MUHAMMET FATİH KABASAKAL- Emlakjet Üst Yöneticisi (CEO) Tolga İdikat, deprem riski yüksek bölgelerde konuta olan talebin azaldığını, düşük riskli bölgelerde ise talebin belirgin şekilde arttığını belirterek, "Büyük depremler sonrası, insanlar daha güvenli ve sağlam zeminlere sahip bölgelerde ev arayışına yöneldi." dedi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan İdikat, Emlakjet olarak yayınladıkları anket sonuçlarına göre, ikinci el konut alırken önem verilen maddeler arasında "Depreme dayanıklılık" kriterinin yüzde 25 oranla ikinci sırada yer aldığını bilgisini paylaştı.
İdikat, "Yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz gayrimenkul sektör araştırmasına göre önümüzdeki 5 yıl içinde gayrimenkul almayı planlayan kişilerin yüzde 87'si, satın alacakları mülkün depreme dayanıklı olmasını bir öncelik olarak belirtiyor. Bu oran, geçtiğimiz yıllarda çok daha düşük seviyelerdeydi, bu da deprem güvenliğine verilen önemin hızla arttığını gösteriyor." açıklamasında bulundu.
Emlak piyasasındaki son dönemde değerlendiren İdikat, büyük depremler sonrası, insanların daha güvenli ve sağlam zeminlere sahip bölgelerde ev arayışına yöneldiklerini aktardı.
İdikat, "Bu eğilim, depreme dayanıklı konutlara olan talebi artırırken, güvenli bölgelerdeki gayrimenkul fiyatlarını da yükseltiyor. 6 Şubat depremleri sonrası Ankara'da yaşanan talep artışı, bu trendin en net örneği. Türkiye genelinde kiralık konut fiyatları yüzde 50 civarında artarken, Ankara'da bu oran yüzde 63 seviyesine çıktı. Bu durum, başkentin konut piyasasında ne kadar güçlü bir hareketlilik yaşandığını açıkça ortaya koyuyor." şeklinde konuştu.
- "Faiz oranları tüketicilerin tercihlerini etkiliyor"
Genel olarak emlak sektöründe talebin, ekonomik koşullar, kredi faiz oranları, konut fiyatları, konum ve depreme dayanıklılık gibi faktörlere bağlı olarak şekillendiği bilgisini paylaşan İdikat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son dönemde tüketicilerin 'oturum' amacıyla konut satın alma eğiliminin yüzde 78 ile yüksek olduğunu görüyoruz, bu da insanların uzun vadeli bir ikamet amacıyla daha dikkatli tercihler yaptığını gösteriyor. Ayrıca sıfır projelerden konut alırken 'fiyat ve ödeme koşulları' yüzde 63 ile en önemli kriter olarak öne çıkıyor. Bu da ekonomik belirsizliklerin ve yüksek faiz oranlarının tüketicilerin tercihlerini etkilediğini gösteriyor. Depreme dayanıklı konutlar fiyatlar ve konum gibi kriterler ile birlikte öncelikli hale gelirken sektördeki talep bu doğrultuda evriliyor."
- "Binanın deprem güvenliği hakkında detaylı bilgi edinmek gerekir"
Depreme dayanıklı yapılar satın almak isteyen tüketicilere tavsiyelerde bulunan İdikat, konutu yapım aşamasındayken tercih ederek inşaat sürecinin tüm aşamalarını takip etmenin önemli olduğuna değindi.
İdikat, "Zemin etüdü raporu, statik proje ve denetleme kuruluşlarının raporlarını inceleyerek binanın deprem güvenliği hakkında detaylı bilgi edinmek gerekir. Ayrıca, bir inşaat mühendisi veya uzman bir emlak danışmanından destek almak, doğru karar vermenize yardımcı olacaktır. Bu sayede, hem deprem güvenliği hem de diğer önemli kriterleri göz önünde bulundurarak, uzun vadede size huzur verecek bir konut seçimi yapabilirsiniz." ifadelerini kullandı.
Tüketicilerin, satın almayı düşündükleri konutların deprem dayanıklılığını kendi başlarına değerlendirmelerinin zor olduğuna fakat bu konuda bilinçli adımlar atmanın da mümkün olduğuna işaret eden İdikat, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ancak, bu konuda bilinçli adımlar atmaları mümkündür. Öncelikle, binanın yapı kayıt belgesi ve deprem risk raporu gibi belgeleri ilgili belediyelerden veya yetkili kurumlardan talep etmeleri önemlidir. Ayrıca, yapı denetim raporlarına ve zemin etütlerine göz atarak, binanın güvenliği hakkında daha net bir fikir edinebilirler. Deprem dayanıklılığı, günümüzde konut seçiminde vazgeçilmez bir kriter haline gelmiştir. Bu yüzden, güvenli ve sağlıklı yaşam alanları seçmek için dikkatli ve bilinçli hareket edilmelidir."