ATAHAN GEZER - Eskişehir'de Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki tarihi Odunpazarı bölgesinde düzenlenen mezatlar, antikacıları bir araya getiriyor.
Anadolu Ajansının sanat eserleri, koleksiyon eşyaları ve antika ticaretinin ele alındığı "Türkiye'de Antika ve Müzayede Ticareti" başlıklı dosya haberinin dördüncü ve son bölümünde, Eskişehir'de düzenlenen mezatlarla ilgili bilgiler aktarıldı.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne 2012'de giren, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait birçok yapıyı bünyesinde barındıran Eskişehir'deki tarihi Odunpazarı bölgesindeki bazı kafelerde haftanın 5 günü antika eserler için mezatlar düzenleniyor.
Bölgedeki tarihi evler arasındaki bazı kafelerde akşam saatlerinde başlanan, geç vakitlere kadar devam eden mezatlarda 100'e yakın antika tutkunu buluşuyor.
Eski dönemlerden kalma halılardan saatlere, biblolardan gaz lambalarına kadar pek çok ürün açık artırma yoluyla alıcı buluyor.
Günlük ortalama 50 ila 100 antikanın satışa sunulduğu mezatlarda katılımcılar, hobiye yönelik bilgilerini pekiştirme imkanı yakalarken, koleksiyonlarını da sergiliyor.
- "Nostaljiyi bilmeyenlere tanıtmak için elimizden geleni yapıyoruz"
Açık artırmaları yöneten 48 yaşındaki koleksiyoner Tolga Gazi Eyüboğlu, AA muhabirine, uzun zamandır antikacılıkla uğraştığını söyledi.
Eskiye dair her şeyi paylaştıklarını anlatan Eyüboğlu, şöyle devam etti:
"Kentte mezatları biz düzenliyoruz. Haftanın 5 günü bölgedeki bazı kafelerde mezat yapıyoruz. Nostaljiyi bilmeyenlere tanıtmak için elimizden geleni yapıyoruz. Kültürel varlıklara olan sevgiyi, saygıyı anlatıyoruz. Ürünlerin değerlerini öğretiyoruz. Amacımız, geçmişten gelenleri gün yüzüne çıkararak unutulmasını engellemek. Mezatlar, akşam saatlerinde başlıyor, 02.00'ye kadar sürüyor. 100 kişinin katıldığı oluyor. Halılarımız, heybelerimiz, saatlerimiz, gaz lambalarımız, bakırlarımız, kristal bardaklarımız var. Nenelerimizin, dedelerimizin kullandığı kaşıktan halıya, terlikten çoraba, havludan yastık kılıfına her şey bizim için değerli."
Eyüboğlu, eski ürünleri sahipleri ya da antikacılar aracılığıyla edindiklerini dile getirdi.
Farklı illerdeki antika pazarlarını dolaştıklarını belirten Eyüboğlu, "Kimisi babaannesinin evinde, depolarda, ahırlarda veya unutulmuş köşelerde buluyor. Köylerdeki yaşlı insanlarımızdan da alıyoruz. Deforme olmuş ürünlerin restorasyonunu yaparak gün yüzüne çıkarıyoruz. Burada bir araya gelerek sergiler, paylaşımlar yapıyoruz." diye konuştu.
Mezatlarda keyifli zaman geçirdiğini belirten 50 yaşındaki koleksiyoner İbrahim Aslantaş da geçmişten kalanları keşfetmekten mutluluk duyduğunu söyledi.
Antika ürünlere temas etmekten keyif aldıklarını ifade eden Aslantaş, şu görüşleri dile getirdi:
"Bu zevki yaşayanlarla bir aradayız. Bu bir tutku. Tutku olmasa insanlar gece bu saatlerde buraya gelmezler. Bizim için önemli olan, eskiye dair atmosferi kafamızda canlandırabilmek. Bugün birkaç el işçiliği Kütahya porselenimi satışa koyacağım. Başka ürünler de almayı düşünüyorum."