Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

"Hepimiz şu soruyu soruyoruz. Bu Türkiye ne zaman düzelecek? Ne zaman hepimiz huzura kavuşacağız? Hiç endişe etmeyin, Türkiye'yi huzura kavuşturmak, namuslu, dürüst, vatandaşla arasında ayrım yapmayan politikacıların görevidir"- "Siyasetteki kini, öfkeyi,

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hepimiz şu soruyu soruyoruz. Bu Türkiye ne zaman düzelecek? Ne zaman hepimiz huzura kavuşacağız? Hiç endişe etmeyin, Türkiye'yi huzura kavuşturmak, namuslu, dürüst, vatandaşla arasında ayrım yapmayan politikacıların görevidir." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada her inanca, her kimliğe ve her yaşam tarzına saygı göstereceklerini, Türkiye'nin böyle güzel olacağını söyledi.

Farklılıklarıyla zenginleşen bir Türkiye'nin inşa edilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Siyasetteki kini, öfkeyi, intikamı bir tarafa bırakmalıyız. Yargı kullanılarak gençlerden intikam alınmaz. Yazıktır, günahtır. O çocukların tamamı bizim çocuklarımız, bizim evlatlarımız. Hapse atsan ne olur, hapiste tutsan ne olur, ellerine kelepçe vursan ne olur? Sen mi kazanırsın, yoksa gençleri mi kaybedersin? Gençlere delikanlı diyoruz. Bazen dozu aşabilirler, kabul edelim. Bize düşen gençliği hoşgörüyle karşılamaktır. Anneler de babalar da öyle düşünür." şeklinde konuştu.

Allah'ın insanlara verdiği en değerli hazinenin "akıl" olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, akıl kullanıldığında bütün sorunların aşılabileceğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, aklın kullanılmasıyla işsizliğin, yoksulluğun önlenebileceğini, devlette liyakatın esas alınabileceğini anlattı.

Aklın birilerine kiralanmaması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Herkes hayatı sorgulamalı, herkes yanlış mıdır doğru mudur bunu oturup düşünmeli ve tartışmalı. Aklımızı kullanarak, bizim gibi düşünmeyen insanlarla bir araya gelip özgürce konuşmalı ve tartışabilmeliyiz." ifadelerini kullandı.

Yaşanan günlük sıkıntıların akılla sorgulanması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Emekli neden geçinemiyor? 8 milyona yaklaşan işsizlik neden var? Neden hapishaneler tıka basa dolu? Neden Orta Doğu bataklığından şehitlerimiz geliyor? Neden sırtını saraya dayayanlar hapse girmiyor da garipler, Harp Okulu öğrencileri sürünüyor? Parası olan dışarıya çıkıyor da neden parası olmayan yıllarını, aylarını hapiste geçiriyor? Neden görüşünü açıkladı diye üniversiteden yüzlerce akademisyen atılır? Bir alimin, bir bilginin kendi toplumumuz için değil dünya için ne kadar değerli olduğunun acaba farkındalar mı? Biz yüzlerce kişiyi kapının önüne bırakıyoruz; niçin, 'Benim beğenmediğim görüşleri açıkladın, ben de seni sivil ölüme mahkum ediyorum...' Bunu aklını kullanan her vatandaşın kendi vicdanına sorması lazım: Bu adaletli midir?"

- "Bir tarafta işsizlik, bir tarafta yedikçe doymayan grup"

Türkiye'de 83 milyon vatandaş vergi verirken, devleti yönetenlerin vergi vermemek için yasayı dolandığını öne süren Kılıçdaroğlu, vicdan sahiplerinin bu durumu sorgulaması gerektiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Milyonlarca insan işsiz iken, milyonlarca insan asgari ücretle geçinirken, milyonlarca insan asgari ücretin yarısının altında gelirle geçinirken, yüzbinlerce insan çöp konteynerlerinden beslenirken neden saraya yakın bazıları ikişer, üçer büyük maaş alıyor? Milletvekili, bakan, yönetim kurulu maaşını alırsın. Memlekette bu kadar açlık, sefalet var, çöp konteynerlerinden geçinenler var. Gözün doymuyor, gidiyorsun 4-5 yerden aylık alıyorsun." diye konuştu.

Elindeki bir karikatürü de göstererek Türkiye tablosunun burada anlatıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu tablonun arkasında milyonlarca işsiz var, geçinemediği için intihar eden vatandaşlar var, çocuğunu akşam yatağa aç yatıran annenin dramı var. Bu karikatür, bir Türkiye gerçeğini bundan daha iyi anlatamaz. Bir tarafta işsizlik var, bir tarafta da önünde dolarlar, yedikçe doymayan bir grup var.

Neden on binlerce aile çöp konteynerlerinden besleniyor? Bunu da inkar ediyorlar. Ama hayatın gerçeği bu. Çıkın sokaklara, caddelere pek çok insan göreceksiniz çöp konteynerlerinin başında. Neden on binlerce aile pazar artıklarından besleniyor? 'Akşam gidin pazara…' Zaten o insan akşam gidiyor pazara. Pazarcı tezgahı toplar, artıkları atar, o fakir fukara da gelir o artıklardan yiyecek toplar. Bu gerçeğin bilinmemesi, anlatılmaması mümkün değildir. Ben 21. yüzyılın Türkiyesi'nden, 17 yıldır iktidardakilerin acziyetinden söz ediyorum."

Türkiye'nin bu kadar bereketli toprakları, çalışan insanları varken yurt dışından neden saman ithal edildiğini soran Kılıçdaroğlu, en son İsviçre'den saman ithal edilmesini eleştirdi.

Kılıçdaroğlu, vatandaşların bu gidişe dur demesi ve yapılanın yanlışlığını söylemesi gerektiğini belirtti.

- "Her paketin sonunda işsizlik arttı"

Türkiye'nin "sarayın Türkiyesi" ve "halkın Türkiyesi" olarak ikiye ayrıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Sarayda yaşayanların Türkiyesi'nde işsizlik diye bir dert yoktur. Onların yedi göbek işi hazırdır. Para, pul, dolar, avro her şeyleri var. İşsizlik diye bir dertleri yok. Gündemlerinde işsizlik de yok. Arada bir 'İşsizliği keseceğiz, önleyeceğiz.' diyorlar. 'Paket açıkladık.' diyorlar. 17 paket, 20 paket, 50 paket oldu ve her paketin sonunda işsizlik arttı. Çünkü onların gündeminde işsizliği samimi olarak gidermek diye bir şey yok. Halkın gündeminde ise işsizlik var.

Sarayın gündeminde yoksulluk yok. Saray sosyetesi, yoksulluğun ne olduğunu da bilmemektedir. Saray sosyetesine göre vatandaşın simitle geçinmesi bile bir lütuftur. Arada bir 50 bin dolarlık çantayla yoksul evlerine ziyarete gidilir ve yoksulluk afişe edilir, yoksulluğu çözecekmiş gibi. 50 bin dolarlık çantayla gidiyorsan kusura bakma sen yoksulla alay ediyorsun."

Kılıçdaroğlu, halkın yaşadığı Türkiye ile sarayın yaşadığı Türkiye'nin, beyaz ile siyah kadar birbirinden ayrıştığını ileri sürerek, şöyle konuştu:

"Saray sosyetesinin asla bir gelecek endişesi yok. Hepsinin geleceği güvence altında. O kadar ki sadece Türkiye'de değil, Amerika'da, İngiltere'de bunlar geleceklerini güvenceye aldı. Manhattan'da gökdelen diken kimler? Gariban vatandaş mı, konteynerden çöp toplayan kadın mı? Kim bunlar? Saray sosyetesi. Yakınları, akrabaları, vakıflar ve kamunun kaynakları aktarılarak kendilerine gökdelen dikiyorlar. Ne diye? 'Öğrenci yurdu yapıyoruz.' Manhattan'da kiranın metrekaresi 10 bin dolar. Hangi öğrenci kalacak burada?"

- "Gençler umudunu kesti"

Kılıçdaroğlu, halkın yaşadığı Türkiye'de herkesin bir gelecek endişesi yaşadığını savunarak, gençlerin umudunu kestiğini, geleceklerini gelişmiş ülkelerde aradıklarını söyledi.

"Sarayda hayat pahalılığından asla eser yoktur." diyen Kılıçdaroğlu, orada yaşayanların kira parası, doğal gaz, elektrik, ulaşım, eğitim, mutfak masrafının bulunmadığını, bu masrafların vatandaşlarca karşılandığını ifade etti.

Hayat pahalılığının arttığını anlatan Kılıçdaroğlu, aile boyu intiharların da Türkiye'nin gündemini meşgul ettiğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, "Hepimiz şu soruyu soruyoruz. Bu Türkiye ne zaman düzelecek? Ne zaman hepimiz huzura kavuşacağız? Hiç endişe etmeyin, Türkiye'yi huzura kavuşturmak, namuslu, dürüst, vatandaşla arasında ayrım yapmayan politikacıların görevidir." şeklinde konuştu.

(Sürecek)


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri