İSTANBUL (AA) - EMRAH OKTAY - Türkiye'de olimpik sporların öncüsü olarak kabul edilen spor adamı Selim Sırrı Tarcan, vefatının 63. yıl dönümünde anılıyor.
Tarcan, 1874'te bugünkü Yunanistan sınırlarında kalan Yenişehir'de (Larissa) miralay Yusuf Bey ile Zeynep Hanım'ın çocuğu olarak dünyaya geldi.
Yusuf Bey’in 1876 Karadağ Muharebeleri'nde şehit düşmesi üzerine 2 yaşında babasız kalan Tarcan, ailesi ile İstanbul'da asker olan dayısının yanına geldi.
Bir süre sonra dayısının da II. Abdülhamit'e muhalefeti nedeniyle sürgüne gönderilmesi üzerine Galatasaray Lisesi'ne yatılı öğrenci olarak yazıldı. Lise yıllarında Ali Faik (Üstünidman) Bey'den jimnastik dersleri aldı.
Galatasaray Lisesi'nde 8 yıl eğitim gören Selim Sırrı Tarcan, daha sonra Askeri Mühendislik Okulu'nu bitirdi. Bir süre İzmir'de beden eğitimi öğretmenliği yapan Tarcan, burada tenis, halter, disk atma, boks, eskrim, güreş, yüzme, bisiklet ve futbol gibi sporlarla uğraştı.
- Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyetinin kurulması ve IOC üyeliği
Selim Sırrı Tarcan, Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyetini kuran isim olarak tarihe geçti.
İzmir'deki öğretmenliğinin ardından İstanbul'a dönen Tarcan, Büyükada'da oturan Galatasaray Lisesi Fransızca öğretmeni Mösyö Juery ile arkadaş oldu.
Teknik üniversitede eskrim ve cimnastik öğretmenliği yapan Tarcan, Juery aracılığıyla 1907 yılı yazında Uluslararası Olimpiyat Komitesine (IOC) yeni üyeler kazandırmak için dünya turuna çıkan modern olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Coubertin ile tanıştı.
Tarcan, Coubertin'in Osmanlı Olimpiyat Cemiyetini kurmasını istemesine o dönem cemiyet kurmanın yasak olması nedeniyle olumlu yanıt veremedi. Bunun üzerine Coubertin, Tarcan'ı temsilci olarak görevlendirdi.
Sultan II. Abdülhamit'in 24 Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyet'i ilan etmesi üzerine cemiyet kurmak serbestleşti. Selim Sırrı Tarcan, Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyetini kurmak için çalışmalara başladı. Kendisi öğretmen olduğu için cemiyet başkanlığına gazeteci Ahmet İhsan Tokgöz'ü uygun gören Tarcan, genel sekreterlik görevini üstlendi. Cemiyetin üyeliklere Hasip Bayındırlıoğlu, Asaf ve Cevat Rüştü kardeşler getirildi.
Dönemin İçişleri Bakanlığının kayıtlarında Olimpiyat Cemiyeti'nin o tarihte kurulduğuna ilişkin bir belgeye rastlanmasa da Londra 1908 Oyunları'nın resmi raporunda Osmanlı adına Yunan asıllı cimnastikçi Aleko Moullos'un adının yer alması cemiyetin 1908'de kurulduğunu ortaya koyuyor.
Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti, 1908 Aralık ayında IOC'ye üye kabul edilen Selim Sırrı Tarcan'la, IOC'de ilk kez 1909 yılında yapılan Berlin birleşiminde temsil edildi. İlk temsilci Selim Sırrı Tarcan, 1910 Lüksemburg, 1911 Budapeşte, 1912 Stockholm, 1913 Lozan, 1914, 1924 Paris ve 1925 Prag birleşimlerine de katıldı. 1911 Budapeşte birleşiminde Osmanlı Devleti, IOC üyeliğine resmen kabul edildi. Böylece Osmanlı Devleti, IOC üyelik sıralamasında 13. sırada yer aldı.
- Türkiye'de voleybol ve boksun kurucusu
Selim Sırrı Tarcan, Türkiye'de voleybol ve boksun kurucusu olarak kabul ediliyor.
İsveç Kraliyet Askeri Beden Eğitimi ve Cimnastik Akademisi'ne 1909'da başlayan ve 2 yıl süren eğitimi tamamlayan Tarcan, yurda döndükten sonra yeniden beden eğitimi öğretmeni olarak çalışmaya devam etti.
İsveç'te yöresel kültürlerin topluma kazandırılmasıyla ilgili folklor çalışmalarının nasıl yapıldığını gören Tarcan, Osmanlı Devleti'nde folklor çalışmalarını başlatan ilk kişi oldu. Ege bölgesinden zeybek oyunları derleyen Selim Sırrı Tarcan, oyunları İstanbul şehir toplumuna tanıtmaya çalıştı.
Yaşamı boyunca 58 kitap, 2 bin 500 makale ve bin 520 konferans veren Tarcan, Türkiye'de voleybol ve boks sporlarının kurucusu olarak biliniyor.
- TMOK'ta 4 yıl başkanlık yaptı
Selim Sırrı Tarcan, kurucusu olduğu Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinde (TMOK) 1923-1927 yıllarında başkanlık görevini yürüttü.
I. Dünya Savaşı sonrası 1919'da "savaşa neden oldukları" gerekçesiyle Osmanlı Devleti, Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan, IOC'den ihraç edildi. Bu devletler savaş sonrasının ilk olimpiyatı olan Antwerp 1920 Oyunları'na katılamadı.
1921'de Selim Sırrı Tarcan'ın Türkiye, Jul Murssa'nın Macaristan, Stanciov'un Bulgaristan IOC temsilciliği unvanları, Belçika, Çekoslovakya ve Lüksemburg delegelerinin karşı çıkmalarına rağmen Baron Pierre de Coubertin'in ısrarı üzerine geri verildi.
Bunun üzerine çalışmalara başlayan Tarcan, Kurtuluş Savaşı nedeniyle bir yıl sonra hazırlıklarını tamamladı. 25 Haziran 1922'de Milli Olimpiyat Cemiyeti yerine Kaim Cihan Müsabakalarına İştirak Cemiyeti adıyla kurulan II. Osmanlı Olimpiyat Cemiyet'’nin başkanlığına Hasip Bayındırlıoğlu getirildi.
31 Temmuz 1922'de ise İstanbul'da Ali Sami Yen başkanlığında Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) kuruldu. TİCİ'de Burhan Felek ikinci başkan, Selim Sırrı Tarcan başdanışman olarak görev aldı. Bu gelişmeden sonra Selim Sırrı Tarcan, kurulalı ancak iki ay olan Kaim Cihan Müsabakalarına İştirak Cemiyetini feshetti. 28 Ağustos 1922’de geçici olarak oluşturulan III. Osmanlı Olimpiyat Cemiyetinde başkanlığı yine Hasip Bayındırlıoğlu üstlenirken, Selim Sırrı Tarcan genel sekreter oldu ve IOC tüzüğüne uygun cemiyet tüzüğünün hazırlanmasına başlandı.
Bu gelişme sonrasında Olimpiyat Komitesi'nin yeniden oluşturulması için TİCİ yöneticileriyle birlikte çalışan Selim Sırrı Bey, 29 Ekim 1923 Çarşamba günü Cumhuriyet'in ilan edilmesinin hemen ardından yeni komiteyi belirledi. 2 Kasım 1923 Pazar günü Türkiye Milli Olimpiyat Cemiyeti olarak ilk toplantısını gerçekleştirdi. Böylece, zaman içinde birkaç kez değişime uğrayan Osmanlı Milli Olimpiyat Komitesinin nihai adı 1923 yılında günümüze de ulaştığı şekilde Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) olarak resmiyet kazandı.
Tarcan, İzmir’de verdiği bir konferansta, yöneticileri sporculardaki amatörlük ruhunu öldürmek, sporcuları da kendilerini profesyonelliğe kaptırmakla eleştirince büyük tepki gördü. Açıklamalarının TİCİ tarafından kınanınca Selim Sırrı Tarcan, kurucusu olduğu TMOK'un toplantılarına katılmamaya başladı ve tüzük gereği 1927 yılı başından itibaren izinli sayıldı. Daha sonra Tarcan'ın yerine Ali Sami Yen başkanlığına seçildi.
Bir dönem bürokratlık yapan Selim Sırrı Tarcan, daha sonra siyasete atıldı ve milletvekili seçildi. Tarcan, 2 Mart 1957'de İstanbul'da vefat etti.