ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "İdlib bölgesinde 12 askeri gözlem noktamız bulunmaktadır. İdlib anlaşması çerçevesinde de buradaki askeri mevcudiyetimizi tahkim etmeye devam ediyoruz. Oradaki askerlerimiz de kalmaya devam edecekler. Böylece yerel unsunlarla birlikte İdlib civarında güvenliği ve istikrarı sağlayacaklar." dedi.
Kalın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.
Toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir takdim konuşması yaptığını ve bakanlara ilgili konularda icraatlarının takibiyle ilgili gerekli hatırlatmaları yaptığını, konuları, projeleri takip edeceğini kayda geçirdiğini aktaran Kalın, güvenlik noktasında Türkiye'nin her cephede güvenliğini sağlamasıyla ilgili çalışmaların ilgili birimler tarafından sürdürüldüğünü bildirdi.
Kalın, iç ve dış güvenliğin sağlanması amacıyla İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her an teyakkuz halinde çalışmalarını özverili bir şekilde devam ettirdiğini söyledi.
- "Biz hem sahada hem masada olmaya devam edeceğiz"
Suriye'de son gelişmeler çerçevesinde sınır hattında önemli hareketlilikler olduğuna işaret eden Kalın, "Biz hem sahada hem masada olmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Türk dış politikasının ve güvenlik siyasetinin en temel ilkesinin bu olduğunu belirten Kalın, eş zamanlı olarak sahada olmaya devam edeceklerini, bunu Suriye örneğinde, Zeytin Dalı Harekatı, Fırat Kalkanı Harekatında, Cerablus, Afrin, İdlib'de ve diğer bütün alanlarda gösterdiklerini dile getirdi.
Bunun masadaki neticelerini almaya başladıklarını vurgulayan Kalın, şunları kaydetti:
"ABD'nin Suriye'den çekilme kararının oluşma sürecinde sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği liderlik, izlediği diplomasinin çok belirleyici rolü olduğunu herkes ifade etmekte, teslim etmektedir. Bunu vurgulamak isteriz. Zira 14 Aralık günü yapılan telefon görüşmesi bütün bu sürecin seyrini değiştiren önemli bir karara vesile olmuştur. 18 Aralık'ta ABD'nin Suriye'den çekilme süreci başladı. Bu sahadaki birçok dengenin yeniden değerlendirilmesini, yeni unsurların müzakeresinin yapılmasını da zorunlu kılmaktadır. Şu anda bu yöndeki çalışmalarımız da yoğun bir şekilde devam ediyor."
- DEAŞ ile mücadele
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde bu konuların ele alındığını anımsatan Kalın, şöyle devam etti:
"DEAŞ ile mücadelede herhangi bir zafiyetin, sektenin, yavaşlamanın olmayacağının altını çizmek isteriz. Bazı çevrelerde, ABD'nin Suriye'den çekilmesiyle DEAŞ'ın kendine yeni bir hayat alanı bulacağı yönünde spekülasyonların yapıldığını görüyoruz. Biz, DEAŞ ile mücadele uluslararası koalisyonun bir üyesi olarak böyle bir şeye ne Suriye ne Irak sahasında ne Türkiye topraklarında ne de bir başka bir yerde müsaade etmeyeceğimizi tekrar ifade etmek isteriz. Bu terör örgütüyle bugüne kadar en yoğun ve kararlı mücadeleyi veren ülkenin Türkiye olduğunun da altını bir kez daha çizmek isteriz.
Fırat Kalkanı Harekatında hemen sınırımızda bulunan 3 binden fazla DEAŞ'lı, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Fırat Kalkanı Harekatı çerçevesinde etkisiz hale getirilmişti. Hamdolsun o günden bugüne kadar da Cerablus-El Bab hattında tek bir DEAŞ unsuru dahi bulunmamaktadır. Aynı şekilde Afrin bölgesinde de DEAŞ unsurlarına hiçbir şekilde rastlanılmamaktadır. Bu da Türkiye'nin izlediği politikanın ve uyguladığı stratejinin somut bir göstergesidir. Bundan sonra Münbiç'te, Rakka'da, Deyruz Zor'da ve başka yerlerde DEAŞ ile mücadele söz konusu olduğunda Türkiye aynı kararlılığı bundan sonra da gösterecektir. Nitekim içeride ve dışarda zaman zaman yapılan operasyonlarda bunun somut adımlarla da örneklendiğini görüyoruz."
Bugün eylem hazırlığında bir DEAŞ hücresinin çökertilmesinin bunun önemli örneklerinden bir tanesi olduğuna işaret eden Kalın, Heyet Tahrir el-Şam grubuna ait olduğu, daha önce Reina saldırısını yapan kişiyle iltisaklı olduğu tespit edilen bir hücrenin eyleme geçmeden çökertilmesinin başarıyla temin edildiğini dile getirdi.
Kalın, bunun sadece muhtemel bu tür saldırılara karşı değil, ön alıcı bir şekilde her alanda bu mücadelenin devam edeceğini gösterdiğine dikkati çekti.
- "Zirvenin somut neticelerinden bir tanesini gördük"
Türkiye'nin PKK/YPG/PYD terörüyle mücadelesinin kararlı bir şekilde devam edeceğinin altını çizen Kalın, terör örgütlerinin nefes almaması için çalışmaların kararlı ve koordinasyon içerisinde süreceğini yineledi.
Suriye bağlamında Türkiye'nin hem Cenevre hem de Astana sürecinin birer üyesi olarak Suriye krizinin diplomatik yollarla çözümü için çaba sarf ettiğine değinen Kalın, "Cumhurbaşkanımızın liderliği ile hız kazanan Astana sürecinin önemli neticelerinden bir tanesi de anayasa komisyonunun kurulması olmuştur. Burada 27 Ekim'de İstanbul'da yapılan Dörtlü Zirve'de alınan önemli kararlardan bir tanesi de yıl sonundan önce Anayasa Komisyonunun kurulmasıydı. Bu geçen hafta itibarıyla temin edilmiş oldu. Dolayısıyla o zirvenin somut neticelerinden bir tanesini de burada gördük. Bu, Suriye kriziyle ilgili siyasi, diplomatik süreçlerin hızlandırılmasına çok ciddi katkı sağlayacaktır." şeklinde konuştu.
- "Rejimin ihlal sayısının 600'ü aştı"
İdlib ateşkesinin kalıcı hale gelmesi için atılan adımların semeresini vermeye başladığını aktaran Kalın, şu anda İdlib'de görece bir sakinliğin olduğunun ifade edilebileceğini anlattı.
"Rejimin sık sık ihlaller yaptığını hatta son dönemde ihlal sayısının 600'ü aştığını kayda geçirmek isteriz." diyen İbrahim Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tür provokatif eylemlerle İdlib anlaşmasını ihlal eden rejimin amacının ne olduğu bellidir ama ne Türkiye ne de bölgedeki diğer yerel unsurların bu provokasyonlara gelmesi elbette söz konusu değil. İdlib ateşkes mutabakatı çerçevesinde üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye devam edeceğiz. İdlib bölgesinde 12 askeri gözlem noktamız bulunmaktadır. İdlib anlaşması çerçevesinde de buradaki askeri mevcudiyetimizi tahkim etmeye devam ediyoruz. Oradaki askerlerimiz kalmaya tabii ki devam edecekler. Yerel unsurlarla birlikte İdlib civarında güvenliği ve istikrarı sağlayacaklar. Bu çalışmalarına aralıksız bir şekilde bundan sonra devam edecekler."
(Sürecek)