ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, döviz kurundaki dalgalanmayla ilgili "Hükümet iş başındadır, konularına hakimdir, mali politikalarda zerre kadar sapma yoktur." dedi.
Yıldırım, ATO Congresium'da düzenlenen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) geleneksel Ankara iftar programına katıldı.
Ramazanın bereket, rahmet ve mağfiret ayı olduğunu belirterek sözlerine başlayan Yıldırım, MÜSİAD'ın iş dünyası, sanayi ve reel sektörün önemli bir sivil toplum örgütü olduğunu dile getirdi.
MÜSİAD'ın, vatandaşlara iş, aş, ekonomiye katma değer, ihracat ve üretime katkı sağladığını, refahın gelişmesi, ülkenin kalkınması için çalışmalar yürüttüğünü belirten Yıldırım, bunun için MÜSİAD üyelerine teşekkür etti.
Seçim sürecine de değinen Yıldırım, 24 Haziran'da yapılacak seçime sayılı günler kaldığına işaret etti.
Yıldırım, erken seçim kararını durup dururken almadıklarını, yakın tarihte Türkiye'de istikrarsızlık, zayıf yönetimler, vesayet girişimleri ve müdahalelerin ülkenin kalkınmasını geciktirdiğini, milleti yorduğunu belirtti.
AK Parti iktidarları olarak 2002'de tek başına iktidara gelmelerine rağmen 15 yılda nelerle karşılaştıklarını, hangi badirelerden geçtiklerini hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"İşte 16 Nisan halk oylamasına bizi götüren sebepler, milli iradeye karşı zaman zaman meydana gelen kalkışmalardır, vesayet meraklarıdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunu gördük, daha sonra yargı darbe girişiminde, iktidar partisinin kapatılma davasında, Gezi olaylarında bunu gördük ve nihayet en beterini de 15 Temmuz alçak darbe girişiminde gördük. Halbuki iş başında güçlü bir iktidar var. Millet iradesinin neredeyse yüzde 50'sinin desteğini almış bir iktidar olmasına rağmen maalesef eski hastalıklar, alışkanlıklar hiç peşimizi bırakmadı. Bir yandan bu vesayet odaklarıyla mücadele ederken bir yandan da ülkemizin kalkınması, büyümesi, milletimizin arzu ettiği refahı yakalaması için de var gücümüzle çalışıyoruz. Bunların sonucunu da elhamdülillah gördük."
- "Turizm iyi gidiyor"
Türkiye'nin 2002'den bu yana nereden nereye geldiğini iş aleminin iyi bildiğini dile getiren Yıldırım, Türkiye'nin geride kalan 12 yılda üst üste yüzde 5,8 büyüdüğünü hatırlattı.
Dünyada krizler sürerken Türkiye'nin büyümeye devam ettiğine dikkati çeken Yıldırım, şunları söyledi:
"Türkiye'yi 3 kat büyüttük. Milli gelirimizi üç kat artırdık ama bununla da kalmadık ihracatımızı 4,5 kat artırdık. Ayrıca Türkiye bütün bunları yaşarken turizmde önemli sıçramalar yaptık. Geçen yıl malum darbe sonrası turizmde keskin düşüş oldu. 2017'de biraz toparlamaya başladık ve bu sene ilk 4 ayda ülkemize 8 milyon civarında misafir geldi, geçen sene 6 milyon civarındaydı. Burada da önemli bir artış yaşıyoruz. Yıl sonunda da 40 milyona ulaşmış olacağız. Bu, bizim darbeden önceki göstergelerimizin de daha üzerinde bir sonuç. Turizm iyi gidiyor."
Üretime ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, "2017 için Türkiye senaryosu neydi? 'Türkiye krize girecek, büyüme olmayacak, reel sektör zor duruma düşecek ve Türkiye büyük bir ekonomik kriz yaşayacak.' Amerikan seçimleri sonrası, 8 Kasım seçimleri sonrası 4 Aralık'ta aldığımız kararlarla 2017 yılında üretim, ihracat ve reel sektör için çok parlak bir yılı geride bıraktık. Yine biliyorsunuz yüzde 7,4'lük bir büyümeyle OECD içinde ikinci, dünyada G-20 arasında birinci sıraya geldik." ifadesini kullandı.
- "Bu bir illüzyon değil, üreterek yaptınız"
Türkiye'nin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında birçok göstergede açık ara daha iyi durumda olduğunu belirten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Borcun milli gelire oranına bakarsanız en düşük seviyede seyreden ülkeyiz. Hangi göstergeyi ele alırsanız alın durum böyle. Peki Türkiye'de neden bugünlerde bir kriz fısıltısı yayılmaya çalışılıyor? Kur neden hareketlendi? Bunun üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Reel sektör yüzde 7,4 büyümesi, siz yaptınız. Bu bir illüzyon değil, üreterek yaptınız. Aldığımız tedbirlerle yapısal reformlarla bunu başardık. Siz ürettiniz, ihtiyacınız olan düzenlemeleri biz yaptık. Yatırım ortamını kolaylaştıracak yasal düzenlemeleri yaptık. Reel sektörle el sıkıştık, yeniden yapılandırma yaptık, işverenlere destekler verdik. İstihdama yönelik teşviklerimizi ortaya koyduk hatta proje bazlı teşvik sistemini devreye aldık. Bu nedenle de geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kurulu olarak toplam tutarı 135 milyar lira olan 23 projeye onay verdik."
- "Türkiye bunu hak etmiyor"
Ekonomide hayata geçirilen projeleri anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bütün bunlar yapıldı da merak ediyorsunuz 'Son günlerde kurdaki bu hareketlenme niye, bununla ilgili neler yapılıyor?' Her şeyden önce bütün vatandaşlarımın, ayrıca ekonomimizin lokomotifi durumundaki sizlerin de şunu bilmesini istiyorum; Türkiye serbest ekonomi uygulayan bir ülkedir, bu durumun değişmesi söz konusu değildir. Serbest piyasa ekonomisi her şart ve halde aynen devam edecektir. Bugünlerde bakıyoruz birtakım tezviratlar var. 'Sermayeye kontrol gelecek, kambiyo rejimi değişecek, sabit kura geçilecek.' Yani akla ziyan dedikodular, tezviratlar almış başını gidiyor."
Başbakan Yıldırım, döviz kurundaki dalgalanmaya ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye bunu hak etmiyor. Türkiye bunu hak edecek bir ülke değil. Hükümet iş başındadır, konularına hakimdir. Mali politikalarda zerre kadar sapma yoktur. Mali disiplinden sapma söz konusu değildir. Maliye Bakanlığımız ödenecek her kuruşun nasıl karşılanacağının hesabını tek tek yapmıştır. Buna göre de uygulamalarımız devam edecek. Burada herhangi bir tereddüt olmasın. Peki döviz kuru artıyor, haklı olarak vatandaş da yatırımcı da soruyor 'Döviz kuru artınca biz ne yapacağız.' İşinize devam edeceksiniz. O kuru yönetecek, kontrol altına alacak mekanizmalar bizdedir. Merkez Bankasının yaptığı, yapacağı işler var. Bu para politikaları, finans sektörünün kararlarıyla ilgili herkes üzerine düşen görevi yapacak. Onların görev alanı."
Yıldırım, piyasaların, reel sektörün ihtiyaçlarını dikkate alarak ilave tedbirleri aldıklarını, almaya devam edeceklerini belirtti.
- "Sorunların kaynağı biz değiliz"
Ekonomiye ilişkin 2017'de moral bozucu tablo çizildiğini hatırlatan Yıldırım, günün sonunda ülkenin, firmaların büyüdüğünü ve bundan ülke olarak büyük kazanç sağlandığını söyledi.
Yalnızca geçen yıl 1,5 milyon yeni istihdam sağladıklarını anımsatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Çok büyük bir rakam. Bizim son 10 yılda sağladığımız istihdam Avrupa Birliği'nin bütün ülkelerinin sağladığı istihdamdan daha fazladır. Bütün bunları neye rağmen yapıyoruz? Güneyde savaş var, Suriye'de savaş, Irak'ta istikrarsızlık, Filistin'de, İsrail'de olanları hep beraber görüyorsunuz. Libya keza öyle. Mısır'da sıkıntı var, gel bu tarafa Ukrayna'da sıkıntı var. Yani etraf adeta ateş çemberi olmasına rağmen Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerimizin mükemmel olduğunu söyleyemeyiz. Onlarla da sorunlarımız var.
Sorunların kaynağı da biz değiliz. Sizin ülkenizi, milletinizi parçalamaya çalışan, topraklarınıza göz dikmiş, istikrarsızlık getirmeye azmetmiş terör örgütlerine kol kanat gererseniz, 15 Temmuz darbesini yaptıranı baş üstünde ağırlarsanız Türkiye'den dostluk beklemeyin. Kusura bakmayın. Türkiye dik durduğu için milletinin, bölgedeki halkların hakkını hukukunu koruduğu için hazımsızlık var. Olay bundan ibaret yoksa ekonomik gerçeklik bakımından gelişmiş ülkelerin daha önünde bir Türkiye var."
(Sürecek)