TBMM (AA) - İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı, "Hayvanları hevesimizi aldıktan sonra terk etmekten artık vazgeçmeliyiz." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Hayvan Haklarının Korunması İle Hayvanlara Eziyet ve Kötü Muamelelerin Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu görüşülüyor.
İYİ Parti Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı, yoğun ve verimli geçen bir komisyon sürecinin ardından hazırlanan raporun, bugün Genel Kurulda görüşülmesinin, hem hayvanlar hem de hayvanseverler adına umut verici bir gelişme olduğunu söyledi.
Komisyon faaliyetleri sırasında hayvanlarla ilgili ne kadar az bilgiye sahip olduklarını fark ettiklerini belirten Sıdalı, "Hayvan hakları konusunda daha yeni başlıyoruz, diyebiliriz. Sessiz dostlarımızı, yalnızca korunması gereken varlıklar değil, hakları olan canlılar olarak görüyoruz. Anayasa'da yapılacak düzenleme, hayvanlara karşı uygulanan sistematik zulüm ve hak ihlallerinin engellenmesine önayak olmalıdır. Komisyonda parti gözetmeksizin aynı fikirde birleştiğimize göre kanun teklifini de hep birlikte hazırlamamız faydalı olacaktır." dedi.
Komisyon sürecinde, alanında uzman yüzlerce kişiyi dinlediklerini anlatan Sıdalı, belirtilen görüşler ışığında hayvanlarla ilgili çok geniş, kapsamlı ve kronik sorunların olduğunun farkına vardıklarını dile getirdi.
Öncelikle hayvanları "eşya, mal" olarak tanımlamaktan çıkarıp onların da yaşayan, duyguları, hisleri olan canlılar olduğu konusunda mutabakat sağlandığının altını çizen Sıdalı, şunları kaydetti:
"Yapılması düşünülen kanunun 'hayvan hakları kanunu' olarak teklif edilmesi dahi bu konudaki değişimi göstermektedir. Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu Raporu'nu aslında hayvanlarla ilgili çalışmalarda birinci etap olarak görüyoruz. Sorunları dinledik, kavramları belirledik ve bu hususu kamuoyunda tartışmaya açtık. Ancak ikinci etaba geçerken de aynen bu süreçte olduğu gibi bir ortak akla ihtiyacımız var, hiçbir yeri atlamadan ilerlememiz gerekiyor. Özellikle sokaklardaki hayvanlara bakıldığında, birçoğunun daha önce sahiplenilip ancak sonradan sokağa terk edildiğini görmekteyiz. Hayvanları hevesimizi aldıktan sonra terk etmekten artık vazgeçmeliyiz. Caydırıcı çözümlerin getirilmesi, hayvanların haklarının korunması adına önem arz etmektedir. Hayvan popülasyonunun kontrol altına alınabilmesi için kısırlaştırma işleminin tüm yurt genelinde uygulanması gerekmektedir. Çözüm için gereken desteklerin sağlanmasının da aciliyeti vardır. Bizim kanun değişikliğinden öte, bir zihniyet değişikliğine gitmemiz gerekiyor. Toplumun genelini bilgilendirmediğimiz takdirde sadece ceza mekanizması çalıştırılacak. Eğitim, suç oluşumunu engelleyecektir. Her canlının yaşam hakkına saygı duyabilme olgusunu yediden yetmişe herkese yayabilirsek işte o zaman bu komisyonun çalışması başarıya ulaşmış olacaktır. Türkiye'nin ihtiyacı olan, gelişmiş eğitim araçlarıdır. İhtiyaç olan ruhu tekrardan kazanabileceğimize inanıyorum."
- "Emniyet içinde ayrı bir birim oluşturulmalıdır"
MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, tüm parti gruplarının, hayvanlara eziyetin toplumsal bir sorun haline geldiği konusunda aynı görüşe sahip olduğunu söyledi.
Hayvanlara eziyet edenlerin, acımasızca insanlara da eziyet ettiğini haberlerden de takip ettiklerini belirten Kalyoncu, can sahibi her varlığın aziz olduğunu, canlıların kendileri için en uygun alanlarda yaşamlarını sürdürmesinin önemli olduğunu ifade etti.
İnsan hayatının varlığı ve sürdürülebilirliğinin diğer canlıların varlığına bağlı olduğunun altını çizen Kalyoncu, "Her şeyin başında, hayvanlara karşı işlenen her türlü suç caydırıcı hale getirilmeli, verilen cezalar tavizsiz uygulanmalıdır. Bu arada sokaklardaki hayvan popülasyonunun hızla artmasının önüne geçilmelidir. Hayvanları korumak adına kanun yapmanın yanında, emniyet içinde ayrı bir birim oluşturulmalıdır. Bu birim sadece evcil hayvanları değil vahşi hayatı da kontrol altında tutmalıdır. Yaban hayatın korunması ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır." ifadelerini kullandı.
Kalyoncu, Hayvanları Koruma Kanunu'nun adının "Hayvan Hakları Kanunu" olarak değiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Popülasyon kontrolü amacıyla öncelikle şehirlerdeki sahipli ve sahipsiz hayvan sayısının coğrafi olarak dağılımının tespit edilmesi gerektiğini ve buna göre hareket eylem planının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Kalyoncu, şöyle konuştu:
"Hayvanlara yönelik yapılan, bir hayvan neslini yok etme, öldürme, acımasızca eylemlerde bulunma, cinsel istismar ve dövüştürme eylemleri suç kapsamına alınmalı, ev hayvanlarını terk edenlere idari para cezaları artırılmalı ve hayvan sahibi olmaları engellenmelidir. Cezalandırmada sahipli-sahipsiz hayvan ayrımına son verilmelidir. Hayvanlarla ilgili eğitici yayınlar, zorunlu yayın kapsamında tekrar yayınlanmalıdır. Kaçak avcılıkla etkin mücadele edilmeli, kaçak avcılık kabahat değil, suç kapsamına alınmalıdır. Yaban hayatının korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekmektedir. Ülkemizde kürk hayvanı üretiminin ve ithalatının yasaklanması gerektiği değerlendirilmelidir. Faytonlar ulaşım amacıyla kullanılmamalı, ulaşım gereksinimi olan bölgelerde ivedilikle elektrikli ulaşım araçlarının kullanımına geçilmelidir. Faytonlarda kullanılan atların da rehabilitasyon merkezlerine alınması gereklidir. Hayvanlara karşı işlenen suçların ceza kanunu kapmasına alınması yönünde tavrımız net olup, bu durum, liderimiz Devlet Bahçeli tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştır. Sayın Genel Başkanımızın ifadeleriyle, Hayvanları Koruma Kanunu'nda ihtiyaç duyulan iyileştirmeleri de kesinlikle sağlayacağız, bu konuda desteğimiz tamdır. Yine Sayın Genel Başkanımızın ifadeleriyle, hem insan hem de hayvan katilleriyle mutlaka hesaplaşacağız."
- "Doğanın korunması noktasında esas olan zihniyet değişikliğidir"
HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan da yasaların önemli olduğunu, ancak yasalardan da önemli olanın zihniyetler olduğunu söyledi. "Egolojik toplumdan ekolojik topluma geçmenin zamanının geldiği"ni belirten Turan, şöyle konuştu:
"Doğanın korunması noktasında, esas olan zihniyet değişikliğidir. Zihniyet değişikliğini hayata geçirebilirsek hayvan haklarına riayet eden bir toplumu rahatça kurabiliriz. Dünyanın sınırları, rezervleri bellidir. İnsanların yer edinme hırsı, hayvanların yok olmasına neden oluyor. Komisyon raporu başarılıdır, anlaşılan konular önemlidir, anlamlıdır ancak alınacak kararlar uygulanabilir olmalıdır. Hayvanlara eziyet edilerek kültür yaşatılmaz, bu nedenle HDP olarak fayton taşımacılığının tamamen kaldırılmasını istiyoruz. Hayvanların deney aracı olarak kullanılmasını da artık istemiyoruz. Sahipli, sahipsiz hayvan kavramı mevzuattan çıkarılmalıdır. Hayvanlara karşı işlenen suçlar TCK'de yer almalıdır. Verilen cezalara erteleme, hakim tarafından takdir indirimi kesinlikle yapılmamalıdır. İşlenen cürüm nitelikli olarak kabul edilerek buna göre hüküm verilmelidir. Hayvanlarını terk edenlere en az 10 bin lira idari ceza uygulanmalıdır. Yasaklı ve tehlikeli ırk yoktur, ruh hastası olan o hayvanların sahipleridir. Av turizmi ve hayvanat bahçeleri yasaklanmalı, buralar rehabilitasyon merkezlerine dönüştürülmelidir. Canlı hayvan ticareti, kürk satışı ve üretimi yasaklanmalıdır. Hiç kimse bir hayvanın derisini giymek zorunda değildir. Havai fişek kullanımı da mutlaka yasaklanmalıdır. Çünkü insanların eğlence olarak yaptığı bu uygulamada birçok kuş yaşamını yitirmektedir."