BAKÜ (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terörle mücadele konusunda Suriye krizindeki kadar çifte standarda, tutarsızlığa maruz kalmadık." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hilton Otel'de düzenlenen Dünya Türk İş Konseyi Toplantısı'nda katılımcılara hitap etti.
Erdoğan, Türkiye'nin Türk diasporasını daha da güçlendirmek için elinden geleni yaptığını ve yapacağını belirterek, bu amaçla Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluk Başkanlığının kurulduğunu hatırlattı.
DEİK bünyesinde kurulan Dünya Türk İş Konseyinin de Türk diasporasının ekonomik ve ticari potansiyelini hayata geçirmeyi amaçlayan bir diğer önemli proje olduğunu vurgulayan Erdoğan, ekonomik bakımdan kalkınmış ve yaşadıkları ülkenin sisteminde güçlenmiş bir Türk toplumunun anavatana daha çok katkıda bulunacağını söyledi.
- Yurt dışında yaşayan müteşebbislere çağrı
Dünya Türk İş Konseyinin ülkesine ve kökenine bakmadan yurt dışında yaşayan tüm Türkler için referans ve buluşma noktası olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu çatı, anavatan sevgisinin merkeze alındığı, herkesi kucaklayan, kuşatan, hiç kimseyi dışlamayan bir yapıdır. Dünya Türk İş Konseyini, ülkemizdeki diğer Türk dernekleri ve kuruluşlarının rakibi olarak değil, tam tersine onları destekleyen, onlara her türlü istişare fırsatı sunan bir platform olarak görüyoruz. Yurt dışında yaşayan tüm müteşebbislerimizi, Dünya Türk İş Konseyine üye olmaya davet ediyorum." çağrısında bulundu.
Dünya Türk İş Konseyi Başkanı ve yönetiminden de Türklerin yaşadıkları her yere ulaşmalarını, bir temsilciyle de olsa varlık göstermelerini isteyen Erdoğan, "Şu gerçeği bir an olsun aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Türkiye ve Azerbaycan Türklerinin bulundukları ülkelerde bir millet iki devlet şiarıyla hareket ettikleri takdirde aşamayacakları engel yoktur. Türkiye ve Azerbaycan ne kadar güçlü olursa yurt dışında yaşayan kardeşlerimiz de o kada güçlü olur. Aynı şekilde Türk dünyası ne kadar güçlü olursa Türk diasporası da kendini güçlü hissedecek, geleceğine çok daha güvenle bakacaktır." ifadelerini kullandı.
"Bunun için farklılıklarımızı ortak paydaların önüne geçirmeden el birliği içinde çalışmalarımızı sürdürmeliyiz." diyen Erdoğan, sivil toplumdan üniversitelere, iş dünyasından kültüre kadar her alanda iş birliğini derinleştirmenin yollarının aranması gerektiğini dile getirdi.
- "İnsanlığın barış ve huzuruna kasteden belaların başında terörizm gelir"
İnsanlığın barış ve huzuruna kasteden belaların başında terörizmin geldiğinin altını çizen Erdoğan, "Günümüzde ne kadar gelişmiş olursa olsun dünyanın hiçbir ülkesi terör tehlikesinden azade değildir." dedi.
Türkiye'nin coğrafi konumu hasebiyle terör tehdidine daha fazla maruz kaldığına dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti:
"Türkiye, yaklaşık 40 yıldır aralıksız bölücü terörle mücadele ediyor. DEAŞ'tan FETÖ'süne, PKK'sından El Kaide'sine kadar dünyanın en kalleş terör örgütlerinin hedefi olmuş, terör eylemlerine on binlerce vatandaşını kurban vermiş bir ülkeyiz. Dolayısıyla terörün acısını en iyi bilen milletlerden biriyiz. Yaklaşık 40 yıllık terörle mücadele tarihimizde pek çok hadise yaşadık. Müttefiklerimizin ve dost bildiğimiz ülkelerin türlü ayak oyunlarına şahit olduk ancak terörle mücadele konusunda Suriye krizindeki kadar çifte standarda, tutarsızlığa maruz kalmadık. DEAŞ ile mücadele bahanesiyle soykırımcı ve vahşi bir terör örgütünün 30 bin tır dolusu silah ve mühimmatla donatıldığını gördük.
Daha geçen hafta 400 kamyon mühimmat, araç, gereç bu teröristlere Irak üzerinden geldi. 400 uçak kargo aynı şekilde geldi. Düşünebiliyor musunuz? Bütün bunlar dünyanın gözü önünde... Sözde en prestijli dergilerinin kapaklarını teröristlerin fotoğraflarıyla süslediğine şahit olduk. 'Terörle mücadele ediyoruz' diye ambargodan ekonomik yaptırımlara kadar akla hayale gelmedik tehditle karşı karşıya kaldık fakat ülkemizin bekası için yurt içinde ve dışında attığımız adımlardan hiçbir zaman pişmanlık duymadık."
- "Ey Avrupa Birliği bunu görmüyor musun?"
Barış Pınarı Harekatı'nın tek sebebinin Suriye'nin kuzeyini terör örgütleri PYD/YPG ve DEAŞ'tan temizlemek ve gerçek sahiplerine teslim etmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunu El Bab'da yaptıklarını, 3 bin 500 DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdiklerini anımsattı.
Dünyanın bunu görmediğini belirten Erdoğan, "Gözleri var görmez, kulakları var duymaz. Aynı şekilde Cerablus'u bu teröristlerden temizledik mi, temizledik. Cerablus'ta şu anda Türkler mi var? Yok, gerçek sahipleri var. Bunu bunlar görmüyor mu, görüyor. Ey Avrupa Birliği bunu görmüyor musun? Ey Arap Ligi sen bunu görmüyor musun? Bu Arap Ligi, Suriye'yi Arap Ligi'nden çıkaranlar değil miydi? Suriye'yi Arap Ligi'nden çıkaranlar, bu operasyon sebebiyle yeniden Suriye'yi Arap Ligi'ne alma adımını atıyorlar. Bu ne menem iştir?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin NATO'nun üyesi olduğuna işaret ederek, "Türkiye, NATO'nun üyesi mi, üyesi. Avrupa Birliği ülkelerinin hemen hemen tamamına yakını NATO'nun üyesi mi, üyesi. Peki ne zamandan beri terör örgütleri NATO üyesine karşı savunulur hale geldi? Yoksa bu terör örgütlerini siz NATO'ya üye olarak aldınız da benim mi haberim olmadı? Anlamak mümkün değil." yorumunu yaptı.
- "Güçlenen bir Türkiye karşısında böyle bir adımı atıyorsunuz"
Bu iki yüzlülüğün, çok yüzlülüğün izah edilemeyeceğini belirten Erdoğan, PKK'nın, AB'nin terör örgütleri listesinde olduğunun, PYD ve YPG'nin PKK ile birlikte hareket ettiğinin altını çizdi.
Erdoğan, "Şu an Suriye'de gerek Özgür Suriye Ordusu arama taramaları yaparken hatta cezaevini, DEAŞ'lıların kaldığı, çıkardılar, orada kimin resimleri var? Terörist başının resimleri var. İşte ispat... İşte buyrun PKK. Bunlar hala 'PKK değil' gibi ifadeler kullanıyorlar. Siz bizi ne zannediyorsunuz? Bütün gerçekleri biz istihbarat örgütlerimizle her şeyiyle tepeden tırnağa gayet iyi biliyoruz ama siz inadına bunu yapıyorsunuz. Niye? Güçlenen bir Türkiye karşısında böyle bir adımı atıyorsunuz. Onun için biz bu attığımız adımdan vazgeçmeyeceğiz, ne derseniz deyin." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz Mehmetçik'imizle, Suriye Milli Ordusu'yla oradayız. Şu anda bu yolculuğumuz devam ediyor, edecek. Bakın şu anda bütün kardeşlerimiz Mehmetçiklerimiz ve Özgür Suriye Ordusu, bu mücadeleyi sürdürürken biz de buradayız. Yarın tekrar beraberiz. Bu mücadeleden yılmayacağız. Şu anda milletimiz yekvücut halinde, sadece terör örgütünün sözde siyasi organizması var, onun haricinde...Hep beraberiz. Şu anda Türk milleti yekvücut... Terör örgütlerine ve onların yularını elinde tutan şer odaklarına rağmen terörü kaynağında yok etme irademizi asla sekteye uğratmadık. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ülkemizin terörle mücadelede hiçbir ayrım yapmama kararlığımızın nişaneleridir. Bu iki harekatla Fırat Nehri'nin batısındaki 4 bin kilometrekarelik alan DEAŞ'lı ve PKK/YPG'li teröristlerden temizlenmiştir.
9 Ekim'de başlattığımız Barış Pınarı Harekatı'yla ise bu kez Fırat'ın doğusunu terörden arındırmayı hedefliyoruz, batıyı temizlediğimiz gibi... Harekatımızın iki önemli amacı bulunuyor; Suriye'nin kuzeyindeki PKK/YPG kaynaklı terör tehdidinin ortadan kaldırılmasıdır. Buradan bize tehdit var. Şu ana kadar 700'ü aşkın havan topu bizim ülkemize, ilçelerimize atıldı. 18 şehidimiz var. Bunun yanında 200'e yakın yaralımız var. 9 aylık Muhammed'imiz şehit oldu. Hani sivil öldürmüyorlardı bunlar? Bunlar her zaman sivil öldürdüler. Bunların sivil vatandaşlarımızı öldürmediği zaman mı var? Her zaman yaptıkları iş bu..."
(Sürecek)