SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya Olgunlaşma Enstitüsü, 3 yıllık araştırmanın ardından Anadolu Selçuklu Devleti dönemine ait 16 yüzüğü aslına sadık kalarak yeniden tasarladı.
Enstitü kentte önemli izler bırakan Anadolu Selçuklu dönemine ait yüzükleri aslına sadık kalarak yeniden tasarlamak için çalışma başlattı. Türk kültüründe "Gücün simgesi" olarak da kabul edilen yüzüklerin birebir ölçütlerini çıkarmak için British Museum, David Samling Müzesi, Selçuklu Uygarlığı Müzesi ile Alanya Müzesi'nde envanter araştırması yapıldı.
Selçuklu dönem yüzüklerinin birebir ölçülerinin tespit edilmesinin ardından Antalya Olgunlaşma Enstitüsü Kuyumculuk Teknolojileri bölümünde aralarında Alaaddin Keykubat'ın mühür ve vekaletname olarak da kullandığı yüzüğünün de yer aldığı 16 yüzüklük bir koleksiyon oluşturuldu.
Aslına uygun yapılan yüzüklerin, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından "Nişan-ı Sultan" adıyla marka tescili alındı. Yüzükler, Antalya Olgunlaşma Enstitüsü tarafından oluşturulacak sergi ile tarih sevenlerle buluşturulacak.
- "Türk halkıyla buluşturacağımız için çok mutluyuz"
Antalya Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Emine Erkal, AA muhabirine, Anadolu Selçuklu Devleti'nin geniş bir coğrafyaya hakim olduğu için yüzükleri bulmanın kendileri için zorlu bir süreç olduğunu söyledi.
Farklı müzeler ile bazı özel koleksiyonlarda araştırmalar yaptıklarını belirten Erkal, "3 yıllık araştırmanın sonunda eşsiz bir yüzük koleksiyonu oluştu. Selçukluların Antalya'da çok önemli izleri var. Bu yüzüklerin Antalya'da hayat bulmasının bu nedenle anlamı da büyük. Alanya'ya ismini vermiş, Antalya Kaleiçi'ndeki yazıtlarda 'Burası bizim yurdumuzdur' yazdıran Alaaddin Keykubat'ın mühür yüzüğünün de yer aldığı koleksiyonu Türk halkıyla buluşturacağız için çok mutluyuz." dedi.
- Keykubat portreli yüzük koleksiyonun en kıymetlisi
Enstitüde usta öğretici olarak görev yapan ve Selçuklu mimarisi ve Selçuklu tarihi üzerine akademik çalışmaları bulunan Melek Ersoy ise Alaaddin Keykubat'ın portresi olan yüzüğün koleksiyonun en kıymetlisi olduğunu dile getirdi.
Mühür ve vekaletname olarak kullanılan yüzüğün Rönesans'tan 200 yıl önce yapılmış olmasıyla dikkati çektiğini vurgulayan Ersoy, "Bu yüzük Anadolu'nun sanat ve kültür alanında döneminde ne kadar gelişmiş olduğunu da gösteriyor." ifadesini kullandı.
Kemankeşlerin kullandığı okçu yüzükleri zihgirlerin de koleksiyonda yer aldığını anlatan Ersoy, "Okçular bu yüzükleri bir mertebe olarak da kullanıyordu. Düz taktıkları zaman günlük hayatta kullandıkları bir aksesuar olurken ters takıldığında ise savaş materyali oluyordu. Bu yüzükler okçuların daha seri atış yapmalarını sağlıyordu." diye konuştu.