Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsünden Uzm. Psikolog Hilal Savaş, okulların açılmasına sayılı günler kala aileleri uyararak, çocuklarda okul fobisinin önüne geçilebilmesi için önemli bilgiler verdi.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, okul fobisine bağlı olarak bazı çocuklarda karın ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı gibi fizyolojik yakınmalar gözlemlenebildiğini belirtildi.
Uzm. Psikolog Hilal Savaş, böyle durumlarda ebeveynlerin genelde çocuklarının rol yaptığını düşünebildiğini oysa çocukların, okulla ilgili ya da ailevi bir nedenden dolayı taşıdığı kaygıları dolayısıyla okula gitmek istemediğini ve gittiğinde kendini bu tür fizyolojik yakınmalardan dolayı kötü hissedebildiğini aktardı.
Bu durumun "korku mu rol mü?" olduğunu anlamak için şikayetlerin bir iki günlük değil, devamlılık arz etmesi gerektiğini kaydeden Savaş, şikayetlerde süreklilik olması durumunda okul fobisinin olduğu anlamına geldiğini ifade etti.
Savaş, "Ailelerin bu noktada çocuğa nötr davranabilmesi önemli. Böyle bir yaklaşımda ne çok izin verici olup okula gitmemesi sağlanmalı ne de çocuğa karşı 'tembellikten dolayı' okula gitmek istemediğine yönelik öfke ifadeleri kullanılmalıdır. Olayın altında kaygılı düşünce var mı buna bakılmalı. Okul öğretmeni ile iletişime geçmek çok önemli. Çocuk okulda nasıl davranıyor buna ilişkin bilgi alınabilir." açıklamalarında bulundu.
Uzun bir yaz tatilinin ardından bazı öğrencilerin okullarını çok özlerken bazı öğrencilerin ise okula gitmek istemediklerini ve derin bir kaygı yaşadıklarını belirten Savaş, çocuğun zihninde okul kavramının ne ifade ettiğini ebeveynlerin öğrenmesi gerektiğini vurguladı.
- Okul sürecine ilişkin çocukların zihnine "kaygı" kodlanmamalı
Savaş, okulla yeni tanışacak çocukların velilerinin riskli söylemlerden kaçınması gerektiğine dikkati çekerek, ebeveynlerin çocuklarına karşı okulu bir korku unsuru olarak kullanmaması yönünde uyarıda bulundu.
Çocuklara yeni eğitim döneminde ailelerin sürekli beklentilerinden bahsetmesi ya da tam tersi çocuğa karşı aşırı umursamaz davranışlar sergilemesinin de çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini aktaran Savaş, şunları kaydetti:
""Bu yıl çok güzel olacak, derslerin harika olacak" tarzı söylemler bazen tehlikeli olabiliyor. Çocukların yeri geldiğinde dersleri ile ilgili sorumluluk alacağını ve zorlanabileceklerini bilmesi gerekiyor. Bu kapsamda aileler tüm ihtimalleri çocuklarına anlatarak, çocukları zorlandıkları zaman onlara mümkün olabildikçe destek olacaklarını ifade etmeliler.
Bazen de ilkokula yeni başlayan çocukların adaptasyon sürecini kolaylaştırmak adına ebeveynler, 'Okul çok eğlenceli, arkadaşlarınla oynarsın' ya da 'Okula gidelim, beğenmezsen döneriz' gibi ikna ifadeleri kullanabiliyor.
Bu ifadeler de çocukların okula uyumunu zorlaştırabiliyor. Çocuk okulda eğlenme kadar, alması beklenen sorumlulukların olduğunu, 40 dakika derste kalacağını, sonrasında teneffüs olacağını, her istediğinde sınıftan çıkamayacağını bilmeli. Birinci sınıf öğrencilerine tam da bu nedenle uyum haftası uygulaması yapılıyor. Aileler de evde çocuklarını bu şekilde bilgilendirmeli."
- Aileler kıyaslamama yapmamalı
Savaş, aileleri yeni eğitim öğretim yılı boyunca akran kıyaslaması yapmamaları gerektiğini kaydetti.
Ailelerin çocuklarını motive edebilmek, hırslandırmak için çoğu zaman kıyaslama içeren söylemlerde bulunabildiğini belirten Savaş, bu yaklaşımın çocuğu rekabete sürüklediğini vurgulayarak, "Çocuk kendinde rekabet edebilecek gücü görürse yarışmaktan çekinmez fakat o gücü kendinde göremediğinde çok çabalamadan pes edebilir. Çocuk pes ettiğinde sadece rekabeti kaybetmiş olmaz, benlik saygısını ve özgüvenini de bu rekabette kaybedebilir.
Ayrıca çocuk, ailenin sevgisini de kaybettiğini düşünebilir. Sonuçta bir kıyaslama var ve aile tarafından çocuğa uygulanan bu kıyaslama çocuk tarafından 'Sevginin Koşulu' olarak algılanabilir." değerlendirmesinde bulundu.