LEFKOŞA (AA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, artık Kıbrıs Türk tarafı olarak ucu açık bir müzakere sürecinin söz konusu olamayacağını belirterek, “Hepimiz bu ülkede, bu Ada'da barış istiyoruz, huzur istiyoruz. Gelecek kuşakların bu Ada'da bizlerin çektiği sıkıntıları yaşamamalarını istiyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Başbakan Tufan Erhürman, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, Maliye Bakanı Serdar Denktaş ve Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı'yı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul etti.
Yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Akıncı, Kıbrıs’ta iki toplumun birbirini anlaması, ortak paydalarda buluşabilmesi ve ortak bir geleceği tahayyül edebilmesinin ancak diyalog yoluyla olabileceğini ifade etti.
Rum lider Nikos Anastasiadis ile 16 Nisan’da 10 aylık bir aranın ardından sosyal içerikli bir yemekte bir araya geleceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, toplantı öncesi Mecliste temsil edilen siyasi parti liderleriyle durum değerlendirmesi yaptıklarını ve görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
- Kıbrıs müzakerelerinin 50. yılı
Kıbrıs müzakere sürecinin, 1968’de Beyrut’ta Glafkos Klerides ve Rauf Raif Denktaş arasında başladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, bugüne kadar ne yazık ki Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulunamadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, artık Kıbrıs Türk tarafı olarak ucu açık bir müzakere sürecinin söz konusu olamayacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Aklın yolu bir, hepimiz bu ülkede, bu Ada'da barış istiyoruz, huzur istiyoruz. Gelecek kuşakların bu Ada'da bizlerin çektiği sıkıntıları yaşamamalarını istiyoruz. Bu Ada'nın hepimize yeterli olduğunu değerlendiriyoruz ve bu nimetlerden adil bir şekilde yararlanabileceğimizi düşünüyoruz. Rum tarafında söylenmeye başlayan başka sözler de var. Bırakın 5 yılı, Kıbrıs sorunu çözümsüz olarak 2-3 yıl daha böyle devam ederse, kalıcı olarak bölünmüş olacağını' söyleyen Rum liderleri var. Hangi niyetle söylerlerse söylesinler bu bir gerçeğin ifadesidir aslında. Veyahut da Rum müzakerecinin dediği gibi 'artık uzatmaları oynuyoruz.'"