TBMM (AA) - BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "Herhangi birinin siyaset adına 12 Eylül cellatlarından birini kahramanlaştırmasını, yaptıklarını meşrulaştırmasını asla kabul edemeyiz. Kenan Evren ne kadar şerefliyse, 15 Temmuz'u gerçekleştirenler ne kadar şerefliyse Nurettin Soyer'in şerefi de o kadardır." dedi.
Destici, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 1980 askeri müdahalesinin hukuk dışı uygulamalarını değerlendirdi.
MHP ve ülkücü kuruluşlar davasının iddianamesinin 29 Nisan 1981 yılında yayımlandığını anımsatarak, 950 sayfalık iddianamenin her satırını bir utanç vesikası olarak nitelendiren Destici, söz konusu iddianamenin altında sıkıyönetim askeri savcısı hava hakim albay Nurettin Soyer'in imzasının bulunduğunu kaydetti.
İddianamenin, insanların katledilişinin sayısız örnekleriyle dolu olduğunu vurgulayan Destici, şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti, 1980 darbesinin Türk tarihine sürdüğü kara lekeyi taşımaya devam edecek. Hiçbir suçu yokken gözaltına alınan onlarca ülkücünün yaşadığı işkence sonucu yaşamını yitirmesinin acısını yaşatan, yüzbinlerce insanı işinden, aşından edenler, 1980 darbecileri ve onların kukla savcılarıydı. Bir televizyon kanalında konuşan Tunç Soyer, 'Babam, Türk ordusunun şerefli bir subayıydı ve kendisiyle gurur duyuyorum' demiş. Konuyla ilgili CHP, İYİ Parti ve HDP tarafından yapılan 'babalarının günahlarından çocukları sorumlu değildir.' savunmasını ülkücülerin ve Türk milletinin zekasına hakaret olarak değerlendiriyorum. Elbette babalarının günahlarından çocukları sorumlu değildir ama herhangi birinin siyaset adına 12 Eylül cellatlarından birini kahramanlaştırmasını, yaptıklarını meşrulaştırmasını asla kabul edemeyiz. Oğlu dahi olsa kim Nurettin Soyer'in yaptıklarıyla gurur duyuyorsa o da o suça ortaktır. Nurettin Soyer, Türk ordusunun şerefli bir subayı değildi. Kenan Evren ne kadar şerefliyse, 15 Temmuz'u gerçekleştirenler ne kadar şerefliyse Nurettin Soyer'in şerefi de o kadardır."
Destici, Nurettin Soyer'i savunmanın Bekir Bağ, Hüseyin Kurumahmutoğlu ve diğer ülkücülerin katillerini savunmak, darbeyi, işkence, işkence altındaki ölümleri ve darbe hukukunu savunmak olduğunu kaydetti.
"Kim kendine bu durumu yakıştırıyorsa savunmaya devam etsin." diyen Destici, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz bu gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz. 12 Eylül kanlı darbesinin kanlı işkenceleri altında hayatlarını kaybeden bütün ülküdaşlarımı rahmet ve minnetle anıyorum. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Bundan sonra bu tür darbelerin yaşanmaması adına da elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz. Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun 'namlusunu milletine döndürmüş tanka selam' sözü bizim için artık bütün siyasi hayatımız boyunca kendimize şiar edineceğimiz bir sözdür. Biz darbe ve zulüm kimden gelirse gelsin karşısında durduk, bundan sonra durmaya devam edeceğiz."