HDP TBMM Grup Toplantısı

Eş Genel Başkan Temelli: "Belediye başkanlıklarına sahip olduğumuz illerimize kayyum atadıkları gibi bugün de Afrin’e vali atamanın peşindeler"

TBMM (AA) - HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Belediye başkanlıklarına sahip olduğumuz illerimize kayyum atadıkları gibi bugün de Afrin’e vali atamanın peşindeler." dedi.

Temelli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, tiyatro sanatçılarının ve emekçilerinin Dünya Tiyatro Günü'nü kutladı.

Nevruz Bayramı'nın büyük bir coşku ile kutlandığını dile getiren Temelli, parti üyelerine yönelik gözaltıların devam ettiğini savundu. Temelli, "İfade özgürlüğüne karşı yargı eliyle sürdürülen bu sindirme politikalarına karşı hep birlikte mücadelemizi yükseltmeliyiz." ifadesini kullandı.

"Cezaevlerinde sistematik şiddet uygulandığını" öne süren Temelli, Adalet Bakanlığı yetkililerini göreve çağırdıklarını, ancak yetkililerin harekete geçmediğini ileri sürdü.

"Savaş siyaseti devam ediyor." diyen Temelli, şöyle konuştu:

"Çünkü savaş siyasetinden beslenen bir iktidar var. 'Afrin yetmez, bizi Menbiç’e götür' diye pankartlar asılıyor ya, bununla savaş siyasetinden beslenerek iktidarda kalmaya çalışıyor. Afrin meselesi böyle bir meseledir. Afrin'den ötesini de konuşmaya başlıyorlar. Katliamlar Şengalliler'in, Ezidi halkının hafızasındadır. Buradan, 'Şengal'e, Sincar'a gireriz' diye tehditler savruluyor ama bunun bir karşılığının olmadığını, giremeyeceklerini onlar da biliyorlar.

Bir grup toplantısında, Afrin'in Afrinliler'in olduğunu söyledim. Hükümet sözcüsü bu sözü beğenmiş anlaşılan ve çıkmış 'Afrin Afrinliler'indir' diyor. Sen iktidarsın, bizim bu sözümüzü alıp tekrar bize söyleme. Eğer Afrin Afrinliler'in ise sen oradan çık. O götürdüğün ÖSO ve IŞİD artıklarını da al ve oradan çık. Afrinliler evlerine geri dönsün. Fakat, AKP hükümeti her zaman yaptığı gibi güzel sözü alıp kötülüklerini kamufle etmeye çalışıyor. Belediye başkanlıklarına sahip olduğumuz illerimize kayyum atadıkları gibi bugün de Afrin'e vali atamanın peşindeler."

"Kürt meselesinin" aslında bir turnusol kağıdı olduğunu söyleyen Temelli, bu meselenin çözümünün aynı zamanda demokrasi sorununun da çözümü olduğunu öne sürdü.

Bugünlerde herkesin ilkelerden bahsettiğine dikkati çeken Temelli, şöyle devam etti:

"Altında ne var bu ilkelerin? 'Bu ilkelerin altında demokrasi meselesi var.' Demokrasi meselesi varsa iyi çünkü o zaman siz Kürt sorununun çözümünden yana adım atacaksınız demektir. Bu ilkelerin altında demokrasi meselesi gelip bir sınıra dayanıyorsa ve o sınırda güvenlikçi politikalara tornistan yapıyorsanız, orada bir samimiyet testi sizi bekliyor demektir.

Kürt sorununun çözümü ile demokrasi ve ilkeler meselesini bu bağlamda değerlendirdiğimizde bunu Yenikapı'da bulunamazsınız. Bu meselede adım atmak istiyorsanız bunu, dokunulmazlıkların kaldırılmasında ve tezkerelere 'evet' derken bulamazsınız. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu bulacağınız yer insan hakları, evrensel hukuk değeridir. Bunu bulmak için 50 tane Afrin’i feda etmeyeceksiniz. Tam tersine belki unutmuşsunuzdur, size hatırlatayım, ‘yurtta sulh cihanda sulh’ diyeceksiniz. O zaman demokrasi meselesinin altına ilkeleri yazmak kolaylaşır."

Temelli, iki yılda 20’ye yakın torba yasanın TBMM Genel Kurulu'ndan çıktığını ve bunların içerisinde şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile nükleer santraller gibi konuların da yer aldığını vurguladı.

Dolarda kurundaki yükselişe değinen Temelli, "Türkiye kırılgan ekonomiler arasında sayılıyor. Bence artık saymasınlar. Çünkü Türkiye kırıldı. Dolar çıkıyor, tabii bakanlar da televizyona çıkıp ‘bunun bize zararı yok’ diyorlar. Doğrudur size zararı yok. Size bir şey olmuyor ama bu, ekonomiden dolayı emekçiye, esnafa, çiftçiye, emekliye, asgari ücretliye çok şey oluyor." ifadesini kullandı .

Temelli, Çiftlik Bank konusunda HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan'ın 25 Aralık 2017'de soru önergesi verdiğini ve Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) 28 Aralık'ta savcıları göreve çağırdığını, ancak kimsenin ilgilenmediğini iddia etti.

- "AB'nin Kopenhag Kriterleri’ne yaklaşımı önemlidir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine ilişkin sözlerini anımsatan Temelli, "28 Şubat'ta Kemal Gürüz, türbanlı öğrencilerin okuma hakkını gasp ederken böyle söylüyordu. Şimdi Erdoğan, yine öğrencilerin okuma hakkını gasp ederken aynı sözcükleri kullanıyor. Bunlar aslında aynı zihniyetin tezahüründen başka bir şey değildir." görüşünü savundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AB kurum liderleri arasında gerçekleşen Varna toplantısında beklentileri karşılayan bir sonucun çıkmadığını öne süren Sezai Temelli, "Hem Avrupa Birliği samimi değil hem iktidarın hesabı başka. Savaş siyaseti, yolsuzluk ekonomisi üzerine kendisini yapılandırmış bir iktidarın Avrupa Birliğiyle ilgili yaklaşımında hiçbir samimiyet söz konusu değildir. Avrupa Birliğinin de Kopenhag Kriterleri’ne yaklaşımı önemlidir. Bu kriterlerin sınırını Edirne'ye kadar tutar ve sonrasına taşımazsanız bilin ki Avrupa'nın içinde de bu sözleşme çökecektir." değerlendirmesinde bulundu.




İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri