GÜNHAN ÖZCEYLAN - Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü'nde hizmet veren Sinema Anadolu'da makinistlik yapan 57 yaşındaki Hayri Ergin, 32 yılı geride bıraktığı mesleğinde yüzlerce filmi beyaz perdeyle buluşturdu.
Anadolu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Bölümünde tamamladığı lisans eğitiminin ardından 1993 yılında üniversite bünyesinde personel olarak işe başlayan Hayri Ergin, kısa süre sonra Sinema Anadolu'da makinist olarak görevlendirildi.
Aldığı eğitimle film makinesinin çalışma prensiplerini kavrayan Ergin, kendisine tahsis edilen odada dönemin kömürlü makinesiyle mesleğine adım attı.
Gösterime giren birçok filmi odasındaki pencereden öğrencilerle izleyen Ergin, sinemaya tutkuyla bağlandı. Öğrenci, akademisyen ve kent sakinlerini yeni filmlerle buluşturma misyonuyla ilerleyen Sinema Anadolu'yu evi gibi benimseyen Ergin, uzun yıllar sinemanın usta isimlerini, siyah beyaz ve renkli filmleri beyaz perdeye yansıttı.
Film gösterim teknolojilerindeki değişimlerden geri kalmayan Ergin, kömürlü makineyle başladığı mesleğinde dijital makineleri de öğrendi. Odasına kurduğu tezgahta 35 milimetre formatlı eski dönem filmlerini gösterime hazırlayan Ergin, 32 yıllık meslek hayatında 2 bin 500'e yakın eski ve yeni dönem filmini sinemaseverlerle buluşturdu.
Üniversitedeki festival dönemlerinde bir hafta boyunca günde 5 farklı filmi beyaz perdeye aktaran Ergin, evi gibi gördüğü makinist odasıyla adeta özdeşleşti.
- "Film seyretmeyi, sinemayı çok seviyordum"
Makinist Hayri Ergin, AA muhabirine, yıllardır "sıfır hata" prensibiyle çalışmaya özen gösterdiğini söyledi.
Sinemaseverlere sunduğu tüm filmleri kendisinin de izlediğini anlatan, şöyle konuştu:
"Film seyretmeyi, sinemayı çok seviyordum. Tesadüfen buraya düştüm. Burada çok film seyrettim. Hala seyrediyorum. Oynattığım filmlerin içinde seyretmediğim çok nadirdir. Hasta veya yorgun değilsem hemen hemen bütün filmleri seyretmişimdir. Seyirci içeriye girip, yukarıda filmi başlattığımda sanki ben aşağıdaki seyirciler gibi olurum, onlarla bütünleşmiş hissederim. Her seans çok kalabalık olmaz, az kişinin katıldığı seanslarda canım sıkılır, ne kadar fazla kişi gelirse o kadar sevinirim."
Ergin, üniversiteye ulaşan eski dönem filmlerini büyük bir titizlikle gösterime hazırladığını vurguladı.
- "Eğitimini almadım, çalışarak zamanla öğrendim"
Eski filmleri düzenlemeyi de zamanla öğrendiğini aktaran Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Filmler bazen makinelerden geçerken kopmalar veya yırtılmalar olabiliyor. Ses bandında sıkıntılar olabiliyor. Bunları görüp temizlemek gerekiyor. Bunların özel yöntemleri var. Küçük parçalarla kesmek zorundasınız, eğer dişleri kırıksa özel bir bantlama sistemiyle yapmak zorundasınız. Makineden geçer mi geçmez mi, nerede kopar bunu iyi tahlil etmeniz gerekiyor. Bunun bir eğitimini almadım, çalışarak zamanla öğrendim. Odamdaki tezgahta birleştirme işlemini yapıyorum. Her film yapılır ve sökülür, çünkü onların tekrar kutulara girmesi gerekiyor. Bütün makinistler böyledir. Filmi yapar, gösterimden sonra söker ve geri gönderir. Film bittiğinde makarasını tekrar başa almanız gerekiyor. Tezgahımda bu işlemleri yapıyorum."
- "Sinema Anadolu benim dünyam"
Hayri Ergin, emektarı olduğu sinemanın kendisine çok şey kattığının ve güzel anılar biriktirdiğinin altını çizdi.
Sinema Anadolu'nun kendisinde ayrı bir yeri olduğunu belirten Ergin, "Makinistlik çok ayrıdır, herkes sevemez çünkü gürültülü, kışın soğuk, yazın sıcak bir ortamda olabilmek için sinemayı sevmek gerekiyor. Sadece 'işimi yapayım' kafasıyla çalışırsanız bir şey çıkmaz oradan. Oturursun filmi başlatırsın, bitince kapatıp evine gidersin. Bu çok sıkıcı bir şey olur. Ancak filmi seyredersen, değerlendirirsen, çıkışta gençlerle bir şey konuşursan, bir şeyler paylaşırsan burası ilginç bir yer olur." dedi.
Ergin, üniversiteye çok değer verdiğini, buranın kendini geliştirdiği, okuduğu ve işe başladığı yer olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuklarım iş yoğunluğundan dolayı zaman zaman şikayet etse de bu işi sevdiğimi bildikleri için çok sorun olmuyor. Burası benim için ayrı bir dünya, bana çok şey kattı. Ailem ve Sinema Anadolu dünyada önemsediğim iki şey. Türkan Şoray'lar, Ediz Hun'lar, Cem Yılmaz'lar, Yılmaz Erdoğan'lar, Tarık Akan'lar, Kadir İnanır'lar, Eskişehir Film Festivali'nde onur konuklarımızdı. Onları görmek bile benim için ilginç ve değerli."