DUYGU AVUNDUK - Trabzon'da Menşure ve Feyzullah Türkmen çifti, 25 haftalıkken 760 gram olarak dünyaya geldikten hemen sonra entübe edilen bebeklerine 95 günlük tedavinin ardından kavuştu.
Menşure Türkmen, gebeliğinin 25. haftasında, Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesinde erken doğum yaptı. Prematüre bebek, entübe edilerek iç organlarının gelişimi için hastanenin Numune Kampüsündeki Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde tedavi altına alındı.
"Almila" adı verilen 760 gramlık bebek, 95 gün süren tedavi sonunda 2 kilo 120 gram ağırlığa ulaşınca taburcu edildi.
Türkmen ailesi, evlerine getirdikleri ve bir ayda 3 kilo 100 grama ulaşan kızlarını büyütmenin mutluluğunu yaşıyor.
- "O gün, ikinci hayatımın ilk günüydü"
Menşure Türkmen, AA muhabirine, gebeliğinin 25'inci haftaya kadar sorunsuz ilerlediğini ancak aniden rahatsızlanması sonucu gittiği doktor kontrolünde erken doğum riski olduğunu öğrendiğini söyledi.
Daha önce de 9 haftalık gebeliğinin düşükle sonuçlandığını belirten 30 yaşındaki Türkmen, hastanede üç günlük tedavinin ardından 760 gram ağırlığındaki bebeğini sezaryenle dünyaya getirdiğini anlattı.
Türkmen, sürecin beklenenin dışında gelişmesi dolayısıyla zor günler yaşadıklarını ifade ederek, "Heyecanlıydık ve korkularımız vardı. Prematüre annesi olmak hayal ettiğim şeyler arasında yoktu ama kızımla ve kendimle gurur duyuyorum. 25 haftalık, 760 gram, 33 santimetre boyunda bir kızımız dünyaya geldi." dedi.
Kızının, doğumun ardından entübe edildiğini dile getiren Türkmen, şunları kaydetti:
"3'üncü basamak yoğun bakım servisinde parmağımı kavrayınca, beni bırakmayacağını anladım. Ufak ufak ten temasları yapıyorduk. İlk kez 1'inci basamak yoğun bakım servisinde parmağımla tenine dokunmaya çalışırken, hemşire kucağıma alabileceğimi söyledi. Kucağıma alıp, kokusunu hissettiğim ilk gündü. En çok, 'Nasıl kokuyor?' diye merak ediyordum. Çok farklı bir his yaşadım. Evlat gerçekten farklıymış. Bugün annemi daha iyi anlıyorum bu yüzden. O gün, ikinci hayatımın ilk günüydü. Çocuğumu kucağıma almak harika bir histi. Şu anda hala o hissi ilk gün ki gibi yaşıyorum."
Türkmen, bebeğini kucağına alamamanın, aynı zamanda da hastanede bırakıp eve dönmek durumunda kalmanın çok zor olduğunu vurgulayarak, "Kucağımda kızımla beraber içeri girememek beni son derece üzdü, yıprattı. Her gün sütümü sağıp kızıma götürdüm. Tüm annelere sesleniyorum, sütünü sağıp götürmekten kesinlikle erinmesinler. Kızımın gelişiminde anne sütünün çok etkisi var." diye konuştu.
Kızının, 35 gündür sağlıklı bir şekilde evinde olduğunu belirten Türkmen, "Rutin kontrollerine gidiyoruz, bir sorunu yok. Aile olarak aldığımız tedbirler var, belli bir süre misafir kabul etmiyoruz. Kovid-19 sürecini evimize yeniden getirdik." dedi.
Menşure Türkmen, kızının hastanede olduğu süreçte prematüre bebeklerle ilgili haberleri takip ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Anadolu Ajansının yaptığı 25'inci haftada dünyaya gelen üçüzlerden Miray Yoğurtçu'nun haberine denk geldik. Her gün aynı videoyu çevirip çevirip izledik. Onlardan çok güç aldık. Umarım kızım Almila ile herkese umut oluruz. İnsanın, evladının sağlığıyla sınanması çok zor. Bizim için yorucu bir süreçti ama genel olarak prematüre bebekler güçlüler. Kızım da o güçlü bebeklerdendi, şansımıza hayata tutundu, bize de umut oldu. Kendi çok sabırsızdı ama bize sabretmeyi öğretti. Şu anda kızımız 3 kilogram 100 gram."
- "Her yeni gün bizim için farklı bir hikaye oldu"
Baba Feyzullah Türkmen ise kızını yoğun bakımda ilk gördüğünde, bu zorlu süreci yeneceğini hissettiğini söyledi.
"Zor ama aynı zamanda evlat duygusunu yaşadığım bir an oldu" ifadesini kullanan Türkmen, "Orada bir bağ kurdum ama ileriye dönük olarak ne olacağını bilemiyorsunuz, bizim için zorluydu. Her sabah, 'Acaba bugün ne duyacağız?' diye hastaneye gittik, umutlanmadık ama umudumuzu da kaybetmedik. Her yeni gün bizim için farklı bir hikaye oldu." diye konuştu.
Türkmen, kızının zorlu süreçlerin hepsini yendiğini dile getirerek, "Akşamları işten çıkıp bir an evvel eve gelmek istiyorum. Çok büyük heyecanlarla geliyorum. Şimdilik öpemiyorum ama sarılıyorum. Ona 'evlat-baba' hissini vermek istiyorum. Her anne ve babanın evladıyla hayalleri vardır. Biz hayal kurduk ama bu sıkıntıları yaşadıktan sonra hayallerimizi gerçekleştirip, gerçekleştirmemekte çok büyük sıkıntılar yaşadık. Çok şükür ama evladımla kurduğum bütün hayalleri hatta daha fazlasını yapacağız. Ben balık tutkunuyum, kızımla birlikte balığa gitmek istiyorum."