TBMM (AA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, "Bundan 10 sene önce Türkiye'deki elektrik üretiminde özel şirketlerin sahip olduğu pay yüzde 20'ler seviyesindeyken şimdi yüzde 80'ler seviyesine çıktı." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.
Milletvekilleri, özelleştirme ihalesi yapılan devir sözleşmeleri ve elektrik satış anlaşmaları kapsamındaki hak ve yükümlülükler için öngörülen sürelerin 36 ay süreyle uzatılması ve talepte bulunulması halinde ilgili sözleşmelerin devredilebilmesini düzenleyen maddesi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, düzenlemenin bazı şirketleri ilgilendirdiğini belirterek, "Kolin ile Limak'ın ortaklarıyla anlaşamaması ve ayrılması için saraya bir talep gitmiş. 'Teminatımız yanmasın, sıkıntı olmasın' diye Meclise ferman gönderilmiş. Dört tane çok meşhur müteahhitimiz var. Bu yasa ikisini ilgilendiriyor." ifadesini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ise yapılan özelleştirmelerin amacına hizmet etmediğini, fiyatların düşmediğini ve yapılan özelleştirmelere rağmen enerji şirketlerini destekleyen ve onları kurtarmaya yönelik adımların atıldığını söyledi.
Türkiye'de başarılı bir enerji politikasının yürütülmediğini savunan Hamzaçebi, "Madde ile sözleşmelerin devredilebileceğini söylüyorsunuz. Sonraki cümle önemli. O cümle şu şekilde: Bu durumda devir alacaklarda teknoloji sağlayıcı koşulu hariç ilk yarışmadaki şartlar aranır.' Bunu neden aramıyorsunuz?" diye sordu.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, "Bundan 10 sene önce Türkiye'deki elektrik üretiminde özel şirketlerin sahip olduğu pay yüzde 20'ler seviyesindeyken şimdi yüzde 80'ler seviyesine çıktı." dedi.
Özel şirketlerin elektrik üretmeye başlamasıyla birlikte bunun piyasasının da oluşturulduğunu anımsatan Tancan, Enerji Piyasaları İşletme A.Ş.'nin (EPİAŞ) kurulduğunu belirtti.
Bu piyasanın şeffaflığını vurgulayan Tancan, şunları kaydetti:
"Şeffaflık Platformu diye bir platformumuz var. Katılımcılardan 'biz şu bilginin de platformda yayınlanmasını talep ediyoruz' dediği her türlü bilgiyi o platformda yayınlatıyoruz ki kimsenin şeffaflık veya rekabet konusunda en ufak bir tereddüdü olmasın. Bu üreticiler her gün saat 12.00'ye kadar yarın tüketilecek olan enerjinin her bir saatteki fiyat tekliflerini sunuyorlar. Yarınki talep en ucuz hangi üretimlerle karşılanacaksa öyle oluşuyor. Otomatik bir yazılımla oluşuyor."
Mikro projeleri de yaygınlaştırdıklarını ve önünü açtıklarını anlatan Tancan, "Makro projelerin getirdiği avantajlar var. Şu anda bütün paneller Çin'den ithal ediliyor. Bunlara yaptığımız ödemeler cari açığı arttıran ödemeler. Biz, makro projelerle bu hücrelerin ülkemizde üretilmesini şart koşuyoruz. Kendi güneş paneli hücre markamız ortaya çıkmış olacak." diye konuştu.
Milletvekillerinin, "Güneş ve rüzgar enerjisine daha çok yönelmiyoruz." şeklindeki eleştirisini yanıtlayan Tancan, "Bunlar kontrol edebildiğimiz santral türleri değil. Güneş şu anda kayboldu, güneş santralleri elektrik üretemiyor. Rüzgar zaman zaman duruyor ve o santraller elektrik üretemiyor. Hiçbir tüketiciye 'arkadaşlar güneş gitti, rüzgar durdu elektrik yok' diyemeyiz. Dolayısıyla bu santraller devre dışı kaldığında onların yerine ikame olacak baz santraller lazım. Bunlar nedir; doğal gaz santralleri, kömür santralleri, nükleer santrallerdir." ifadesini kullandı.