GÖKSEL CÜNEYT İĞDE - Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı ve Düzce Üniversitesi (DÜ) öğretim üyesi Doç. Dr. Yusuf Parlak, Türk el sanatları eserlerinin deforme olmadan gelecek nesillere aktarılması için lifli bitkilerden kağıt üretiyor.
Ebru sanatı ve el yapımı kağıtlar alanında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcı Listesi'nde yer alan DÜ Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanı Parlak, ebruda 8 yıl önce, el yapımı kağıtlar alanında ise 2022'de Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı unvanını aldı.
Tezhip, ebru ve minyatür gibi geleneksel Türk sanatlarında 500'ü aşkın esere imza atarak yurt içinde ve dışında 11 kişisel sergi açan Parlak, AA muhabirine, ustası Alparslan Babaoğlu'ndan 2016'da ebru alanında icazet aldığını söyledi.
Daha sonra el yapımı kağıtlar konusunda araştırmalar yaptığını ve Güney Kore'deki eğitiminin ardından Düzce Üniversitesi atölyelerinde sanatsal el yapımı kağıt üretimine başladığını anlatan Parlak, ebru, tezhip, minyatür, hat, kat'ı (kağıt veya deri oyma sanatı) gibi sanatlarda el yapımı kağıtlar kullanıldığına işaret etti.
- "Yaptığımız eserlerin gelecek nesillere ulaşmasını amaçlıyoruz"
Parlak, bu kağıtların kullanıldığı el yazması eserlerin bozulmadan bugüne ulaştığına dikkati çekerek, eserlerin gelecek nesillere ulaşmasını amaçladıklarını aktardı.
Asit ve benzeri kimyasallarla yoğrulup hazırlanan kağıtların 50-100 yılda deformasyona uğradığını vurgulayan Parlak, "Yaptığımız kağıtlarda ise herhangi bir kimyasal bulunmuyor. Doğal malzemelerin liflerini ayırarak selüloz haline getiriyoruz. Bu nedenle üzerinden yüzyıllar geçse de bozulmadan gelecek nesillere ulaşabiliyor." dedi.
Parlak, kağıtları genellikle dut ağacının kabukları, pamuk, keten, kendir ve kenevir gibi uzun lifli bitki özlerinden imal ettiklerini belirterek, bu alanda kullanılmak üzere ithal edilen kağıtların son dönemde Türkiye'de üretildiğini ve kendilerinin de üniversite atölyelerinde el yapımı kağıt imal ettiklerini dile getirdi.
- "Ustalarımızdan nasıl öğrendiysek öğrencilerimize aktarmaya çalışıyoruz"
Parlak, uzun lifli bitkileri dibekte döverek liflerinden selülozlarını ayırdıkları bilgisini vererek şunları kaydetti:
"İçerisine şap ve jelatin atıyoruz. Şap atmamız, yüzyıllar içerisinde güve ve benzeri haşerelerin eserlere zarar vermemesi için. Muhallebi de doğal malzeme olduğu için yüzyıllar sonra buhar yardımıyla eseri yapıştırdığımız yerden söküp restore etme imkanı sağlıyor. Geçmiş dönemlerdeki el yazması eserler ve levhaları günümüzde restore eden sanatçılarımız bu yöntemleri kullanıyor."
Çırpıcıdaki lifleme işleminin ardından malzemelerin tekneye alındığını, preslendikten sonra elekler yardımıyla kağıda dönüştürüldüğünü anlatan Parlak, şöyle konuştu:
"Sonrasında mühre yaparak kağıdın üzerindeki pürüzü alıyoruz. Kağıdın yanı sıra ebru sanatında da doğal malzemeler kullanıyoruz. Toprak bazlı inorganik pigment boyalar kullanarak eserlerimizin güneş ve dışarıdaki şartlarda bozulmamasını sağlıyoruz. Ustalarımızdan, geçmişimizden, atalarımızdan nasıl öğrendiysek aynı şekilde biz de bu sanatı uyguluyor ve öğrencilerimize aktarmaya çalışıyoruz."