İSTANBUL (AA) - Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun, Dijital İpek Yolu Projesi'nin Çin ile ilişkilerde yeni bir kapı araladığını belirterek, "Dijital İpek Yolu inşa etmek, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında da tüm ülkelerin ortak çıkarlarına hizmet edecektir diye düşünüyorum." dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TÜSİAD) 2012 yılından bu yana düzenlediği "Çin'i Anlamak, Çin ile İş Yapmak" başlıklı konferans serisinin beşincisi, İstanbul Okan Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü iş birliğinde İstanbul'da bir otelde gerçekleştirildi. Etkinliğe eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff da katıldı.
Dursun, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, ekonominin çekim merkezinin açık ve net bir şekilde dünya coğrafyasında doğuya kaydığını ve bu kayışın ulaştırma ve lojistik hizmetlerine olan talebi de giderek artırdığını dile getirdi.
Bu talebin karşılanmasının da kaliteli ve kesintisiz ulaştırma altyapılarının tesisiyle mümkün olduğunu belirten Dursun, "Bu çok önemli bir etken. Ancak bugün artık küresel ticaret ve teknolojik gelişmeler altyapıların iyileştirilmesinden de öte bir ulaştırma ve lojistik anlayışını zorunlu hale getiriyor. Bu anlamda ulaştırma politikalarının geliştirilmesinde koridor perspektifi yaklaşımlarının göz önüne alınması bir gerekliliktir. Çünkü ulaştırma altyapıları güçlü bir ekonominin bel kemiğini teşkil eder. Ulaştırma koridorları güzergah üzerindeki lojistik hizmetlerin sınır geçişlerinin ve çok boyutlu ulaştırma imkanlarının gelişimine de temel oluşturmaktadır." diye konuştu.
Çin'in Kuşak ve Yol Projesi'nin Avrasya bölgesinde kurmayı hedeflediği devasa altyapı ağının yanı sıra ulaştırma ve enerji gibi alanlar için de hayati önem taşıdığını vurgulayan Dursun, şunları söyledi:
"Türkiye, dünyanın en büyük ihracatçısı olan Çin için Avrupa pazarına ulaşma yolunda 3 kıtanın kesişim noktasında transit geçiş olanağı sağlaması açısından önemli bir konumda. İpek Yolu Girişimi tabii ki ülkemiz tarafından da desteklenmektedir. Bu girişimin kendi ülke haklarına refah ve mutluluk getireceği gibi aynı şekilde bölge ülkeleri haklarına da refah ve mutluluk getirecektir. Ayrıca bir de tabii bu ulaştırma ve barış koridoru projesidir. Çin Halk Cumhuriyeti ile bizim siyasi, ekonomik ve sosyal ilişkilerimizi her alanda geliştirme düşüncesinde olduğumuzu da belirtmek isterim. Bugüne kadar da bu amaca yönelik çeşitli çalışmalar yaptık ve ciddi adımlar attık."
Dursun, Kuşak ve Yol Projesine Türkiye'nin de büyük önem verdiğine dikkati çekerek, bu girişimin ekonomik, siyasi, sosyal ve kültür olarak da birbiriyle bağlantılı yeni bir sistemin tesisi anlamına geldiğini dile getirdi.
Söz konusu projenin ayrıca stratejik bir lojistik projesi olduğuna işaret eden Dursun, "Bu projenin biz de bir tarafındayız. Biz bakanlık olarak ne yaptık ne yapıyoruz bundan da bahsedeyim. Bu projenin 3 güzergahından biri olan orta koridoru üzerinde bulunan Türkiye'de Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu bağlantısı ile heralde bu koridorun en önemli bileşenini tamamlamıştır. BTK projemiz ile Kars'tan ülkemize gelen yük trenlerini hem doğrudan Marmaray'ı kullanarak Avrupa'ya gidebilecek hem de limanlarımızdan deniz yolu taşımacılığına da bağlanabilecek durumdadır." ifadelerini kullandı.
Dijital İpek Yolu Projesi'ne de değinen Dursun, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çin ile Türkiye arasındaki iş birliği için yeni bir kapı araladı bu oluşum. Kuşkusuz internet altyapısını güçlendirmek, uzay iş birliğini derinleştirmek, ortak teknoloji standartlarını geliştirmek ve bu yolla da Dijital İpek Yolu inşaa etmek, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında da tüm ülkelerin ortak çıkarlarına hizmet edecektir diye düşünüyorum. Bu çerçevede bir Türkiye, İran, Pakistan ve Çin iletişim rotası projesine önem veriyoruz. Bu projeyle Asya ve Avrupa arasında etkili bir telekominikasyon bağlantısı sağlamayı da amaçlıyoruz."
- "Çin uluslararası düzenin şekillenmesinde lider oyunculardan biri"
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise Çin'in uluslararası düzenin şekillenmesinde lider oyunculardan biri olduğunu ifade ederek, "Dünya ticaret sisteminde gerçekleştirilmesi arzu edilen reformlar, ancak Çin ile birlikte mümkün olabilir. Küreselleşme ancak Çin ile birlikte yeniden şekillenebilir. Tüm dünyada korumacılığın arttığı ve yeni ticaret bariyerlerinin yükseldiği bir zamanda, Çin'in kural temelli ve çok taraflı ticaret sistemini desteklemek konusunda önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz." dedi.
Kaslowski, Çin'in yapay zeka, internet ve bulut teknolojileri, 5G teknolojisi, büyük veri analizi gibi alanlarda ABD ile birlikte dünyanın en büyük iki gücünden biri olduğuna dikkati çekerek, ülkenin 2015'te başlattığı "Made in China 2025" planına göre, Çin hükümetinin ülkeyi düşük maliyete dayalı küresel bir imalat merkezinden bir dünya teknoloji gücü haline dönüştürmeyi amaçladığını söyledi.
Çin'de orta sınıfın gittikçe büyüdüğünü ve refah düzeyinin arttığını bildiren Kaslowski, böylece daha fazla Çinli turistin yurtdışına seyahat ettiğini anlattı.
Simone Kaslowski, Çin'in Türkiye'nin en büyük üçüncü ticaret ortağı olduğunu anımsatarak, Türkiye'nin Çin'i sadece kısa vadeli finansman kaynağı olarak değil, uzun dönemli kalkınmasında ana paydaşlardan biri olarak gördüğünü ifade etti.
- "İki ülke arasında büyük iş birliği potansiyeli görüyoruz"
Son yıllarda Çinli firmaların Türkiye'ye finans, enerji, bilgi ve iletişim teknolojileri gibi sektörlerde daha çok yatırım yaptığını gözlemlediklerini ve bundan büyük bir memnuniyet duyduklarını dile getiren Kaslowski, şunları kaydetti:
"İki ülke arasında uzun yıllardan bu yana var olan ticaret dengesizliğini gidermek için, Çin'den uzun dönemli doğrudan yatırımların artmasını, Türkiye ve Çin arasındaki ortaklıkların çoğalmasını ve daha çok Çinli turistin ülkemize gelmesini çok önemsiyoruz. Altyapı, lojistik, yenilenebilir enerji, bilgi ve iletişim teknolojileri, gıda ve turizm gibi sektörlerde iki ülke arasında büyük iş birliği potansiyeli görüyoruz."
- "KEK'e özel sektörün dahil edilmesi faydalı olacaktır"
Kaslowski, bu noktada tüm bakanlıkların da Çin'e yönelik eylem planları ve stratejileri geliştirmesi, ikili anlaşmaların imzalanması konusunda aktif rol alması ve diyalog kanallarının etkin bir şekilde kullanılmasının önemli olduğunu belirterek, "En son 2009 yılında Pekin'de düzenlenen Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısının gelecek yıl yapılması ve özel sektörün de buna dahil edilmesi güçlü bir diyalog ortamı geliştirilmesi adına faydalı olacaktır." dedi.
- "Türkiye'nin Kuşak ve Yol üzerinden yüksek yatırım alma potansiyeli var"
Kaslowski, TÜSİAD'ın Kuşak ve Yol Girişimi'ni başından beri yakından takip ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu girişim Türkiye'nin gerek lojistik gerekse teknolojik altyapısının gelişimi konusunda, uzun dönemli ekonomik kalkınmasında bir kaldıraç görevi görebilecektir. Türkiye sahip olduğu konum ve ekonomik büyüklük açısından Kuşak ve Yol Girişimi üzerinden yüksek miktarlarda yatırım alma potansiyeli taşıyor. Bu bağlamda ilgili kamu kurumlarının öncülüğünde, iş dünyası temsilci örgütlerinin ve üniversitelerin de katılımıyla bir Kuşak ve Yol Girişimi strateji belgesi hazırlanmasını çok önemsiyoruz. Bu konuda TÜSİAD olarak her türlü iş birliğine açığız."
Çin'in TÜSİAD için öncelikli ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Kaslowski, gerçekleştirdikleri etkinliklerin yanı sıra Çin'i düzenli olarak ziyaret ettiklerini orada bulunan kamu kurumları ve iş dünyası örgütleriyle bir araya geldiklerini dile getirdi.
Kaslowski, iki ülke ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi açısından vize konusunun kilit önem arz ettiğini belirterek, "Çin ile iş yapan iş dünyası temsilcileri açısından büyük zorluklar yaratan bu durumun aşılması için Türk ve Çinli yetkililer arasında daha fazla diyaloğu çok önemsiyoruz." diye konuştu.
- "Çin'in en önemli yatırımı, Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattı"
TÜSİAD Çin Ağı Başkanı Korhan Kurdoğlu da Çin'in kalkınmasının tüm dünya ülkeleri için büyük fırsatlar yarattığını belirterek, ülkenin vasıflı insan kaynağı, dış ticaret ve Ar-Ge yatırımları noktasında ön planda olduğunu ifade etti.
Çin'den Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısının 2008’de 61 bin iken geçen yıl 400 bine ulaşarak rekor kırdığını dile getiren Kurdoğlu, bu sayının daha da artmasını beklediklerini söyledi.
Kurdoğlu, "Çin'in Türkiye'ye yaptığı yatırımların en önemlisi, Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattıdır. Türkiye bu projede çok önemli bir noktada konumlanıyor. Proje sadece malların daha kısa sürede taşınmasını değil aynı zamanda iki ülke arasındaki kültürel etkileşimin de artmasını sağlıyor." diye konuştu.
Konferansa gelecek yıl da devam etmeyi planladıklarını aktaran Kurdoğlu, Çin'i Türkiye'ye yatırım yapmaya davet etti.
- "Bazı medya kuruluşları gerçekten uzak haberler yapıyor"
Çin İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Konsolosu Huang Songfeng ise Türkiye ekonomisinin olumlu olduğuna inandıklarını ancak dünyadaki bazı medya kuruluşları dikkati çekmek için gerçekten uzak haberler yaptıklarını anlattı.
Bu haberlerin tam anlamıyla gerçekleri yansıtmadığını vurgulayan Songfeng, "Çinli iş arkadaşlarımızın Türkiye ekonomisiyle ilgili doğru bilgi almalı. Dünyada bazı medya organları sadece kendi tarafına bakarak başkaları hakkında yanlış bilgileri aktarıyorlar. Dolayısıyla bugünkü etkinliğimizde gerçek bir iletişim ile eksikleri tespit ederek iyileştireceğiz." dedi.
- "Çinli öğrenciler de Türkiye'ye gelmeli"
İstanbul Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, ülke ekonomilerinin birbirlerine giderek daha bağımlı hale geldiğini ve bu süreçte ekonomik savaşlar yerine, iş birliklerini görmek istediklerine işaret etti.
Kuşak Yol Projesi'nin çok kapsamlı, kazan-kazan mantığıyla oluşturulmuş bir iş birliği platformu sunduğunu dile getiren Okan, Türkiye'nin hem tarihi İpek Yolu üzerinde bulunması hem de son derece önemli bir jeopolitiğe sahip olması nedeniyle projede bulunmasının önemli olduğunu ifade etti.
Okan, Çin'in Türkiye ile ekonomik ilişkilerinin daha da gelişmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Maalesef Çinli turist sayısı şu an Türkiye'de çok az seviyede. Bizim öğrenciler Çince öğrenip orada eğitimini tamamladığı halde oradan öğrenciler gelemiyor. Çinli öğrenciler de Türkiye'ye gelecek ki bizim kültürümüzü ve dilimizi öğrenecekler." diye konuştu.
- Eski Almanya Cumhurbaşkanı tercüman olmadığı için konuşma yapmadı
Öte yandan, etkinli kapsamındaki bir panelde ana konuşmacı olan Almanya'nın eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff'tan çevirmen olmadığı için Almanca yerine İngilizce konuşması istendi.
Wulf ise "Umarım gelecek yıl konuşmamı Almanca-Türkçe çevirmenle yapabilirim. Üzgünüm ama bu konuşmayı şu anda İngilizce yapmam mümkün değil. Konuşmamın Almanca'dan Türkçe'ye ve Türkçe'den İngilizce'ye çevirilebileceği söylenmişti. Ben de şimdi bundan sonraki oturumun bensiz yapılmasını öneriyorum." diyerek kürsüden indi.