Cumhurbaşkanı Erdoğan, engelliler ile devlet korumasındaki gençlerin kamuya atama töreninde konuştu: (3)

"(Kadına yönelik şiddet suçları) Tüm yargı dünyasına sesleniyorum; kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine lütfen kulak verin"- "Türkiye, Irak'ta da Suriye'de de Akdeniz'de de kendi hak ve menfaatlerini sonuna kadar savunmaya

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kadına yönelik şiddet suçlarına ilişkin, "Tüm yargı dünyasına da sesleniyorum; bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine lütfen kulak verin." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, engelliler ile devlet korumasından yararlanmış gençlerin kamu kurumlarına yerleştirilmesi töreninde konuştu.

Yeni neslin okumaktan ve duymaktan ziyade gözlemden etkilendiğine dikkati çeken Erdoğan, "Bizler ne kadar örnek bir aile hayatı ortaya koyarsak, çocuklarımız da kendileri için benzer bir gelecek tasavvur eder. Kadına şiddet başta olmak üzere sıkıntısını yaşadığımız pek çok sorunun çözümü aile kurumunun güçlendirilmesinden geçiyor." diye konuştu.

Hatay'ın İskenderun ilçesinde, 19 yaşındaki Berfin Özek'in yüzüne asit dökerek sağ gözünü kaybetmesine ve yüzünün bir bölümünün yanmasına neden olan sanığa verilen cezaya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, mahkemenin ortalama 13 yıl ceza verdiğini, bunu soruşturduğunu, "Kanunun en yüksek oranının bu olduğu ve bunu kendilerinin getirdiğine" ilişkin bilgi verildiğini anlattı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ben de diyorum ki arkadaşlara; arkadaşlar, siz niye kanun diyerek, bize böyle bir cevap yolunu buluyorsunuz. Ben kanundan bahsetmiyorum, ben haktan bahsediyorum, hukuktan, adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı arayacaksınız, hukuku arayacaksınız, adaleti arayacaksınız. Böyle bir olay kendi kızının başına gelmiş olsa, orada bu olayı nasıl değerlendirirsin? Kanunlara mı bakacaksın? Yoksa böyle bir hak olur mu, böyle bir adalet olur mu, buna mı bakacaksın? Onun için buradan ben tüm yargı dünyasına da sesleniyorum; bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine lütfen kulak verin. Adaletin tecellisini hakta hukukta arayın. Her zaman söylüyorum; benim yolum kanun yolu değil, hukuk yoludur. Hukuk eşittir kanun değildir. Bir defa bunu iyi anlamamız lazım."

- "Bu zihniyetin amacı kadını korumak değil, aileyi dağıtmaktır"

Özellikle Türkiye'de kadına şiddet olgusunu bahane ederek aile kurumuna saldıran bir zihniyetin peyda olduğuna işaret eden Erdoğan, bunlarda vicdan ve acıma hissinin bulunmadığını vurguladı.

Bu konuda mücadelelerini gerek İçişleri Bakanlığı gerekse yargıda vermeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu zihniyetin amacı kadını korumak değil, aileyi dağıtmaktır. Bunun için toplumun önüne hakikat ile ilgisi olmayan bir dehşet tablosu koymaya çalışıyorlar. Mesela Türkiye'deki kadın cinayeti vakaları, Avrupa ülkelerinin yarısı, dünya ortalamasının üçte biri kadardır. Böyle de bir durum var, bunu da bilmenizi istiyorum. Buna rağmen ülkemizi adeta her köşesinde her an kadınların katledildiği bir yer gibi gösterme çabalarına rastlıyoruz. Bu tür gayretler asla iyi niyetli değildir. Kadına fiziken veya ruhen şiddet uygulayanın, hele hele hayatına kastedenin karşısına ilk önce biz çıkarız, biz. Bunun bilinmesini isterim. Anne, eş, kız evlat olan, hepsinden önemlisi insanın yarısı olan kadına yönelik her türlü ayrımcı davranışa ve şiddete eyvallah etmedik, etmeyiz. İnsani duyarlılıkların sinsi bir şekilde istismarıyla aile kurumunun içinin boşaltılmasına ve çökertilmesine de asla izin vermeyeceğiz."

Eğitimden medyaya kadar, her alanda seferberlik ruhu ile aileye sahip çıkacak bir anlayışla çalışmalar yürüteceklerini dile getiren Erdoğan, "Bu günümüz ve geleceğimiz için aile kurumunun yaşatılmasını ve güçlendirilmesini sağlamayı en az güvenlik kadar, en az ekonomi kadar önemli görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet ve milletlerin tarihlerinde kritik dönüm noktaları olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Biz, yaklaşık bir asır önce 600 yıllık bir cihan devletini kaybedip yerine Cumhuriyet fidanını toprağa dikerek böyle bir dönem yaşadık. Cumhuriyet tarihimizin kendi içinde de önemli kırılma noktaları bulunuyor. Son yıllarda yaşadıklarımız da gelecek yarım asrımızı, hatta bir asrımızı belirleyecek önemde olması sebebiyle yeni bir tarihi dönüm noktasıdır. Şayet bu süreci güçlü bir şekilde geride bırakır, 2023 hedeflerimize ulaşırsak gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir Türkiye emanet etme imkanını bulacağız. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu doğrultuda çok önemli mesafe kat ettik."

- "Akdeniz'de anlaşmalarla oyunu bozduk"

Türkiye'yi terör örgütleri aracılığıyla içeriden çökertme çabalarını boşa çıkardıklarını belirten Erdoğan, bugün hala Gezi olaylarına "halk hareketi", 17-25 darbe girişimine "hukuku uygulama çabası", çukur eylemlerine "sıradan asayiş olayı", 15 Temmuz darbe girişimine "tiyatro" diyenlerin çıkabildiğine dikkati çekti.

"Bunlar ya olup bitenlerden hiçbir ders çıkarmamış olanlardır ya da zaten projenin bir parçasıdır." diyen Erdoğan, Türkiye'nin daha sonra bir terör koridoru ile güney sınırlarını kuşatma girişimiyle karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Erdoğan, gerçekleştirilen ve başarıyla sonuçlandırılan harekatlarla bu terör koridorunu da paramparça ettiklerini kaydederek, "Akdeniz'de ülkemizi kendi sahillerine hapsetmeye yönelik bir senaryoyu hayata geçirmeye çalıştılar. Önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ardından da Libya ile yaptığımız anlaşmalarla bu oyunu da bozduk." dedi.

Türkiye'nin ve milletin daha önceki mücadelelerine kulp takanların şimdi de Akdeniz'deki hamleleri itibarsız hale getirmenin gayreti içinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türk askerinin çöllere gönderilmesinden, ülkemizin bataklığa saplanmasından söz edenlerin kendi zihinleri çölleşmiş, kendi gönülleri bataklık haline dönüşmüştür. Gölcük'te de söyledim, Gazi Mustafa Kemal'in Libya Trablusgarp'ta ne işi vardı dedim. Niye? Çünkü oraya Türk'ün gitmesi gerekiyordu da Gazi Mustafa Kemal onun için askerimizi aldı ve Trablusgarp'a çıktı ve orada yaralandı da. Hani sürekli söylenir ya 'Gazi Mustafa Kemal'in şehla olan gözü'... O, yaradılıştan değildi, şarapnel parçasının gözüne sıçramasındandı. Bunlardan bihaber olanlar kurusıkı atıyorlar. Şu anda bizler de ecdadımızın da oralarda tarih yazdığı bu yerlerde sadece adaletsizliği, zulmü gidermek için varız ve davet üzere oradayız. Davetsiz yere biz icabet etmeyiz. Türkiye, Irak'ta da Suriye'de de Akdeniz'de de kendi hak ve menfaatlerini sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Ülkemizin güvenliğinin ve geleceğinin kendi sınırlarımızda değil, çok daha ötesinde başladığı gerçeğini anlayamayan kifayetsiz muhterislere en güzel cevabı milletimiz verecektir."

- "Büyük mücadele veriyoruz"

"Kendi halkının güvenliğini sağlayamayanların acı hali ortadayken ısrarla Türkiye'yi üzerinde oynanan senaryolara teslim olmaya davet eden çarpık zihniyet iflas etmeye mahkumdur." diyen Erdoğan, tüm kurumları tam bir iş birliği halinde çalıştırarak Türkiye'yi hedeflerine doğru adım adım yaklaştırdıklarını söyledi.

Erdoğan, bu kutlu mücadelede kayıpların da olduğunu belirterek, şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere şifalar diledi.

Her bir şehidin künyesinin istiklalin ve istikbalin birer berat belgesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, her bir gazinin bu toprakların ebedi vatan olarak devam edeceğinin bir remzi, işareti olduğunu ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu yolda milletimizin yaptığı her fedakarlık geleceğimizi aydınlatmak için yakılan adeta bir çerağdır. Bir asır önce Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde bu millet 'ya istiklal ya ölüm' diyerek kıyam etmiş ve zafere koşmuştur. Bugün de yine milletimizle birlikte tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet şiarıyla bir büyük mücadele veriyoruz. İnşallah bu kutlu mücadeleyi de zaferle taçlandıracağız. Bunun için ne kadar çalışmamız, ter dökmemiz, fedakarlık yapmamız gerekiyorsa onu yapacağız. Bunun için de bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bunun için nerede olmamız gerekiyorsa orada olacağız. Bunun için kiminle karşı karşıya gelmemiz gerekiyorsa ondan da asla çekinmeyeceğiz. Çünkü bu sadece bizim değil, aynı zamanda koskoca bir tarihin ve bir medeniyetin de varoluş mücadelesidir. Bu yolda atılan her adımın büyük önemi vardır."

- "Artık ufkumuz daha aydınlık"

Erdoğan, bugüne kadar yıkılmadan hep yürümeye devam ettiklerini belirterek, "Geride bıraktığımız her engel, bozduğumuz her tuzak bizi daha güçlü hale getirdi. Artık önümüzün daha açık olduğunu, ufkumuzun daha aydınlık hale geldiğini görüyoruz. Zafere kadar bize durmak, duraksamak, hele hele geri adım atmak asla yoktur." dedi.

"Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği yanımızda olduğu müddetçe ya olacağız ya öleceğiz haykırışıyla hep daha ileriye doğru gitmeyi sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." diyen Erdoğan, bugün ataması yapılacak engelli vatandaşlara ve devlet korumasından yararlanmış gençlere görev yerlerinin hayırlı olmasını diledi.

Erdoğan, Türkiye'ye ve millete bu hizmetlerin sunulmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.

- Törenden notlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salona gelişinde yoğun sevgi gösterileriyle karşılanırken bazı vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.

Programda, Saray Engelsiz Yaşam Merkezi Mehteran Takımı sahne aldı, Saray Çocuk Evleri Korosu, müzik dinletisi sundu ve tanıtım filmi gösterildi.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Bakanlıkta uzman yardımcısı olarak görev yapan görme engelli Sabit Kılıç ve devlet korumasından yararlanmış Ağrı Taşlıçay Kaymakamı Murtaza Ersöz'ün de birer konuşma yaptıkları programda, konuşmalar engelliler için sahneden işaret diliyle aktarıldı.

Bu arada, engelli Büşra Aydar, sahneye çıkarak "Doğmamış bir çocuğun annesine mektubu" isimli şiirini okudu ve şiir kitaplarını Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye etti.

Erdoğan, Büşra Aydar'a "Senin isminin anlamı müjde. Dolayısıyla sen karanlığın içinde isminle müjdeyi verdin." diye seslendi.

Büşra'nın eğitimini nasıl bitirdiğine işaret eden Erdoğan, "Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Rabbim ayetinde ne buyuruyor biliyor musun? Diyor ki, 'Bir kere azmettin mi ondan sonra tevekkül et, yeter' diyor. İşte sen onu yaptın." ifadelerini kullandı.

Büşra Aydar’ın şiirlerini TRT'de okumak istediğini belirtmesi üzerine Erdoğan, "Tamam, talimatı vereceğim inşallah. Bak görüyorsun şiirleri dinledik, inşallah TRT ile ilgili görüşmelerimizi de yapacağız." diye konuştu.

Erdoğan, Büşra Aydar'ın "İçişleri Bakanımdan da çok memnunum, İçişleri Bakanımın ellerinden öpüyorum." dediğini de aktardı.

Programda Erdoğan'a sporda, sanatta ve eğitimde önemli başarılara imza atan devlet korumasındaki çocuklar ile engelli çocukların 81 il toprağından oluşturduğu Türkiye haritası hediye edildi.

Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakan Selçuk ile AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve beraberindekilerle butona basarak yerleştirme işlemlerini başlattı.

(Bitti)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri