İZMİR (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye ve İzmir için en küçük proje, vizyon üretemeyenler, tüm eksikliklerini, hatalarını, yanlışlarını, ihanetlerini laiklik kavramı altında gizlemeye çalışıyorlar. Halbuki AK Parti'nin laikliğe bakışı, bırakınız bunları, Avrupa ülkelerinde dahi takdirle karşılanan bir tanımla vücut bulmuştur." dedi.
Erdoğan, AK Parti İzmir 6'ncı Olağan İl Kongresi kapsamında, Atatürk Stadı Yerleşkesi'ndeki konuşmasına, "Maşallah İzmir" diyerek başladı.
Neşet Ertaş'ın "Gizli gizli" türküsünü okuyan Recep Tayyip Erdoğan, bugün tüm yüreğiyle, kalbiyle İzmir'e geldiğini söyledi.
Bugüne kadar İzmir'e kendilerini tam olarak anlatamadıklarına inandığını söyleyen Erdoğan, "Kalpten kalbe giden yolları açık etmenin zamanı geldi. İnşallah bu defa İzmir ile aramızdaki tüm perdeleri kaldıracak, bütün zincirleri kıracağız. Hazır mıyız? İzmir kurtuluşun şehridir, Gazi Mustafa Kemal'in, demokrasinin, milli iradenin şehridir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'in AK Parti iktidarlarının diriliş hamlelerine şahitlik ettiğini, 24 Haziran'da şahlanışın sembol şehri olarak da tarihe geçeceğini belirtti.
Partililere, "Ey İzmir, 24 Haziran'da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmeye hazır mıyız? Ey İzmir, 24 Haziran'da güçlü ve itibarlı Meclisi, etkili ve istikrarlı hükümeti, bağımsız ve tarafsız yargısı ile yeni bir Türkiye'ye 'merhaba' demeye hazır mıyız? 24 Haziran'da gelişmiş demokrasisi, geniş temel hak ve özgürlükleriyle yurt içinde ve yurt dışında tahkim edilmiş, güvenliği daha güçlü bir Türkiye'yi selamlamaya hazır mıyız?" sorusunu yönelten ve "Evet" cevabını alan Erdoğan, "İşte benim meftun olduğum İzmir budur. 2023 hedeflerimize doğru birlikte yürümek istediğim İzmir karşımda." ifadelerini kullandı.
Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar birilerinin yaptığı gibi İzmir'in ve İzmir halkının değerlerini, hassasiyetlerini istismar etmediklerini dile getirdi.
- "Herkesin refah düzeyini artırmak için çalışmak suç mudur?"
Alandakilere, "Korku ve tahrik siyaseti ile İzmir'in üzerine karabasan gibi çökenler, bu şehre neler vermişlerdir? Hangi eser ve hizmetleriyle İzmir'in geleceğine katkıda bulunmuşlardır?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti, 15 yılı geride bırakan iktidarları döneminde sadece yatırım hizmet kazandırma dışında neler yaptı? AK Parti'nin İzmir'e ve İzmir halkına en küçük bir zararı, yanlışı, baskısı, kötülüğü dokunmuş mudur? Tam tersine biz, Türkiye'nin diğer 80 vilayetiyle birlikte İzmir'de demokrasinin temel haklar, temel özgürlüklerin, bireysel ve kültürel hakların genişletilmesi için var gücümüzle çalıştık. Demokrasinin bu ülkede sadece belli bir kesimin değil tüm vatandaşlarımız hakkı olduğunu söylemek, bunu gerçekleştirmek suç mudur? Özgürlüklerin sadece belli bir grubun değil hangi kökenden, hangi meşrepten, hangi kesimden olursa olsun herkesin hakkı olduğunu, bunları savunmak ve bununla mücadele etmek suç mudur? Türkiye'yi sadece belli bölgeleriyle değil tüm şehirleri, tüm bireyleriyle kalkındırmak, geliştirmek, zenginleştirmek, herkesin refah düzeyini artırmak için çalışmak suç mudur? Eğer bunları suç ise bizim evet suçumuz büyük. Hem de çok büyük."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi 15 yılda 3,5 kat büyüttüklerini, vesayetin, darbelerin, cuntaların tepesine bindiklerini aktardı.
- Laiklik vurgusu
Türkiye'yi sadece bir avuç seçkin için değil herkes için güven ve zenginlik içinde yaşanılan bir yer haline getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her seçimde İzmir, İstanbul ve Ankara'nın belli ilçelerinin oylarına ipotek koyanlar ne yaptı? Türkiye ve İzmir için en küçük proje, vizyon üretemeyenler tüm eksikliklerini, hatalarını, yanlışlarını, ihanetlerini laiklik kavramı altında gizlemeye çalışıyorlar. Halbuki AK Parti'nin laikliğe bakışı, bırakınız bunları, Avrupa ülkelerinde dahi takdirle karşılanan bir tanımla vücut bulmuştur. Partimizin programında laikliği demokrasinin vazgeçilmez şartı, din ve vicdan hürriyetinin teminatı olarak gördüğümüz açıkça yazıyor. Biz aynı zamanda laikliğin ülkemizde birilerinin bilinçli olarak ve ısrarla yaptıkları gibi din düşmanlığı şeklinde yorumlanması ve bu sebeple örselenmesine de karşı çıktık. Türkiye'nin, bırakınız Müslümanları, Hristiyanından Musevisine kadar tüm inançlara mensup vatandaşlarımızın ibadetlerini rahatça icra edebilmelerini, dini kurumlarını rahatça çalıştırabilmelerini biz sağladık. Ortodoksundan Katoliğine kadar tüm Hristiyan ve Musevi cemaatlerinin kanaat önderlerine sorunuz. Hepsinden, en rahat, en özgür dönemlerini AK Parti iktidarlarında yaşadıklarını cevabını alırsınız. Çünkü bizim kimsenin inancı, ibadeti, zikri ve fikri ile derdimiz yok. Bizde Alevi Sünni ayrımı da yok. Varsın yapanlar yapsın. Tam tersine biz, bu özgürlükleri herkes için alabildiğine geniş bir şekilde yaşatılması için mücadele ettik, hala da ediyoruz."
(Sürecek)