SALİHA NUR KÖKSAL - Bursa Uludağ Üniversitesinde (BUÜ) bir grup akademisyen, Türkçede bireylerin hızlı okuma ve kavrama becerilerini artırmanın yanı sıra lise ve üniversitelere giriş sınavlarına hazırlanan öğrencilere özellikle paragraf sorularında yol gösterici olmayı amaçlayan yapay zeka destekli uygulama geliştirdi.
Türkçe uzmanı ve BUÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Öztahtalı öncülüğünde Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı uzmanları ile sosyoloğun yer aldığı araştırma ekibinin 2 yıl süren "Okuma Başarısızlığı ve Okuma Becerisinin Geliştirilmesi" adlı çalışmasında, 950 çocuk üzerinde sıklıkla okumada zorlanma ve okuduğunu kavrayamama gibi veriler elde edildi.
Çocuklar ve yetişkinlerde karşılaşılan sorunların temelinde okumayla ilgili temel davranışların yanlışlığının yattığı, Türkçenin doğru yöntemle daha hızlı okunup çok daha iyi anlaşıldığı sonucuna ulaşan uzmanlar, web tabanlı "Süper Okuma Sistemi" adını verdikleri uygulamayı hazırladı.
Eğitim alanından bazı firmaların destekleriyle BUÜ Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nde (Ulutek Teknopark) geliştirilen, Türk Patent ve Marka Kurumundan patenti alınan sistemin yapay zeka desteği barındıran bölümü "Akademik Tespit Sistemi (ATES)" olarak tanımlandı.
Başlangıçta kullanıcının "akademik MR'ını çeken", dikkatinin kalitesi ve süresini, öğrenme stillerini, akademik eğilimlerini belirleyen sistem, yaptığı yönlendirmelerle hızlı okuma ve kavrama becerisinin artmasına katkı sağlıyor.
- "Sözcük sözcük okuduğumuzda çok önemli bir yanlış yapıyoruz"
Doç. Dr. Öztahtalı, AA muhabirine, yaptıkları araştırma sonucunda Türkiye'de okul başarısızlıklarının nedeninin büyük oranda okuma konusundaki zayıflıktan kaynaklandığını belirterek, gerek çocukların gerekse yetişkinlerin Türkçenin anlamsal işletim sistemine uygun okuma davranışı yanlışlığı içinde olduğunu belirlediklerini söyledi.
Sistemin temellerinin 2000 yılında atıldığına işaret eden Öztahtalı, yakın bir öğretmen arkadaşının kendisini arayarak ikinci sınıfa giden öğrencilerinin basit bir matematik problemini veya basit bir hikayeyi okuduklarında anlamadıklarından dert yandığını anlattı.
Öztahtalı, bu geri bildirimleri yıllar boyunca onlarca kişiden duyduğunu ve buna çözüm bulmak için çalışma yaptığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Çocuklarla çalıştıkça ortaya çok enteresan bir sonuç çıktı. Kavrama probleminin temelinde aslında nefes vardı. Herkes şaşırdı çünkü nefes nasıl olur da kavramanın önemli bir etkeni olabilirdi. Türkçeyi okurken biz sözcük sözcük okuduğumuzda çok önemli bir yanlış yapıyoruz, Türkçenin çok önemli bir kuralını ihlal ediyoruz. Ben hiç aksatmadım bu kuralı. Biz ona durak diyoruz. Çünkü durak, Türkçede anlamsal birliklerin sınırını belirleyen en önemli kuraldır ve biz yaptığımız küçük eslerle aslında bu anlamsal birliklerin sınırını belirliyoruz. Bilinçaltında da okuduğumuzu anlarken, deşifre ederken bu anlamsal birliklerin sonunda ve başında yaptığımız durakları kullanıyoruz."
Öztahtalı, Türkçedeki anlamsal birliklerin doğru programlanıp doğru duraklar yapıldığı takdirde otomatik olarak kavramanın da kolaylaşmaya başlayacağını dile getirdi.
Anlamsal birliğin sınırı arttıkça okuma hızının da gelişeceğine dikkati çeken Öztahtalı, "Türkçe yapısal olarak zaten bize çok hızlı okutan bir dildir. Anlamsal birlikleri bir fotoğraf olarak, bir bütün olarak algılamaya, bir kompozisyon olarak görmeye başladığınızda da anlama, inanılmaz derecede kolaylaşır. Böylece birbirini sürekli ivmelendiren ve birbirini sürekli destekleyen bir formül ortaya çıkıyor. Daha hızlı okudukça daha iyi anlıyorsunuz. Daha iyi anladıkça daha hızlı okuyorsunuz." ifadesini kullandı.
- "40 adımın her aşamasında yapay zeka sizi sürekli destekliyor ve izliyor"
Öztahtalı, yapay zeka destekli altyapısıyla 5 temel alanda ölçüm yapabilen web tabanlı uygulamada sadece okumanın hızının değil kavrama kabiliyetinin de geliştiğini belirtti.
Sistemin, her kullanıcıya okuma alışkanlıklarına bağlı bir içerik sunduğunu, hangi konuda zayıflığı varsa o alanının desteklendiğini aktaran Öztahtalı, şunları kaydetti:
"İnternet sitesine girdiğinizde sizi karşılayan çok önemli bir okuma davranışı var: SOS Plus. Aslında SOS Plus'ın altyapısında çok ciddi bir yapay zeka desteği var. Çünkü sisteme girdiğinizde ATES adını verdiğimiz Akademik Tespit Sistemi sizi karşılıyor. Bu sizin akademik olarak MR'ınızı çekiyor. Dikkatinizin kalitesini ve süresini, öğrenme stillerinizi, akademik eğilimlerinizi ve bu test sonuçlarını esas alan 40 adımlık bir sürükleyicinin içine giriyorsunuz.
Birinci adımda ATES'in sonuçlarına göre belirlenmiş bir konfigürasyon, bir içerik var. Bu içerikte eğer görüntülemeyle ilgili zayıflığınız varsa o yönünüz desteklenmeye başlanıyor. Odaklanmayla ilgili zayıflığınız varsa odaklanmanın süresi ve kalitesini artırmak için bir konfigürasyon belirleniyor ve 40 adımın her aşamasında yapay zeka sizi sürekli destekliyor ve izliyor, performansınıza göre yeni adımın içeriğini belirliyor. Böylece 40'ıncı adıma ulaştığınızda hem okuma hızınız 3 katına çıkmış oluyor hem çok iyi anlıyorsunuz hem de dikkatinizin kalitesi ve süresi inanılmaz derecede gelişmiş oluyor."
Doç. Dr. Öztahtalı, sistemin doğru nefes almayı, zamana odaklanmayı, anlamsal birliklerin sınırları içinde kalan sözcükleri fotoğraf karesiyle algılamayı, kısaca Türkçeyi doğru kullanmayı öğrettiği bilgisini verdi.
Türkçenin işletim sistemi olarak dünyanın en iyi 3 dilinden biri olduğuna işaret eden Öztahtalı, "Türkologlara göre gelecek yüzyıllarda dünya üzerinde kullanılacak 6 doğal dilden biridir. Bu kadar gelişmiş bir dilin, altyapısı bu kadar sağlam olan bir dilin kullanıcılarının okumada başarısız olmasının temel nedeni aslında davranış bozukluğudur. İşte 'Süper Okuma Sistemi' bu okuma davranış bozukluğunu ortadan kaldırıyor." diye konuştu.