ANTALYA (AA) - TBMM Başkanı Binali Yıldırım, ekonominin silah ve baskı aracı olarak kullanılmasını kabul edilemez gördüklerini belirterek, "Rezerv para kurlarını kullanarak siyasi hedeflere ulaşma çabasını da tüm uluslararası ekonomi sistemini tehlikeye düşürecek bir hareket olarak değerlendiriyoruz." dedi.
"Avrasya'da Ekonomik İş Birliği, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma" konulu Avrasya Meclis Başkanları 3. Toplantısı, Antalya'daki bir otelde düzenlenen açılış töreniyle başladı.
İlk olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın toplantıya ve parlamento başkanlarına yönelik mesajı okundu.
Toplantının ev sahipliğini yapan TBMM Başkanı Yıldırım, Endonezya'nın Sulawesi Adası'ndaki deprem ve tsunamide ağır hasar ve can kayıpları olduğunu ifade ederek, Endonezya halkına taziyelerini iletti.
Toplantıda küresel ölçekte önem taşıyan sorunların ele alınıp, küresel barış ve istikrarın sağlanmasında parlamentoların katkıda bulunmasına çaba göstereceklerini vurgulayan Yıldırım, "Görevimiz zor, sorumluluğumuz ağır. Ancak bu zor görev sadece Avrasya ülkeleri parlamentolarına düşmüyor, bütün dünya parlamentoları kendilerini sorumlu olarak kabul etmelidir." diye konuştu.
Baş döndürücü gelişmelerin yaşandığı dünyada çözüm bekleyen sorunlar olduğuna değinen Yıldırım, bu sorunlar sebebiyle insanların yaşadıkları mağduriyetlerin devam ettiğini dile getirdi.
Suriye, Yemen, Filistin, Irak, Afganistan gibi ülkeleri örnek gösteren Yıldırım, siyasi yaptırımların, ekonomik baskıların Avrasya'da dengeleri bozduğuna işaret etti.
Dünyada savaş, açlık, bulaşıcı hastalık, terör ve doğal afet gibi birçok sorunların bir arada yaşandığının altını çizen Yıldırım, bu sorunları çözecek olanların da yine insanların olduğunu ifade etti.
İnsan merkezli hayatı devam ettirmek için toprağın ve canlı hayatın korunması gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Havasını, suyunu, toprağını korumamız gereken tek bir dünyamız var, hem kendimize hem de tek ve bir olan dünyamıza daha iyi davranmak mecburiyetindeyiz. Çevrede yaşanan tüm olumsuzluklardan tüm insanlar sorumlu. Her gün yüzlerce insanın teknelerle güneyden kuzeye geçmeye çalıştığı Akdeniz'in göçmen mezarlığı olması hepimizin vicdanı sorumluluğudur. Bizler yaşatmakla görevliyiz. Gelecek kuşaklara bırakırken mahcup olmamalıyız. Nesli tükenen hayvanları, açlık sorunu yaşayan, temiz suya ulaşamayan insanları görmezden gelemeyiz. Dünyada herkesin iş, aş ve refaha sahip olmak gibi ortak sorumlulukları var."
Sorumluluklarını yerine getirmek için her yıl düzenli olarak yapılan Avrasya Parlamento Başkanları toplantısının bir sekretarya altında toplamayı teklif eden Yıldırım, böylece kurumsal yapının çok daha güçlenmiş olacağını, adil bir dünya düzeni kurma idealinde olduklarını bildirdi.
- " Masum insanlar kurtarıldı"
Gündemin merkezinde önemli konulardan birinin de insani kalkınma olması gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, Suriyeli mültecilere gerçekleştirilen yardımları da örnek göstererek, bu çerçevede Türkiye'nin kalkınma yardımlarında oldukça cömert davrandığını dile getirdi.
Uluslararası gündemlerin en önemli maddelerinden birinin göç olduğunu belirten Yıldırım, göç olgusu doğru yönetildiği takdirde sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlanacağını söyledi.
Göçle ilgili sorunların çözümü için bölgesel krizlerin ortadan kaldırılması gerektiğini aktaran Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bu konuda Türkiye, İran ve Rusya'nın Suriye'de aldığı inisiyatif bugün meyvelerini vermeye başlamıştır. En son İdlib'te güvenli bölgelerin oluşturulmasıyla masum insanların katledilmesinin önüne geçilmiştir. 2017'de Türkiye olarak insani yardımda 8 milyar dolar bir destekte bulunduk, yaptığımız yardımlarla dünyanın en fazla sosyal yardım yapan ülkeler arasında yerimizi aldık. Terör insanların güvenliğini, hayatını tehdit ediyor, pek çok ülkenin canını yakıyor. Bugün sadece Türkiye'nin değil, Irak, Afganistan, İran, Pakistan gibi daha birçok ülke bu sorunla çetin mücadele ediyor. Teröristle etkin mücadele uluslararası alanda iş birliği ve dayanışmayı gerektiriyor. Teröristlerin tamamı kötüdür, görüldükleri yerde başları ezilmelidir. Senin teröristin, benim teröristim demeden, çifte standarda sapmadan bu alçak örgütlerinin tamamına karşı gereken dayanışma ve destek gösterilmelidir. 40 yıldan fazla Türkiye'yi tehdit eden terör örgütlerinden biri de FETÖ'dür. Bu örgüt, 15 Temmuz 2016'da darbe girişiminde bulundu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı öldürmeye kalktı, anayasal düzeni devirmeye teşebbüs etti. Meclis gibi çeşitli kurumları bombaladı, 251 vatandaşı şehit, binlerce insanı da yaralandı. Bu sinsi alçak örgüte karşı bütün dost ülkeleri uyarıyor, bu mücadelede desteklerini bekliyoruz."
- "Ekonominin silah ve baskı aracı olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz"
Barış, huzur ve refahı önceleyen bir dünya için bazı ülkelerin gösterdiği gayreti, dünyadaki diğer bazı ülkeler tarafından tam anlaşılmadığını ifade eden Yıldırım, bu ülkelerin ticareti, sermaye akışını engelleyici şekilde korumacılık eğilimi gösterdiğini vurguladı.
Meclis Başkanı Yıldırım, ekonomik olarak nispeten güçlü ülkelerin vurdum duymaz davranışlarının dünya ekonomisine, dünya haklarının ortak refahına zarar verdiğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türkiye olarak çok taraflı ticaret sistemini tehdit eden bu kısıtlamaları korumacılık eğilimlerini doğru bulmuyoruz. Ekonominin silah ve baskı aracı olarak kullanılmasını kabul edilemez görüyoruz. Rezerv para kurlarını kullanarak siyasi hedeflere ulaşma çabasını da tüm uluslararası ekonomi sistemini tehlikeye düşürecek bir hareket olarak değerlendiriyoruz. Doların değişim parası olarak kullanılması gerekçe gösterilerek Amerikan yönetiminin bazı kişilere, kuruluşlara ve ülkelere dava açmakta, mahkumiyet verme çabasında. Bu yöntem ne Amerikan iç hukukuna ne diğer ülkelerin uluslararası uygun değildir, uluslararası hukukun üstüne yerleşme gayretine dönüşmüştür. Biz uluslararası ticarette herhangi bir para birimine karşı değiliz ancak tek yanlı dayatmalar ve ülkelerin egemenlik haklarını göz ardı eden yaklaşımlar rahatsız edicidir. Bu kapsamda dünya ticaret örgütü kuralları çerçevesinde ayrımcı olmayan ve kurallara tabi ticari sisteminin sürdürülebilir şekilde korunması önceliğimizdir. Ambargolar, kısıtlamalar, kanun dışı kararlar doğal olarak ülkeleri yeni arayışlara sürüklemektedir. Bu çerçevede ulusal paralarla ticaretin teşviki başta olmak üzere alternatif yaklaşımların üzerinde durulması gayet normaldir ve gereklidir. Türkiye olarak dış ticarette karşılıklı olarak ulusal para kullanılması fikrini önemsiyor, destekliyoruz."
- "Bölgesel barışın ve istikrarın sağlanması gerekiyor"
Avrasya ülkelerinde altyapı, ulaşım ve iletişim ağlarının güçlendirilmesine ilişkin son yıllarda çok önemli adımlar atıldığına değinen Yıldırım, sınır aşan sorunlara sınır aşan çözümler üretilmesi gerektiğini bildirdi.
Çevre kirliliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan iklim değişikliğinin büyük sorunlara neden olduğunu ifade eden Yıldırım, bu doğrultuda gıda güvenliği, çölleşme, kuraklık, arazi tahribatı, su kıtlığı sorunlarının yaşandığını dile getirdi.
Türkiye'nin bu sorunların aşılması noktasında diğer ülkelerle ortak adımlar atmaya hazır olduğunu belirten Binali Yıldırım, küresel ısınmanın artık teorik tartışma olmaktan çıktığını, bu konuda somut adımlar atılması gerektiğini söyledi.
İnsanları kaygıya, korkuya ve ümitsizliğe sürükleyen sorunları ortadan kaldırmak için bölgesel barışın ve istikrarın sağlanması gerektiğinin altını çizen Yıldırım, "Diğer ülkelerin işlerine karışmamak, uluslararası ilişkilerde gerekli saygıyı göstermek, devletlerin egemenlik haklarına saygı duymak, karşılıklı fayda anlayışı çerçevesinde çok boyutlu ekonomik işbirliğini geliştirmek, ikili ve çoklu ticareti karşılıklı yatırımın önündeki kısıtlamaları azaltmak, hatta kaldırmak. Bölgesel kalkınmışlık farklarını en aza indirmek. Bu hususları gerçekleştirdiğimizde daha güvenli ve barışçıl dünyaya ulaşacağımızdan şüphe yoktur." diye konuştu.