ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin, "Bize tehdit oluşturacak bir bölgeyi birilerine emanet edemeyiz. Orada biz olacağız." dedi.
Erdoğan, NTV-Star TV ortak canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Türk Silahlı Kuvvetleri Fırat'ın doğusuna yönelik harekat için hazırlıklarını tamamlamış ve sizin talimatını bekliyordu. O dönem ABD Başkanı Trump'tan 'Suriye'den askerimizi çekiyoruz' açıklaması geldi ve siz dediniz ki 'Bu, yeni bir durumdur ve bu yeni durumu göz önünde bulundurarak biz operasyonu erteliyoruz.' Sanki o tamamen geri çekilme ortadan kalktı gibi, belli bir askerle varlığını sürdürecek ABD, bu da yeni bir durum. Süreci nasıl etki eder?" şeklindeki soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzakerelerin hala devam ettiğini belirtti.
Erdoğan, "Bu iş bir oyalamaya dönüşürse, tabii ki tavrımız farklı olacaktır. Ama biliyorsunuz ben Sayın Trump ile daha yeni görüştüm birkaç gün önce. Bu konuları ele alma fırsatımız da oldu. Öyle zannediyorum ki tahmin edildiği gibi bir şey olmayacak. Oradan onların askerinin büyük bir çoğunluğu çekilecek. Belki orada sembolik olarak, aldığımız bilgiler 300-400 kişi veya 200 kişi veyahut da koalisyon güçleri olarak toplamda 500 kişiyi bırakma durumları söz konusu olabilir. Ancak görüşmeler ne getirir ne götürür, onu şu anda konuşamıyorum. Ama bizim kararlılığımız bellidir. Bizim için önemli olan güvenli bölgenin bir defa Türkiye'nin kontrolünde olmasıdır. Bunu biz ne Almanya'ya ne Fransa'ya ne Amerika'ya bırakamayız. Bunu ben kendilerine açıkça söyledim." değerlendirmesinde bulundu.
Fransa Başkanı Emmanuel Macron'un görüşme talebinde bulunduğunu bildiren Erdoğan, seçim kampanyaları olduğunu ve fırsat bulduklarında kendisine döneceklerini belirttiklerini aktardı.
- "Teröristlere ve teröre de bölgeyi kurban etmemek istiyoruz"
Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünde hassas olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Terör koridoru bizim için güvenli bölge olarak özellikle ifade ettiğimiz yer, bu konuda hassasız. Biz, bize tehdit oluşturacak bir bölgeyi birilerine emanet edemeyiz, orada biz olacağız." açıklamasını yaptı.
"O terör koridoru üzerinde ne kadar hassassak, Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda da o kadar hassasız. Bu konuda halkı bize çok güvendiği içindir ki aşiretler sürekli olarak 'Münbiç' çağrısı yapıyor. 'Türk askerini buraya bekliyoruz, biz sadece onlara güveniyoruz, onu bekliyoruz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim ayrıca biliyorsunuz İdlib olayımız var. İdlib'de de bizim gözetleme kuleleriyle ilgili orada çalışmalarımız var, içte biz varız dışarıda Rusya var. Rusya ile de biz orada uyum içerisindeyiz. Böyle bir süreç orada devam ediyor. Burada önemli olan Fırat'ın doğusu. Fırat'ın doğusunda, Amerika'da Trump'ın yapmış olduğu o açıklamadan sonra her şey değişir gibi olmuştu ama ondan sonra bir anda ne olduysa birileri farklı mesajlar vermeye çalıştılar. Bütün dünya şu anda şöyle bir açıklama yapıyor, 'Türkiye olamadan Suriye krizi çözüme kavuşturulamaz.' Bunu artık herkes söylüyor. Burada 911 kilometre sınırı olan biziz, diğer adı geçen ülkelerin burada bir sınırı var mı? Yok. Burayla bir ilişkisi var mı? Yok. Burayla ilişkisi olan sadece biziz ve 3,6 milyon insanı, Suriyeli'yi burada barındıran kim? Biziz. Bize bir kuruş paraları mı geliyor? Hayır. Avrupa Birliği söz verdi '3 artı 3 milyar avro' dedi, bize gelen 1 milyar 750 milyon avro, nerede? Kapılarımızı biz açmadık, kapıları açsak Avrupa iyice tutuşacak. Bunlar sözlerine bir defa sadık değiller. Şu anda 37,5 milyar dolar Suriye ile ilgili olarak bütün oradaki mültecilere yaptığımız harcama var. Eğitim, sağlık, giyim-kuşam, yer sorunlarıydı, bunları biz yaptık."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu anda yaklaşık 310 bin Suriyeli'nin Cerablus'a döndüğünü, bir kısmının da yavaş yavaş Afrin'e dönmeye başladığını bildirdi.
Soçi ile başlayan üçlü zirvenin beşincisinin Türkiye'de yapılacağına değinen Erdoğan, "Şu ana kadar iyi gidiyor ama bizim burada herhangi bir farklı yaklaşım tarzımız söz konusu değil. Teröristlere ve teröre de bölgeyi kurban etmemek istiyoruz." dedi.
- "PYD, YPG terör örgütleri, Münbiç'ten tamamen çıkarılacak"
Münbiç ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, bir takvimle bu işin olmayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman söylediği "Bir gece ansızın gelebiliriz." sözünü anımsatarak, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Münbiç ile ilgili burası yüzde 90 itibarıyla Arapların ama terör örgütünü maalesef Obama oraya yerleştirdi ve daha sonra Trump geldi, Sayın Trump ile de bunları konuştuk. Sayın Trump da Obama'nın oradaki tavırlarından rahatsız olduğunu bizzat bize açıkladı. Şimdi ise durum farklı, şimdi de bir an önce Münbiç yol haritasının neticelenmesi lazım. Bir harita açıklamışlardı daha önce biliyorsunuz, 90 gün. Bu 90 gün bitti, ikinci 90 gün bitti, üçüncü 90 gün bitti, şimdi ne oldu, oradaki aşiretler bize sürekli olarak 'gelin' diye davet yapıyorlar, bize güveniyorlar. Biz de bu noktada hazırlıklıyız. Biliyorsunuz, bütün bölgede hazırlıklarımızı yaptık ve Haziran 2018'de Amerika ile mutabık kaldığımız o Münbiç yol haritasının amacı belli. Şu anda bütün hedefimiz, PYD, YPG terör örgütleri, Münbiç'ten tamamen çıkarılacak. Bunların elinde bulunan silahlar da bize verilen söz var çünkü Amerika tarafından toplanacak. Bu silahlar onların elinde bırakılırsa bu neye döner biliyor musunuz? Aynı Saddam dönemindeki Irak olayına döner. O zaman da aynı şeyler söyleniyordu, 'Bunların seri numaraları bizde var ve biz bu silahları toplayacağız' diyorlardı. Daha sonra bütün silahlar ne yazık ki orada PKK'nın elinden çıktı. Aynı duruma burada düşülmemesi gerekir."
ABD Başkanı Donald Trump'a bunu özellikle birkaç kez söylediğine işaret eden Erdoğan, "Bunu daha önce Irak'ta yaşadık, sonra durum böyle oldu. Şimdi yine aynı duruma düşmeyelim' dedik. Yanındaki generaller de dediler ki 'Biz seri numaralarını almışız, hepsi elimizde mevcut. Dolayısıyla biz bu iş bittiğinde bunları ellerinden alacağız.' Ben, tabii buna samimi olarak bakmıyorum. Bir defa buraya 23 bin tır, kamyon Irak kanalından silah, mühimmat, araç gereç buraya gelmiş vaziyette." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda orada 18 üs bulunduğuna değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"YPG/PYD bunlar bir yerden tahkim ediliyor. Nereden tahkim ediliyor, Amerika'dan. Bir de o bölgede bana göre, bizzat yaşamış değilim ama bir silah piyasası oluştu diye düşünüyorum. Çünkü, bu gelen silahlar hepsi kullanılmıyor. Bunların bir kısmı da piyasada satılıyor ve ondan sonra da orada adeta bir piyasa terörü oluşuyor. Şu anda da bunlar zaten orada kullanılıyor. Ama burada bizim evelallah askerimiz, Mehmedimiz ve Özgür Suriye Ordusu çok temkinli, hassas, dikkatli ve bu süreci takip ediyoruz, devam ettiriyoruz."
- "Sayın Lavrov'un tespiti yanlış bir tespittir"
"ABD Başkanı Donald Trump'ın başdanışmanı Jared Kushner, Orta Doğu turu kapsamında Ankara'ya geliyor ve yanında İran Özel Temsilcisi de var. Sizinle bir görüşme planlanıyor mu? Görüşmeyi nasıl değerlendirirsiniz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Şu anda görüşme, Sayın Trump'ın da bana ifade ettiği şekliyle ağırlıklı olarak ekonomi ve bölge sorunları. Bizden de böyle bir talep söz konusu oldu. Çad Cumhurbaşkanı da gelecek, kanaat önderleriyle toplantı var. Belki bir ara ben de kabul ederim. Bir görüşme Hazine Maliye Bakanımızla o arada yapma durumumuz olabilir." yanıtını verdi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, "Suriye'deki Kürt güçler" açıklamasının sorulması üzerine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de etnik unsurlara baktığımız zaman, yani bizim Kürt vatandaşlarımız etnik olarak zaten tektir. Ancak her etnik unsurun içerisinden olumlu, müspet, iyi insanlar çıkabileceği gibi terörist de çıkar. Şu anda hangi etnik unsur bana diye bilirsiniz ki içerisinden 'hiç terörist çıkmasın.' Bu konuda bir defa pozisyonumuz net. Bizim Sayın Putin ile yaptığımız görüşmelerde, ikili yaptığım veya dar kapsamlı yaptığım görüşmelerim dışında Sayın Lavrov hep yanımızda olmuştur. Bizim onlara hep söylediğimiz şey şudur, 'Bir defa PKK ilintili tüm gruplar terör örgütüdür. Bu Kürt olabilir, bu Fransız olabilir, bu Alman olabilir, bu İtalyan olabilir. Çünkü bunların içinde buralardan karışanlar da var. Yani burada kalkıp da bizi adeta Kürt düşmanı gibi lanse etmenin gayreti içine girmek çok yanlıştır. Ülkemde vatansever bu kadar Kürt kardeşlerimiz var, biz bunları yok farz edebilir miyiz? Böyle bir ayrımcılığa gidebilir miyiz?' Hangi Kürt ifadesi' bir defa yanlış bir ifade, bunu kullanma hakkına sahip değiller, bu çok yanlış.
Esasen, birkaç kez bunu ifade etmemize rağmen hala bunun kullanılıyor olması düşündürücü. Bunu zaman zaman Amerika'dan gelen bazı dostlar da söylüyorlar, 'Kürtleri öldürmeyin' Ne demek? Benim ülkeme ihanet varsa, ülkemde askerime, Mehmedim'e saldıran varsa, biz bunlara ne yapacağız, 'el bebek gül bebek' diyecek halimiz yok. Ülkemizde bizim ana muhalefetin başı falan 'arkadaş, kardeş' filan diyebilir ama biz teröriste 'arkadaş veya kardeş' diyemeyiz. Şu anda da benim Kürt vatandaşlarımı temsil durumu söz konusu olmayan bu terör örgütleridir bizim üzerinde hassasiyetle durduklarımız. Onun vasfının Kürt olması bizi ilgilendirmez ama benim öbür tarafta tertemiz Kürt vatandaşlarım da var. Kabinemde bunca yıldır Başbakanlığımda, Cumhurbaşkanlığımda Kürt vatandaşlarım, Kürt kardeşlerim olmuştur, partim de hakeza öyle. Şu anda Kürtleri temsil ettiğini söyleyenlerin karşısındaki en önemli güç biziz. Şu anda yine biziz. Bunu onlar da çok iyi biliyor. Onun için Sayın Lavrov'un tespiti yanlış bir tespittir. Bunu kendisine de müteaddit defalar söylediğimiz halde bunu söylemesi yanlış olmuştur."
(Sürecek)