Kıbrıs'ta 21 Aralık 1963'te terör örgütü EOKA militanlarının, Kıbrıs Türkleri'ne yönelik başlattığı ve tarihe "Kanlı Noel" olarak geçen katliamın 61. yılında, İstanbul'da anma programı düzenlendi.
Şişli'deki Kıbrıs Türk Kültür Derneği (KTKD) İstanbul Şubesi'ndeki "Kıbrıs Mücadelesi ve Şehitler Haftası Anma Programı"nda konuşan KKTC'nin İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın program vesilesiyle kendisine ilettiği mesajı okudu.
Demirel, Ersin Tatar'ın, Milli Mücadele ve Şehitler Haftası'nın 61. yıl dönümünde tüm şehitleri rahmet ve minnetle andığını belirterek, Tatar'ın "Bu derneğin geçmiş bir başkanı olarak, şimdi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak görevimi ve milli siyasetimizi sürdürmenin huzuru içerisindeyim. Bu vesileyle başta başkan Zehra Eray olmak üzere tüm dernek üyelerimizin 2025 yılını şimdiden kutluyorum." şeklindeki ifadelerini aktardı.
Fatma Demirel, Kanlı Noel olarak tarihe geçen Rum saldırılarının, iki halk arasında karşılıklı çatışmaların başladığı tarih olarak önlerinde durmakla birlikte, esasen hazırlıkları önceden yapılmış, sistematiği ve amacı belli saldırılar olduğunu söyledi.
Saldırıların altında yatan sebepler üzerinde durmak istediğini belirten Demirel, şunları söyledi:
"Saldırıların esas amacını, öncelikle bir yabancının gözünden size aktarmak isterim. İngiliz döneminin Kıbrıs'taki sömürge müsteşarı John Reddaway, o döneme ait tespitlerini çok net bir şekilde şöyle ifade etmektedir; 'Akritas Planı aslında Kıbrıs Cumhuriyetini ortadan kaldırmak için bir komploydu. Üç hedefi vardı, 1960 anlaşmalarından ve self determinasyon hakkından kurtulmak ve Enosis yolunu açmak, Anayasa'nın uygulanabilir olmadığı izlenimi yaratmak, değiştirilmesi için zemin hazırlamak, böylece Türklere tanınan hakları ortadan kaldırmak, onları siyasi hiçbir değeri olmayan azınlık statüsüne indirgemek.' Bizler Kıbrıs meselesinde bugün hala aynı niyet ve gerçeklikle karşı karşıya değil miyiz?"
Geçmişte yaşananlar ışığında elde edilen tecrübelerin önemli olduğunu kaydeden Demirel, şöyle devam etti:
"O günkü koşullarda, açlık, göç ve imkansızlıklar içinde direnirken, sevdiklerini toprağa bırakan insanlarımızın 'Vatan sağ olsun.' diyerek bizlere devrettiği değerli kazanımları muhafaza etmek ve daha ileriye götürmek bizlerin görevidir. Bu hafta, varoluş mücadelesi sürecinde yaşananları, kazanımlarımızı ve bu uğurda verdiğimiz şehitlerimizi anmanın yanı sıra liderlerimiz Dr. Fazıl Küçük, Cumhuriyetimizin Kurucu Başkanı Rauf Raif Denktaş ve arkadaşlarının içte ve dışta verdiği mücadeleyi unutmamak, unutturmamak, çıkarılması gereken dersleri anımsamak açısından önemlidir."
Zaman zaman geçmişin üzerini çizmek gerektiğinin vurgulandığını aktaran Demirel, "Bence yakın tarihimizde yaşananlar daha çok tazedir. Duygularımız o günkü kadar canlıdır. Bulunduğumuz coğrafyada komşu ülkelerde yaşanan gelişmeler bizlere bir kez daha geçmişimizden dersler almamız gerektiğini göstermekte, atılacak yeni adımların belirlenmesinde yol gösterici olacağına işaret etmektedir. Tarihimizden ders alarak, ülkemizi daha aydınlık bir geleceğe taşımak için birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeli, anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti'mizin destekleri ile ayakları yere basan politikalar üreterek ilerlemeliyiz." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçemeyiz"
KTKD İstanbul Şube Başkanı Zehra Bilge Eray ise süreç içerisinde adada yaşanan acılara dikkati çekerek, Mehmetçiğin gelmesini bekleyen Kıbrıs Türk halkının bu özleminin, 20 Temmuz 1974 sabahı gerçek olduğunu söyledi.
Eray, Kıbrıs Barış Harekatı'yla ilgili olarak, "20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'yla Rum-Yunan ikilisinin, Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlama hayalleri tarihe gömüldü. Kıbrıs Türk halkı, yıllarca süren mücadelesinin sonunda self-determinasyon hakkını kullanarak 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ilan etmiştir. Türk toplumunun öncü lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağlayan kurucumuz Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş varoluş, bağımsızlık ve özgürlük savaşımızın temel mihenk taşlarıdır." diye konuştu.
Ada'da barış içinde eşit ve özgür bir toplum olarak yaşamaktan başka bir hedefi olmayan Kıbrıs Türk halkının, özellikle o dönemde büyük acılar yaşadığını dile getiren Eray, bu acıların bir daha yaşanmaması için milli davalarında mücadele edenleri, fedakarlıklarını, hiçbir zaman unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti.
Eray, haklarına sahip çıkmaları gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu topraklar aziz şehitlerimizin fedakarlığı ile vatan olmuştur. Bugün Kıbrıs'ta var olan barış ve huzuru kahraman Mehmetçiğimizin Kıbrıs'taki varlığına borçluyuz. Türk askerinin Kıbrıs'taki varlığı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ve Kıbrıs Türk halkının aydınlık geleceğinin teminatıdır ve teminatı olmaya devam edecektir. Kıbrıs Türk halkı olarak özgürlüğümüzden, eşitliğimizden, self-determinasyon haklarımızdan, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden ve anavatanımız Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçemeyiz."
Konuşmaların ardından, KTKD İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Özmen İkibiroğlu, Kıbrıs gazisi emekli albay Atilla Çilingir ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Deniz Tansi de adanın tarihi ve siyasi değerlerine dair sunumlar yaptı.
Program katılımcılara plaket takdimiyle son buldu.