HALİL FİDAN - İzmir'in Narlıdere ilçesinde edebiyat öğretmeni 46 yaşındaki Burcu Özmansur, her sabah profesyonel sporcusu olduğu dağ koşusunu yaptıktan sonra öğrencileriyle buluşuyor.
İstanbul'da doğup büyüyen ve uzun süre bu kentte öğretmenlik yapan iki çocuk annesi Özmansur, 5 yıl önce ailesiyle İzmir'e taşındı.
Narlıdere'deki Cahide Ahmet Dalyanoğlu Anadolu Lisesinde göreve başlayan Burcu öğretmen, 4 yıl önce bir arkadaşından etkilenerek koşmaya başladı.
Her sabah Narlıdere Park Orman'da dağ koşusu yapan Özmansur, daha sonra okuluna giderek derslerini işliyor.
Bu süreçte katıldığı yarışlarda dereceler alan Özmansur, son olarak ekimde düzenlenen Salomon Kapadokya Ultra Trail Koşusu'nda yaş kategorisinde ikinci oldu.
Öğretmenlik ve sporculuk kariyerinde öğrendiklerini geliştirmeye özen gösteren Burcu öğretmen, öğrencilerine, hayatta sadece bir alanda değil, farklı alanlarda da kendilerini keşfetmelerini, farklı yeteneklerini geliştirmelerini tavsiye ediyor.
Özmansur, AA muhabirine, 25 yıldır öğretmenlik yaptığını, bir kadın arkadaşını örnek alarak başladığı koşunun kendisi için yaşam biçimine dönüştüğünü anlattı.
Haftanın 6 günü antrenman yaptığını dile getiren Özmansur, "Sabahları dersim oluyorsa çok erken saatlerde idmanını yapıyorum. Daha uzun antrenmanları hafta sonuna bırakıyorum. Böyle hem okul hem antrenmanlar hem annelik, hepsi bir arada güzel gidiyor." dedi.
İlk olarak 38 kilometreyle yarışlara başladığını vurgulayan Özmansur, ilk mücadelesinde birinci olduğunu söyledi.
Kapadokya'da 63 kilometre koşma hayalini gerçekleştirdiğini anlatan Özmansur, "Üstüne de benim için çok olağanüstü sürpriz de oldu. Yaş kategorisinde ikincilik geldi. Bu bana ayrıca motivasyon sağladı. Şimdi triatlona geçiyorum. Üç spor bir arada. Bireysel olarak başardığın şeyleri görebilmek, sınırlarını zorlamak, hayallerini gerçekleştirmek beni çok motive ediyor. Şimdi kendimi biraz daha zorlayıp farklı branşlara da yönelmek istiyorum." diye konuştu.
Özmansur, sporun genel anlamda insanı mutlu ettiğini, bu durumun derslere de yansıdığını belirterek, şunları kaydetti:
"Mutlu olduğunuz zaman, öğrencilerinizin, arkadaşlarınızın, ailenizin, etrafınızdaki herkesin bunu çok ciddi fark edebildiği bir değişiklik oluyor. Hele de buradaki ortamın sizi ayrı bir güzelleştirmesi, rehabilite etmesi söz konusu. Mental olarak her şeyi sıfırlayıp dersinize giriyorsunuz. Sabah dersten önce buraya geliyorum. Hayvanlarla, toprakla, ağaçlarla mükemmel zaman geçirip, doğanın, yaratılan her şeyin bana sunduklarını alıp derse öyle gidiyorum. Buradan sonra öğrencilerimin yanına çok daha mutlu gidiyorum."