İsrailli bakanlar, başbakanı görevden alma yetkisini başsavcı ve Yüksek Mahkeme'den alarak Meclis ve hükümete devreden yasanın iptal davasını görmeye başlayan İsrail Yüksek Mahkemesini eleştirirken, muhalifler de "demokrasi" vurgusu yaparak eleştirilere karşılık verdi.
Mecliste mart ayında onaylanan söz konusu yasaya yapılan itiraz başvuruları bugün Yüksek Mahkeme tarafından görülmeye başlandı.
İsrailli bazı bakanlar sosyal medya aracılığıyla Yüksek Mahkeme'nin davaya bakmasına tepki gösterdi.
İsrail Ulaştırma Bakanı Miri Regev, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, "Bugün, 3 hakimin, İsrail'de demokrasinin imkansızlığını ilan edip etmeyeceğini göreceğiz." ifadesini kullandı.
Kamu Diplomasisi Bakanı Galit Distel-Atbaryan da "Seçim sandıklarıyla işbaşına gelmemiş küçük bir grup, milyonlarca kişinin seçim sonuçlarını iptal etmenin değip değmeyeceği sorusunu tartışıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Miras Bakanı Amihai Eliyahu, söz konusu kanunun Yüksek Mahkeme'de tartışılmasının, kuvvetler (yasama, yürütme ve yargı) arasındaki dengeyi açıkça ihlal ettiğini, demokrasiye zarar verdiğini ve mahkemeyi "yüce yönetici" statüsüne çıkardığını kaydetti.
İnsanların yargı erkine olan güveninin hiç olmadığı kadar düşük olduğunu savunan Eliyahu, halkın iradesini alenen ezip geçmenin, kuruma olan güvensizliği artırmaktan başka bir işe yaramayan büyük bir hata olduğunu vurguladı.
- Muhalefetten açıklama yapan bakanlara tepki
İsrailli muhalefet liderleri ise bakanların açıklamalarına tepki gösterdi.
Eski Başbakan ve ana muhalefet partisi "Gelecek Var" lideri Yair Lapid, "Yüksek Mahkeme'nin vereceği kararı kabul etmeyeceğini söyleyen bir bakanın bir dakika bile görevinde kalması mümkün değildir. Kanunu ve mahkemeyi tanımayan bir hükümet meşru değildir." ifadesini kullandı.
Eski Savunma Bakanı ve Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz da "hükümetin, mahkemenin kararına saygı duymaması durumunda, İsrail'in demokratik bir devlet olmayacağını" savundu.
Eski Adalet Bakanı Gideon Sa'ar da "Yüksek Mahkemenin ve Başyargıç Esther Hayut'un meşruiyetini zedeleme furyası ve Başsavcı Gali Baharav-Miara'ya yönelik devam eden düşmanlık. Özetle bu, rejime karşı darbenin bir devamıdır. Buna verilecek cevap ise protestoları artırmaktır." ifadeleriyle bakanların açıklamalarına tepki gösterdi.
İsrail Yüksek Mahkemesi bugün, Meclis'te mart ayında onaylanan başbakanı görevden alma yetkisini başsavcı ve Yüksek Mahkeme’den alarak Meclis ve hükümete devreden yasanın iptali başvurusunu görüşmeye başlamıştı.
Yüksek Mahkeme'nin kararını açıklaması için birden fazla oturum yapması bekleniyor.
- İsrail'de hükümetin yargı düzenlemesi
İsrail'de hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesi yılbaşından bugüne ülke gündeminin merkezinde kalmaya devam ediyor.
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin'in, 5 Ocak'ta duyurduğu "yargı reformu" Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.
Başbakan Binyamin Netanyahu, 27 Mart'ta, ülke çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini ertelediğini açıklamış ancak 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclisten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.
Hükümet, muhalefetle müzakerelerin tıkanmasının ardından yakın zamanda yargı düzenlemesi için yeniden düğmeye basmıştı.
Netanyahu hükümeti, Yüksek Mahkeme'nin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak yasa tasarısını ülke çapında kitlesel protestolar ve yoğun kamuoyu tartışmalarına rağmen 24 Temmuz'da Mecliste muhalefetin boykot ettiği oturumda kabul etmişti.
İsrail'de muhalefet partileri, eski milletvekilleri ve bazı sivil toplum kuruluşları, Meclisin 24 Temmuz'da geçirdiği "Akla Yatkınlık Yasası"nın iptali için başvurmuştu.
Söz konusu yasa, Yüksek Mahkeme'nin, hükümetin aldığı kararları, "kamu çıkarına hizmet etmediği, akla yatkın olmadığı veya çıkar çatışması doğurduğu" gibi gerekçelerle bozma yetkisini ortadan kaldırıyor.