TBMM (AA) - BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi hakkında, "Herkes tüm askeri varlıklarıyla bu coğrafyadayken bizim yüzümüzü başka tarafa dönerek ıslık çalmamız sadece bizim geleceğimizi başkalarının insafına bırakmak olacaktır." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi üzerinde konuşan Destici, Libya'da yaşananların bir iç savaş boyutunu çoktan aştığını söyledi.
Libya'da Suriye'de olduğu gibi vekalet savaşlarının sürdürüldüğünü, meşru hükümete karşı savaşanların kendilerini silahlandıran uluslararası güç odaklarının menfaatlerinin takipçiliğini yaptığını belirten Destici, şöyle konuştu:
"Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti kendi kaynaklarını değerlendirebilecek konumdadır. Türkiye'nin stratejik ortak olarak Libya'daki varlığı, Libya halkını hiçe sayarak hesap yapanları rahatsız etmiştir. Türkiye insani gerekçelerle, enerjide dışa bağımlı görüntüsüne son vermek için de bu tip hamlelere mecburdur. Bugün emperyalist ülkeler binlerce kilometrelik mesafelerden içinde bulunduğumuz coğrafyaya neden geliyorlar? Buralara demokrasi getirmek için mi? Niye burada olduklarını hepimiz biliyoruz. Herkes tüm askeri varlıklarıyla bu coğrafyadayken bizim yüzümüzü başka tarafa dönerek ıslık çalmamız, geleceğimizi başkalarının insafına bırakmak olacaktır. Bugün Türkiye'nin Libya'daki varlığına karşı çıkanlar, Türk ve İslam topraklarını işgal edip yağmalayanlardır."
Destici, Doğu Akdeniz'de kurulan Yunanistan, İsrail ve Mısır ittifakına bir alternatif oluşturmamanın ağır bedeli olacağını ifade ederek, "Stratejik ve jeopolitik anlamda KKTC'den sonra mevzi tabir edilebilecek yegane ülke Libya'dır. Bu nedenle imzalanan anlaşma çok önemlidir. Meşru Libya hükümeti, emperyalistlerin kuklası Hafter güçleri karşısında zor günler geçirmektedir. Türkiye için BM tarafından tanınan resmi hükümete destek olmak önemli bir görev ve sorumluluktur." diye konuştu.
- "Bu vebale ortak olmayı düşünmüyoruz"
Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman da Türkiye adına hayati meseleler görüşülürken dikkat edilmesi gereken en önemli hususun istişare olduğunu söyledi.
Karaduman, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Libya tezkeresi hakkında siyasi parti liderlerine yaptığı bilgilendirme ziyaretini önemli bulduklarını ancak Saadet Partisi'nin ziyaret edilmediğini anımsattı.
Libya'yı içinde bulunduğu duruma düşüren sebeplerin tartışılması gerektiğini dile getiren Karaduman, şunları kaydetti:
"Sadece Libya'yı değil, Irak, Suriye ve Yemen'i bölüp parçalayan sebepleri de istişare etmek zorundayız. ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında kaç ülke parçalandı, kaç masum katledildi ve kaç insan mülteci konumuna düşürüldü? Bunlar ayadınlatılmadığı sürece atılacak adımların hangi amacı gerçekleştirmek için atıldığını bilmek mümkün değildir. Kıbrıs Barış Harekatı'nda dünya bize sırtını dönmüşken lojistik destek veren Libya yanlış politikalar sonucu istikrarsızlık ve çatışma ülkesi haline gelmiştir. NATO'nun Libya'yı parçalamasına giden yolu sizin izandan yoksun politikalarınız açmış oldu. Nitekim NATO uçakları İzmir'den havalanıp Libya'yı bombaladı. Neticede farklı gruplar arasında yıllarca sürecek bir çatışma da başlamış oldu. Tıpkı Irak'ta ve Suriye'de olduğu gibi. Ortadoğu ve İslam coğrafyasının parçalanmasına giden yolda birer yolcu olmaktan öteye ne yazık ki geçilemedi."
Ara bozuculara karşı arabuluculuk rolü üstlenilmesi gerektiğinin altını çizen Karaduman, "Coğrafyamızda yeni bir savaş ortamı oluşturulmak istenen küresel oyunlara karşı uyanık olunmalıdır. Bölgemizde yaşanacak yeni bir sıcak çatışma Müslümanlara değil, böl, parçala, yut politikasını uygulayan küresel güçlere hizmet edecektir. Kahraman olma hayalleriyle atılacak hiçbir adımın bu coğrafyaya huzur getirmediği açıktır. Yapılacak yanlışların vebali iktidarın omuzlarında olacaktır. Biz bu vebale ortak olmayı kesinlikle düşünmüyoruz." diye konuştu.
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş da ilkesel olarak, herhangi bir ülkenin başka bir ülkeye dönük her tür askeri operasyonuna karşı olduklarını ifade etti.
Tüm savaş yanlısı politikaları reddettiklerini ifade eden Baş, şunları söyledi:
"Aslında iktidar ülkemizi emperyalizme daha bağımlı hale getiriyor. Tarihin gördüğü en Amerikancı iktidar ile karşı karşıyayız. Hepimiz biliyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Libya'ya katkısı insani değildir. Buradan bir uyarıda bulunuyorum; Mustafa Kemal'i taklit etmeye çalışırken sonunuz Enver Paşa'ya benzeyecek, o maceracı eğilimlerle ülkeyi bir yıkıma doğru sürükleyeceksiniz. Burada söz konusu ülkenin evlatlarıdır. Hükümetin uyguladığı tezkereler haklı tezkere değildir. Siz Ankara'da Libya askeri görmek ister misiniz?"
- "Anlaşmayı önemli buluyoruz ama..."
Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal ise uzun yıllara dayanan dış politik tercihlerdeki yanlışlıklar neticesinde önlerinde bir Libya tezkeresinin bulunduğunu belirtti.
Bugün çok aktörlü, çok bilinmeyenli, yerel dinamikleri itibarıyla çok karmaşık bir uluslararası krizle ilgili değerlendirmenin yapıldığını savunan Uysal, şöyle konuştu:
"Birey olarak insanlar hata yapar ama devletlerin hata yapma lüksü yoktur. Bugün, ülkede öğrenme maliyetinizin bedelini Türk milleti ödemektedir. Üç yüz senelik ömrümüz yok ki sizin deneme yanılma metoduyla öğrenmenize tahammül edelim. İşte, böyle bir dönemde 'Bana güven, gerisini merak etme sen.' anlayışı içerisine sıkıştırılmış bir anlayış içerisinde bu değerlendirmeleri yapıyoruz. Meseleyi tane tane izah etmek, kamuoyunu, muhalefeti bilgilendirmek dururken 'hayır' diyene 'hain' deme hasletleri ve bu konudaki maharetleri dolayısıyla bugünkü iktidar sahipleri kimseye bir şey anlatmak zorunda hissetmemektedir. 'Libya'da ne işimiz var' demiyoruz, anlaşmayı önemli buluyoruz ama müzakere metni açık olmayan bir dönemde böyle bir sorumluluğa ortak olmak istemediğimizi beyan ediyorum."