BURSA (AA) - CEM ŞAN - "Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ev alacak kişiler, binaların sosyal donatılarından ziyade deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığı, fay hattına yakınlığı veya uzaklığı gibi hususlara dikkat ediyor.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Gayrimenkul Acenteleri ve Benzeri Faaliyetleri 54. Komite Başkanı Özkan Aydemir, AA muhabirine, 11 ili etkileyen 6 Şubat'taki depremler nedeniyle konut olarak kullanılan yaklaşık 1 milyon bağımsız bölümün yıkıldığını söyledi.
Depremin kentsel dönüşümü bir kez daha hatırlattığını vurgulayan Aydemir, "Deprem, ivedi bir şekilde bu işin hızlandırılıp dönüşüm yapılması gerektiğini göstermiş oldu. Maalesef yıllık bazda konut ihtiyacı 600-700 binden 1 milyonun üzerine çıktı. Arz talep dengesi bir türlü yakalanamadığı için son 4 yılda ülkemizde kiralık konutlarda ve gayrimenkul fiyatlarında yukarı yönlü fiyat artışını gözlemledik." değerlendirmesini yaptı.
Emlakçılığa yeni başlayanların doğru fiyatlama ve ekspertiz yapamadığını ifade eden Aydemir, aynı apartmanda fiyatı 3 milyon lira olan bir dairenin üst katının 5 milyon liradan ilana çıktığını gördüklerini aktardı.
Çevredeki kimi gayrimenkul sahiplerinin de 5 milyon liralık ilanı görünce kendi dairesinin fiyatını artırdığını dile getiren Aydemir, bunun piyasada büyük çapta oynamalara yol açtığına dikkati çekti.
Depremlerden sonra ev arayışı içinde olanların taleplerinin farklılaştığına değinen Aydemir, şu ifadeleri kullandı:
"İnsanlar önceden rezidans hayatı, güvenlik, sosyal yaşam, havuz ve çocuk oyun alanları arıyorlardı ama depremle bu olay da değişmiş durumda. Şimdi insanlar artık depreme uygun olup olmadığı, sıfır olup olmadığı, radye temel var mı, fore kazık var mı... Bunun gibi hususlara dikkat ediyorlar. Öncelikle deprem açısından güvenli binaları tercih etmeye başladılar. Vatandaşlar sosyal yaşamı artık ikinci plana atmış durumda. Yüksek katlı apartmanlara ve 6-7 katın üzerindeki dairelere deprem korkusunu nedeniyle kimse bakmıyor. Genelde herkes alçak katlı yerlere bakıyor. Bir de binanın deprem yönetmeliğine uygunluğuna bakılıyor. Mülk alacakların belediyelere gidip o dairenin statik projesine ve yapı kullanımlarına bakmalarını tavsiye ederim. Binanın yapım yılını da belediyelerden rahatlıkla öğrenebilirler. Yani istedikleri takdirde o statik projesini bütün bilgilerine kadar belediyelerini alabiliyorlar."
- Zemin ve birinci katlardaki daire sahipleri evlerini satma telaşında
Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Göksel Birsen de arz talep dengesizliği nedeniyle birkaç yıldır daire satış fiyatlarında ciddi artışlar olduğunu, mevcut yapı stoklarının talebi karşılamadığını belirtti.
Depremler nedeniyle talebin daha da arttığına işaret eden Birsen, başta depremzedelerin çevre şehirler olmak üzere İç Anadolu, Marmara, Ege gibi bölgelere göç etmek zorunda kaldığını, bunun da yeni bir talep dalgası oluşturduğunu ve fiyatların artmasına yol açtığını anlattı.
Ev almak isteyenlerin tercihlerindeki değişikliklere değinen Birsen, şöyle devam etti:
"Eski yapılarda oturan vatandaşlar daha güvenli bir yapıda oturmak istedikleri için yeni konutlara rağbet gösteriyor. Sitede oturanlar müstakil eve geçebilme arayışında. Eski dairede oturanlar ise 'Deprem yönetmeliği sonrası yapılmış evlere geçebilir miyiz?' diye arayıştalar. Bu çerçevede kiraların talebe bağlı artış gösterdiğini söylemek mümkün. Artık evin büyüklüğü, metroya yakınlığı gibi özelliklerinden önce binanın deprem dayanıklılığı önemseniyor. Kısacası depremle tercih ve öncelikler binanın sağlamlığı ve güvenliğine doğru değişti. Tabii bu durumu internette fiyatlara yansıtıyorlar. Ev alacaklar yüksek katlı binalardan uzak duruyor. Ayrıca mevcutta şu an zemin ve birinci kattaki dairelere talepte bulunmuyorlar. Şu an oralarda oturanlar da zemin ve birinci katlarını satmak için yoğun bir uğraş içinde."
Birsen, mahalle veya ilçelerin değer haritaları oluşturulup daire fiyatlarının üst sınırlara göre belirlenmesini önerdi.
Geçici süreli yapılacak bu tür düzenlemelerin arz talep dengesi yakalanıncaya kadar fiyatları kontrol altına almayı sağlayabileceğini dile getiren Birsen, "Vatandaşlar, enflasyon ve maliyetlerden kaynaklı artışlara değil de ekonomik gerekçesi olmayan artışlara tepki veriyor. Konut kredi oranları düşmesi ya da deprem olması bir evin fiyatını artıracak unsur değildir. Barınma ihtiyacını karşılamak için sosyal konutlar üretilmeye devam edilmeli." diye konuştu.
Depreme dayanıklı olduğu belgelendirilen binaların satış ve kiralama fiyatlarının artacağını öngördüklerini aktaran Birsen, "Yeni bina ve deprem riski az olan bölgelerde de fiyat artışı devam edecek. Dolayısıyla topyekun bir çalışma gerekiyor. Bununla ilgili de dernek ve odalar olarak her türlü sorumluluğu almaya talibiz." dedi.