulmak için hem medyayı hem rakiplerimizin adalet üzerindeki gücünü kullanmak için harekete geçiyor. Seçim uğruna bir sahteciye bu imkanı vermek bir utanç vesikasıdır. Bu vesileyle o imkanı verenlerin yüzlerine silemeyecekleri bir kara leke olarak yapıştır."
- "İnsanların yüzüne nasıl bakacaksınız"
"Yargıdan kaçmak için siyasileri avuçlarının içine alan bir sahteciyi ve o sahteciden medet uman siyasetçileri de ilk defa gördük." ifadesini kullanan Yavaş, basın mensuplarına dağıttığı dosyalarda Necmettin Kesgin'in ahlak seviyesinin nerelere vardığının görüldüğünü ileri sürdü.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in dünkü açıklamasında sahtecilik iddialarına ilişkin "konuyu inceledik" dediğini anımsatan Yavaş, şöyle konuştu:
"Madem incelediniz, tekzip kararlarının içerisinde bu bilgilerin hepsi mevcut. Eğer bilmeyerek 'Biz bu suçlamaları Mansur Yavaş'a yönelttik' diyorsanız kötü ama bunları bilerek yapıyorsanız durum çok daha vahim ve fecaat. Siz bu insanın işlediği suçları biliyorsanız, Mansur Yavaş'ı lekelemek için şimdi ne yapacaksınız? Devam eden davalar var. Bu açıklamaları yapmanız suç. Şunu mu hedefliyorsunuz, bu sahteci şahıs işlediği 6,5 yıl suçtan beraat etsin, kurtulsun da Mansur Yavaş'a yüklenelim, seçim kaybettirelim ya da o çocuk istismarı dosyasından beraat ettirmeyi mi düşünüyorsunuz? Onun için mi sahip çıkıyorsunuz bu şahsa? Peki sokakta gezerken insanların yüzüne nasıl bakacaksınız? Siyaset için bu kadar küçülmeye değer mi? Bu suçları işleyen şahsı acilen yakalatıp hapse attırmanız gerekirken, bu şahsa sahip çıkıyorsunuz."
- "Amaç seçmenin algısını etkilemek"
Hakkındaki iddiaları "Ergenekon davalarındaki itirafçılara" benzeten Yavaş, Ankara seçmeninin algı oyunlarıyla etkilenmek istendiğini öne sürdü.
Sahteciler üzerinden gündemin değiştirilmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Yavaş, "FETÖ'ye yardım ve yataklıktan çoktan yargı önünde olması gereken, cürümleri, ifadeleri dava dosyalarını dolduran, teröriste 'gerilla' diyerek öven, 'niye öldükleri belli değil' diyerek şehitlerimizin şehadetlerini küçümseyen ve ısrarla mal beyanı vermeyen birisi için Ankara'nın feda edilemeyeceğini en iyi Ankaralılar bilir." diye konuştu.
Yavaş'a açıklaması sırasında Avukatı Bülent Yücetürk, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç, CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener ve İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yetkin Öztürk de eşlik etti.
- Kesgin'in avukatından açıklama
Yavaş'ın yönelttiği suçlamalar üzerine Necmettin Kesgin'in avukatı Özgür Ilgaz da bir açıklama yaptı. Ilgaz, açıklamasında şu değerlendirmede bulundu:
"Mansur Yavaş'ın basın toplantısında müvekkilim Necmettin Kesgin ile ilgili yaptığı açıklamalar tamamen gerçeklerin çarpıtılmasından ibarettir. Mansur Yavaş ile karşılıklı olarak hukuki belgeler üzerinden kamuoyu huzurunda tartışmaya hazırım. Güç ve nüfuz baskısı altında yıllarca müvekkilim mağduriyet yaşamıştır. Basın toplantısında soru almayan Mansur Yavaş bakalım bizim soracağımız sorular karşısında cevap verebilecek mi?"