Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kılıçdaroğlu benimle kaç yarışa girdi? 13'te 13 yaptı. Şimdi 14 de olsa, 15 de olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım. Dünyada ülkeleri görüyorsunuz, bir seçim kaybediyorsa bir lider ne yapıyor, hemen istifasını veriyor, çekip gidiyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Seçimlerden sonra CHP'de başlayan değişim tartışmasının devam ettiği, bu tartışmanın fitilini ateşleyen Ekrem İmamoğlu'nun geçen hafta İstanbul'a yeniden aday olacağının sinyalini verdiği ve kulislerde emanetçi bir genel başkan formülü üzerinde durulduğu aktarılarak, "CHP'de bir değişim, bir genel başkan değişimi bekliyor musunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
"Bunu şimdi halkımıza soracağız. Halkımız değişimse değişim, eğer kalsın diyorsa diyecek bir şeyim yok. Çünkü egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Biz, böyle inandık. Bu yola böyle çıktık. Biz, üzerimize düşeni yapacağız. Nedir? En ideal isimleri biz halkımıza takdim edeceğiz ve bu ideal isimlerle yola devam edeceğiz ama Kılıçdaroğlu dersen benimle kaç yarışa girdi? 13'te 13 yaptı. Şimdi 14 de olsa, 15 de olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım. Yani dünyada ülkeleri görüyorsunuz, bir seçim kaybediyorsa bir lider ne yapıyor, hemen istifasını veriyor, çekip gidiyor. Fakat bunda böyle bir şey yok.
Bunlar şimdi birbirleriyle koltuk yarışında. Bolu'nun belediye başkanı otobüsün üstüne çıkıyor, oradan koltuk atıyor. Genel merkezin önünde yapıyor bunu ve bu Bolu belediye başkanı. Önce neydi? Milletvekili. Sonra Bolu'ya belediye başkanı. Bundan sonra da bunlarda en ufak bir değişim söz konusu olmaz. Bunların içinden çıkan genel başkanlar yok mu? Var. Şimdi bu genel başkanların her biri de 'ben meydandayım' diyor. Birisi gitti milletvekili oldu. Şimdi onun görevi Kılıçdaroğlu'nu savunmak. Genel başkan yardımcısı için sen de 'istifa etmen lazım' diyor. CHP, ana muhalefet ne hale geldi? Demokrasi mücadelesinde muhalefet çok çok önemli ama ne yazık ki Türkiye'nin en büyük kaybı, demokrasi mücadelesinde karşısında muhalefet yok, ana muhalefet yok."
- "Belediyeler, sokaklarda yaşayan hayvanları barınaklara almalı"
Erdoğan, sokaklardaki sahipsiz hayvanlar sorunu hatırlatılarak, "Siz de Gaziantepli 4 yaşındaki Asiye'nin tedavi sürecini yakından takip etmiştiniz. Sokak köpeklerinin toplanmasına dönük yol haritası acaba netleşti mi? Bu kapsamda Avrupa modeli gibi bir yol haritası ortaya konabilir mi?" şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi:
"Başıboş, sahipsiz köpeklerle mücadele konusunda yasal düzenleme mevcut. Gerek ilgili bakanlık gerekse belediyeler sahipsiz, başıboş köpekleri barınaklara topluyor ama toplamak işi bitirmiyor. Bunları barınaklar çerçevesi içerisinde bir yerlerde toparlamak lazım. Örneğin Konya Büyükşehir Belediyesinin, İstanbul'da Beykoz Belediyesinin barınakları var. Belediyelerimizde bu konuya hassasiyet gösteriyoruz ve yasal düzenlemeyle de bu işi kontrol altına almanın gayreti içerisindeyiz."
Beykoz Belediyesinin çalışmasını takdir ettiğini söyleyen Erdoğan, "Tabii bunlar için çok çok büyük alanlar gerekiyor ve bu büyük alanlarda da bunların teşhis, tedavi, hatta gerekirse ameliyatlarına varıncaya kadar bunları yapmaları şart. Beykoz bunu yapıyor, gördüm. Aynı şekilde Konya bunu yapıyor. Bundan sonraki süreçte de bunu bizler yapmaya kararlıyız ve bu kararlılığımız devam edecek." dedi.
"Gelişmiş ülkelerde, Avrupa'da bu sorun nasıl çözüme kavuşturulduysa biz de aynı uygulamaları hayata geçireceğiz." diyen Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığına gerekli talimatların verildiğini hatırlattı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sokaklarımızı çocuklarımız, insanımız için güvenli hale getirmek görevimiz. İlgili bakanlıklarımız çalışmalarını yapıyor. Başıboş köpeklerle ilgili hangi kurumun yetkili ve görevli olduğu kanunlarımızda belli. Belediyeler, sokaklarda yaşayan hayvanları barınaklara almalı. Bu konunun takipçisiyim. Çocuklarımız, insanlarımız için güvenli şehirler, sokaklar için ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız. Fakat ne yaparsanız yapın bu iş bir defa vatandaşın kendi köpeğine sahip olmasını gerektiriyor. Eğer sahip olmazsa, o bir gün gelir kendi evindeki çocuğuna da aynı darbeyi vurur."
- "İki liderin bizim arabuluculuğumuza eyvallah etmesiyle netice alırız"
Tahıl Koridoru Antlaşmasının sona ermesine rağmen Ukrayna limanlarından bir konteyner gemisinin çıktığı anımsatılarak, Tahıl Koridorunun yeniden açılmasıyla ilgili nasıl bir yol haritasının izleneceği yönündeki soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Ukrayna'dan, Odesa'dan çıkan bu gemi bir tahıl gemisi değil, bu bir konteyner. Bununla ilgili Milli Savunma Bakanlığımız açıklamayı yaptı. Buradaki bütün hedefimiz, Sayın Putin ile yaptığımız telefon görüşmelerimizle Rusya'nın tahıl koridoru meselesindeki takınacağı olumlu tavırdır. Eylül ayı içerisinde Hindistan'da G-20 toplantısı, ABD'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Bu yoğunluk içerisinde fırsat bulursak Sayın Putin ile yüz yüze bir araya gelip konuşacağız. Yakında Dışişleri Bakanım bir Rusya seyahati yapabilir. Çünkü bu işin yüz yüze olması büyük önem arz ediyor ve bu şekilde neticeyi almak çok daha isabetli olacaktır."
Erdoğan, bundan sonraki süreçte kendisinin arabuluculuğuyla tekrar bir barış görüşmesinin gerçekleşip gerçekleşmeme durumuna ilişkin soru üzerine ise "Biz ona gayret ediyoruz, temennimiz odur. Yani Zelenskiy'nin gelişi, onunla yaptığımız görüşmeler, aynı zamanda NATO Liderler Zirvesi'nde yaptığımız görüşmelerde bunları etraflıca konuştuk. Temennim o ki iki liderin burada bizim arabuluculuğumuza eyvallah etmesiyle netice alırız." ifadelerini kullandı.
- "Olumlu gelişmeler şüphesiz ki olabilir"
Macaristan'ın, Türkiye'nin rolünü en iyi bilen, farkında olan ülkelerden bir tanesi olduğu belirtilerek, "Özellikle Ukrayna-Rusya krizinde de zat-ı alinizin arabulucu olması yönünde ciddi talepleri var, onlardan da bu şekilde talepler geliyor. Size bu yönde bir beklentilerini iletiyorlar mı?" sorusuna Erdoğan, şu karşılığı verdi:
"Macaristan Başbakanı Viktor Orban bu konularda çok çok hassas ve Avrupa Birliği üyesi bir ülke olarak da Türkiye'yi iyi tanıyor, bizleri iyi tanıyor. Bir de Türk cumhuriyetleriyle ilgili orada bir gözlemci üye sıfatıyla da bizim ne pozisyonda olduğumuzu gayet iyi biliyor. Şu anda Viktor Orban, önümüzdeki yılın ikinci yarısında Avrupa Birliğinde dönem başkanlığını alacak ve temenni ederiz ki o süreçte çok daha farklı adımları atabiliriz. Macaristan, Türkiye'ye tarihi itibarıyla farklı bakışlarla yakın bir ülke ve bu yakınlığını da ortaya koyduğu tavırlarla ispat ediyor. İlişkilerimiz gayet iyi, ticaret hacmimizi 3,4 milyar dolardan 6'ya çıkarma gibi hedefimiz var. Bu olur mu? Olur. Bizim şu anda inşaat firmalarımızın Macaristan'da ciddi yatırımları var. Sürekli de bu gelişiyor. İnşallah bu gelişme daha da güzel günlere vesile olacaktır, ben buna inanıyorum."
Erdoğan, "Macaristan'ın dönem başkanlığında Türkiye'yle ilgili olumlu beklentiniz var mı?" sorusuna, "Olumlu gelişmeler şüphesiz ki olabilir. Fakat dönem başkanı olmak neticeyi getirmiyor. Neticeyi getirebilmek için her şeyden önce üye ülkelerin vereceği destek önemli." cevabını verdi.
- "Nijer halkının yanında yer almaya devam edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Afrika ülkelerinin Nijer'e askeri müdahale kararı aldığı anımsatılarak, "Bu konuyla alakalı Türkiye'nin tavrı nedir? Önümüzdeki dönemde Ankara nasıl adımlar atacak?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Şu an itibarıyla henüz bir çözüme gidilemedi. Biz de şu anda Dışişleri Bakanlığımızla vesaire buradaki anahtar rolümüzü nasıl oynarız bunun üzerinde duruyoruz, duracağız ve inşallah Nijer'i de bir çözüme kavuşturmamız lazım. Dost ve kardeş ülke Nijer'in de en kısa zamanda anayasal düzene, demokratik bir yönetime kavuşmasını ümit ediyorum. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun da Nijer'e askeri müdahale kararını doğru bulmuyorum. Bu kararın ardından Mali ve Burkina Faso da Nijer'e böylesi bir askeri müdahalenin kendilerine karşı savaş açmak olduğu uyarısında bulundu. Nijer'e yapılacak askeri müdahale, istikrarsızlığın Afrika'nın birçok ülkesine dağılması demek olur. En kısa zamanda Nijer'de toplumsal barışın ve istikrarın yeniden tesis edilmesini temenni ediyorum. İnanıyorum ki Nijer halkı demokrasiye sahip çıkarak, en kısa zamanda seçime gidecektir. Türkiye olarak, dost ve kardeş ülke Nijer halkının yanında yer almaya devam edeceğiz."
- "Meclis'ten hızlı geçmesi, İsveç'in verdiği sözlere sadık kalmasıyla orantılı"
İsveç'te terörle etkin bir mücadele sürdürülmediği ifade edilerek, "İsveç'in NATO üyeliğiyle ilgili süreç Meclis'e geldiğinde, Türkiye'nin tutumunda bir değişiklik olacak mı? Bu konu MHP ve Cumhur İttifakı partileriyle müzakere edildi mi?" sorusuna karşılık Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
"İsveç'in NATO'ya katılım protokollerinin TBMM'ye gönderilmesi ve sürecin Meclis'ten hızlı şekilde geçmesi, İsveç'in verdiği sözlere sadık kalmasıyla doğru orantılı. Bu işin kararını parlamentomuz verecek. Bu konu parlamentomuzda, komisyonlarda ne kadar görüşülür, buralardan ne kadar zamanda geçer onu bilemeyiz. İsveç'in her şeyden önce Stockholm caddelerine sahip çıkması lazım. Eğer Stockholm caddelerine sahip çıkmazsa, bizim kutsalımıza, kutsallarımıza bu saldırılar devam ederse kusura bakmasınlar… Tabii ki Cumhur İttifakı'nın kendine ait bazı ilkeleri var. Bütün bunları Devlet Bey ile ve diğer arkadaşlarımızla müzakere etmeden ben de adım atmam. Görüşmelerimizi yaparız, ondan sonra da gereği neyse onu yaparız."
(Bitti)