PARİS (AA) - ESRA TAŞKIN - Fransa'nın Karayipler'deki sömürgesi Martinik'te kurulan Afrika-Karayip Halklarının ve Kaynaklarının Korunması İçin Birlik (RPPRAC) derneğinin Fransa Sorumlusu Melouane, Paris'teki hükümetin adada hayat pahalılığına karşı devam eden gösterilere tek yanıt olarak baskı yolunu seçtiğini belirtti.
Fransa ve Karayipler'deki sömürgesi Martinik arasında yaklaşık 6 bin 800 kilometre mesafe bulunuyor.
17. yüzyılda Fransız vesayeti altına giren Martinik'te, eylül ayının başından bu yana hayat pahalılığına ve fahiş gıda fiyatlarına karşı halk, süpermarketlerin önünde gösteriler düzenliyor.
Fransa ana karasına göre gıda fiyatlarının yüzde 40 daha yüksek olduğu Martinik'te, gösterilerde şu ana kadar 30'dan fazla kişi gözaltına alındı.
Martinik Valiliği, adada Fort-de-France ve Lamentin kentlerinin bazı mahallelerinde 19-23 Eylül'de gece saatlerinde sokağa çıkma yasağı getirirken, Fransa Ulusal Polisine bağlı Cumhuriyetçi Güvenlik Birlikleri (CRS) bu hafta Martinik'e sevk edildi.
RPPRAC'ın Fransa'daki yetkilileri, Martinik'te hayat pahalılığına karşı düzenlenen gösterilerin çıkış noktasını anlattı.
Soyadını vermek istemeyen RPPRAC Fransa Sorumlusu Melouane, Martinik'te 2009'da hayat pahalılığına karşı yapılan gösterilerde talep edilenlerin 15 yıl sonra hala yerine getirilmediğini kaydetti.
Melouane, "2009'daki büyük grevden yaklaşık 15 yıl sonra, sadece Martinik'te değil, aynı zamanda Guyane, Guadeloupe, La Reunion ve diğer denizaşırı bölgelerde durumun halk için kötüleştiğini gördük. Halk tükenmiş durumda. Maaşlar, hayat pahalılığına kesinlikle denk gelmiyor." ifadelerini kullandı.
RPPRAC'ın bu nedenle 1 Temmuz'da yüksek fiyatlar nedeniyle süpermarket zinciri temsilcilerine ihtar mektubu gönderdiğine değinen Melouane, söz konusu firmaların yalnızca birkaç kuruş indirim yapmayı kabul ettiğini ve bunu çok geç bildirdiğini anlattı.
Melouane, mektuba yanıtın gecikmesinin halk tarafından saygısızlık olarak algılandığını belirterek, ardından Martinik'te 1 Eylül'de hayat pahalılığına karşı gösterilerin düzenlendiğini ifade etti.
Bu gösterilerde adadaki fiyatların Fransa'dakilerle uyumlu olmasını ve bu konuda süpermarket zinciri temsilcileriyle halkın görüşmesinin talep edildiğini aktaran Melouane, Martinik Valisi Jean-Christophe Bouvier'nin, süpermarket zinciri temsilcilerinin ve RPPRAC Başkanı Rodrigue Petitot'nun katılımıyla bir toplantı yapıldığını ancak vatandaşların bu toplantıda konuşulanları duymasına izin verilmediğini söyledi.
Melouane, halkın durumunu bilmeyenlerin hayat pahalılığı hakkında teklifler sunmasının kabul edilemez olduğunu dile getirerek, bölge halkının barışçıl bir şekilde gösterilerine devam ettiğini anlattı.
- "Hükümetin getirdiği tek yanıt baskı oldu"
Ada'daki gösterilere karşı Fransa'nın tavrı hakkında Melouane, "Hükümetin getirdiği tek yanıt baskı oldu, yani jandarmalar, güvenlik güçlerinin geneli ve ordu olay yerinde bulunduruldu, biber gazı atıldı, yağmalar oldu. Ve bu, genel bir hoşnutsuzluğa yol açtı." ifadelerini kullandı.
Melouane, hayat pahalılığı hakkında yapılan müzakerelerde şeffaflık olmamasını eleştirerek, "Hem bazı yerel seçilmişler hem de vali, halkın Martinik'teki fiyatların ve gıda maliyetlerinin yapısını anlamadığını dolaylı olarak ima ederek küçümseyici bir tavır sergiledi." diye konuştu.
Melouane, Martinik'teki hayat pahalılığına karşı başlatılan hareketin genişlemesini istediğini dile getirdi.
Soyadını vermek istemeyen RPPRAC Fransa Koordinatörü Lindy ise adadaki hayat pahalılığı ile ilgili taleplere şu ana kadar somut bir çözüm getirilmediğini savundu.
Lindy, "İnsanlar şu anda sokaklarda çünkü fiyatlar Fransa'nın ana karasındakilerle uyumlu değil." ifadesini kullanarak, Martinik'teki fiyatların çok yüksek olduğunu vurguladı.
- "İnsanların açlıktan ölmesine izin veriliyor"
Fransa ana karasında 6'lı su şişesi fiyatının 1,05 avro olurken, bu fiyatın Martinik'te 11-12 avroya ulaştığına dikkati çeken Lindy, şöyle devam etti:
"Sular kirli ve bugün insanların açlıktan ölmesine izin veriliyor. Bu kabul edilemez. Tek isteğimiz, fiyatların Fransa'dakilerle uyumlu olması. Ve bugün bize güvenlik güçlerini gönderiyorlar. Yemek yiyebilmek için barışçıl şekilde protesto edenlere, çocuklara, annelere ve hareket kabiliyeti kısıtlı kişilere biber gazı sıkılıyor ve bu kasten yapılıyor."
Lindy, Fransa'nın adadaki gösterilere karşı attığı adımlarla "ateşe körükle gittiği" değerlendirmesinde bulunarak, bazı protestoculara biber gazıyla müdahale edilmesine rağmen gösterilerin her zaman barışçıl şekilde yapıldığını söyledi.
"Bugün valilik ek birlik gönderiyor. Burada bize verilen mesaj nedir? Dünyanın geri kalanı gibi yemek yiyemez miyiz?" diyen Lindy, Martinik'teki işsizlik oranının yüksek olduğunu ve adanın anlamsız vergilere tabi olduğunu savundu.
Lindy, suyun hayati önemi olduğunu vurgulayarak, "chlordecone" böcek ilacının adadaki su kaynaklarına karışarak bunları kirlettiğini anlattı.
Bu nedenle Ada'da musluktan su içemediklerini belirten Lindy, Fransa'nın bir başka sömürgesi hakkında da "Guadeloupe'da ise su kesintileri var. Ayrıca şu anda elektrik kesintileri de yaşanıyor. Çok fazla sorun birikiyor. Hükümet bizi her zaman görmezden geliyor." diye konuştu.