Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, Doğu Karadeniz'de taşkının birinci, su kalitesinin korunmasının da ikinci öncelikleri olduğunu söyledi.
Sever, kentteki bir otelde düzenlenen, "Doğu Karadeniz Havza Yönetim Heyeti Toplantısı"nda, dünyada iklim değişikliğinin etkileri olarak bir takım afetlerin sadece Türkiye'de değil, dünyada da yaşandığını belirtti.
Ortadoğu başta olmak üzere İtalya, İspanya, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkelerde iklim değişikliği etkilerinin son yıllarda özellikle taşkın ve kuraklık şeklinde hissedilir hale geldiğini vurgulayan Sever, "1970'lerde dünya sürdürülebilir kalkınmayı konuştu. 1980'lerde de öyle ama 1992 yılında Birleşmiş Milletler nezdinde iklim değişikliği sözleşmesi ve biyoçeşitlilik sözleşmesi aynı anda tüm dünyanın imzasına açıldı. Şu görüldü ki sürdürülebilir kalkınma evet devam etmeli ama bununla beraber iklim değişikliği etkilerine karşı, biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik bir takım riskler var. Dolayısıyla bu risklerin afete dönüşmeden yönetilmesi lazım." diye konuştu.
İklimin, dünya var olduğundan beri değiştiğinin altını çizen Sever, iklim değişikliğini görülebilir kılan ve hızlandıranın ise insanların yaptığı aktiviteler olduğunu ifade etti.
Sever, iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin şunları kaydetti:
"Su Yönetimi Genel Müdürlüğü olarak, 'İklim değişikliğinin su kaynaklarına etkilerini nelerdir?' sorusuna cevap bulmak için 2016 yılında çalışmamızı tamamladık. Şunu gördük, 25 havzamız var ama bunlar içerisinde özellikle 6 havzamız, Doğu Karadeniz Havzamız da bunlardan bir tanesi, taşkın öncelikli riske sahip. Bununla beraber şunu gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemiz, Antalya, Konya, Akarçay, Gediz, Meriç havzamız, iç havzalarımız özellikle kuraklıkla mücadelede ön plana çıkıyor. Bu yöndeki riskleri biliyoruz. Bugün itibarıyla özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz, Konya havzamız kuraklıkla mücadelede eğer bu riski görmezden gelirsek afete dönüşecek. Kuraklık ki en büyük afet."
- "25 havzada taşkın yönetim planları yaptık"
Son dönemlerde taşkınların da meydana geldiğine dikkati çeken Sever, 25 havzada taşkın yönetim planları yaptıklarını söyledi.
Sever, iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisine ilişkin, şunları kaydetti:
"İklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisini analiz yaptınız zaman, Doğu Karadeniz havzamızda da 150 milimetreye varan yağışlarda azalmalar olacak. Buranın da bir ekosistemi, bitki örtüsü, tarım ürünleri var ve bu yağışa ihtiyaç var. Her birim yağıştaki azalma bitki örtüsünü, buradaki ekosistemi etkileyecek."
Her bölgeye yönelik farklı tedbirler önerdiklerini anlatan Sever, "Doğu Karadeniz'de de her ne kadar taşkın birinci öncelikli konumuz ise su kalitesinin korunması da ikinci önceliğimiz. Çünkü sadece miktar olarak değil, kalite olarak da suyumuzu iyi durumda tutmamız lazım. Buna yönelik olarak da atık yönetimi ve atık su yönetimi çok önemli konular ve havza yönetim planlarımız içerisinde de öne çıkan konular." değerlendirmesinde bulundu.
Sever, kış aylarında kar ve yağmurun azalacağını, yıl genelinde ise sıcak gün sayısının artacağını belirterek, "Nemle beraber ekosistemde değişiklik olacak. Buharlaşmayla beraber su kaynaklarımızda maalesef hidrolojik kuraklık gözlemleyeceğiz. Dolayısıyla bunlara yönelik olarak gerek taşkınlara, gerek kuraklığa yönelik bir takım tedbirler geliştirmemiz lazım. Onların başında da havza bazında yönetim planlarının hazırlanması geliyor." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın toplantılarda, "Su vatandır." dediğini anımsatan Sever, "Herkesi su gönüllüsü olmaya davet ediyorum. Bu vatanı korumak hepimizin görevidir. Sadece miktar olarak değil, kalite olarak da korumamız lazım. Afete dönüşmede önce riskleri yönetebilmemiz lazım." diye konuştu.
- "Alınacak kararlar bölgemiz açısından büyük önem arz ediyor"
Vali İsmail Ustaoğlu ise iklim değişikliğine bağlı yaşanacak sıkıntıları değerlendirmek, alınacak tedbirleri görüşmek için bir araya geldiklerini söyledi.
Bölge bazlı alınacak tedbirlerin önemine işaret eden Ustaoğlu, iklim değişikliğinin ya taşkın ya da kuraklık getirebildiğini ifade etti.
Ustaoğlu, Karadeniz'in gür ormanları ve dere yataklarıyla öne çıktığını vurgulayarak, "Turistler buralara, bu zenginlikleri görmeye geliyor. İnsanların tercih ettiği bu bölgenin, taşkın ve heyelan gibi olumsuz olaylara maruz kalmamasını istiyoruz. Alınacak kararlar bu noktada bölgemiz açısından büyük önem arz ediyor." dedi.
DSİ 22. Bölge Müdürü Cengiz Han Kılıçaslan da sorumluluk alanlarındaki çalışmalara ilişkin bilgi vererek, Taşkın Uyarı Sisteminin önemine dikkati çekti.
Toplantı, ilgili kurumların temsilcilerinin sunumları ile devam etti.