ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şayet geleceği inşa edeceksek, dün olduğu gibi bugün de cami merkezli bir hayatı özendirmemiz, teşvik etmemiz gerekiyor." dedi.
Başkan Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla düzenlenen Din Görevlileri Buluşması'nda yaptığı konuşmada, İstiklal Savaşı ve 15 Temmuz'a karşı mücadelenin de en önemli merkezlerinden birinin camiler olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Camileri, sadece namaz kılınıp dağıldığımız bir ibadet mekanına dönüştürmek ona yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. Onun için diyorum, camilerimiz sürekli açık kalmalı. Çocuklarımızın neşesiyle, gençlerimizin heyecanıyla, pirifanilerimizin tecrübesiyle, kadınlarımızın nezaket ve becerisiyle dolmayan bir cami benim gözümde boştur." diye konuştu.
Memleketinde yaşadığı bir anısından örnek veren Erdoğan, köy imamına yemeğin köylüler tarafından yapılmasının adetten olduğunu, yemek sırası kendisinde olan bir kadının müezzine yemek getirdiğinde, birbirlerinin sırtına çıkan öğrencileri görüp, "Ben sizi Yusuf Hocama şikayet edeceğum, ne dur bu halunuz? Siz buraya okumaya mu geldunuz, kavga etmeye mi geldunuz?" dediğini ancak öğrenciler dağıldığında hocanın da öğrencilerin arasında bulunduğunu anlattı.
Erdoğan, çocukların camilere çekilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini belirterek, "Şayet geleceği inşa edeceksek, dün olduğu gibi bugün de cami merkezli bir hayatı özendirmemiz, teşvik etmemiz gerekiyor." dedi.
İmamlık, müezzinlik, Kur'an Kursu öğreticiliği, vaizlik veya müftülüğün sadece ücreti karşılığı yapılacak mesleklerden olmadığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu meslekler her şeyden önce gönül, sevda, fedakarlık işidir. Öncelikle Hakk'ın rızası gözetilmeden bu görevler icra olunamaz. Namaz kıldırmak için cemaatinin önüne geçen her kardeşim sadece o namazın değil, arkasında saf tutan insanların diğer sıkıntılarını, dertlerini de üstleniyor demektir. Namaz kıldırmakla din görevlisi kardeşimin sorumluluğu bitmiyor, bilakis hayata karşı diğer sorumluluklar da başlıyor. Mahalledeki mağdurlar, aileler arasındaki sorunlar, gençlerin yaşadığı sıkıntı ve bunalımlar, herkesten önce o mahallenin cami görevlisinin meşguliyet alanına girer. İmam kardeşim cemaatiyle hemhal olmalı, onlara dert ortaklığı etmeli. Nasıl imame tespihin tanelerini bir arada tutuyorsa imam kardeşlerimiz mahallesini, müftülerimiz de ilini ve ilçesini bir arada tutmalıdır. O imame koptuğu anda tespih dağılır. İşte dağılmaması için bunu başarmamız lazım."
- "Sözümüz sadece yumuşak değil, aynı zamanda anlaşılır da olmalı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de doğru tebliğ ve irşat metodu olarak güzel söze ve sabra, sevgi, şefkat ve merhamete vurgu yaptığını, Hazreti Muhammet'in de insanlara yaşantısıyla örnek olup, nefrete şefkatle, hakarete güzel sözle, kötülüğe iyilikle karşılık verdiğini anlattı.
Gönül ateşinde pişirilmeyen hiçbir sözün kıymetinin olmayacağını belirten Erdoğan, Yunus Emre'nin "Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı/ Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz." dizelerini hatırlattı.
Yaşantıyla desteklenmeyen, samimiyetle söylenmeyen her sözün havada kalmaya mahkum olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sözümüz sadece yumuşak değil, aynı zamanda anlaşılır da olmalıdır. Özellikle vaaz ve hutbe dilimizin gençlerimizin anlayacağı şekilde güncellenmesi, yenilenmesi, daha rafine hale getirilmesi gerekiyor. Bunun yanında din görevlilerimiz ne suretle olursa olsun, ötekileştirici, insanımızın bir kesimini dışlayıcı ifadelerden uzak durmalıdır. Bu ülke senelerce mezhep, meşrep ve etnik temelli kavgalar yaşadı. Birileri aramızdaki farkları kaşıyarak bizi birbirimize düşürmeye, komşuyu komşuya kırdırmaya çalıştı. 1970'lerin sonunda kimi şehirlerimizde bu projeler maalesef başarılı oldu. Müslüman aynı delikten ikinci kez ısırılmaz. Bizler de o acı, karanlık günlerin tekrar yaşanmasına müsaade edemeyiz."
- Din görevlilerine sosyal medya uyarısı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda birçok provokasyonun sosyal medya üzerinden yapıldığını gördüklerine işaret ederek, "Biz tüm kamu görevlilerimize bu mecraları son derece dikkatli kullanmaları gerektiğini her fırsatta ifade ediyoruz. Özellikle Diyanet personelimizin kendilerini sosyal medyanın girdabına kaptırmamaları gerekiyor." dedi.
Diyanet personelinin üstlendikleri sorumluluk gereği bu konuda herkesten daha fazla titiz ve dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Camilerimizi kötülemek, din görevlilerimize kara çalmak için fırsat kollayanlara bekledikleri fırsatı vermemeliyiz." ifadesini kullandı.
Erdoğan, din görevlisi olmanın önemini anlatırken, ecdadın camilerde din hizmetini yürüten hocalara, "ömrünü din hizmetine vakfetmiş, samimiyetle çalışıp, yaptıklarının karşılığını sadece Allah rızasında arayan kişi" anlamına gelen 'Hademeihayrat' sıfatını kullandığını belirtti.
Din görevlilerinin bu sıfata uygun bir şekilde vazifesine yaklaşacağına olan inancını ifade eden Başkan Erdoğan, "Biz din görevlilerimizden milletimize öncülük etmesini, rehberlik etmesini bekliyoruz. Biz din görevlilerimizden insanımızın derdiyle, sıkıntısıyla ve elbette sevinciyle hemhal olmasını istiyoruz. Sizler, imamsınız, Feto'nun imamı değil ha. Onunkiler cambaz." değerlendirmesini yaptı.
Bu konuda gerekenin yapıldığını ve yapılacağını kaydeden Erdoğan, yaptıkları çalışmalarda tüm imkanlarla din görevlilerinin yanında olmayı sürdüreceklerini bildirdi.
- "Aranızdaki bu çürük elmaları temizlemeniz de önemlidir"
Diyanet İşleri Başkanlığının büyük bir aile haline geldiğine değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Böyle büyük bir ailede kimi zaman hata yapanların, yanlışa düşenlerin, görevini hakkıyla yerine getirmeyenlerin olması doğaldır ancak sizlerin aranızdaki bu çürük elmaları temizlemeniz de önemlidir. Biz din görevlilerimizin vazifelerini en güzel şekilde yapmaya çalıştığını biliyoruz. Sizlerin fedakarlıklarının çoğu zaman gündeme gelmediğinin de farkındayız. Ancak aslolan birilerinin değil, yüce yaratıcının şahitliğidir. Halik bildikten sonra kul bilmese, görmese de olur."
Erdoğan, ahirete intikal eden din görevlilerine Allah'tan rahmet, hayatta olanlara sıhhat ve afiyet, Diyanet camiasında hizmet vermiş olanlara da nice hizmetler yapmaları temennisinde bulunarak, tüm Diyanet mensuplarına hizmetlerinden dolayı teşekkür etti, din görevlilerinin Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nı da kutladı.
- Notlar
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen program öncesinde Diyanet İşleri Başkanlığı Türk Tasavvuf Musikisi Korosu konser verdi.
Ahmet Hamdi Akseki Camii İmam Hatibi Ali Tel'in Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan programda, "Din Hizmetine Adanmış Ömürler" temasıyla hazırlanan kısa film katılımcılara izletildi.
Programda, hutbe sunumu yarışması birincisi Eskişehir Seyit Hoca Camii İmam Hatibi Halim Özdemir din görevlileri adına konuşma yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hüsnühat tablosu takdim etti.
Programa, eski Diyanet İşleri Başkan Lütfi Doğan ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları, din görevlileri ve çok sayıda davetli katıldı.
(Bitti)