TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ekonomiyi yönetemiyor, Türkiye'yi yönetemiyor. Tefecilere teslim olan bir Türkiye, yönetilemez ve beka sorunu çıkar ortaya." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarını dinlediğini söyledi.
"Şunu çok iyi biliyor, ona yalan söylemeyen tek kişi benim. Vallahi de billahi de ona yalan söylemeyen tek kişi benim." diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi'nin düzenlendiği Sinan Erdem Spor Salonu'nda 24 Haziran seçim manifestosunu açıkladığını anımsattı.
Erdoğan'ın "ahdim olsun" diyerek bazı açıklamalar yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "Anladım ki evet, bu beni dinliyor. Çünkü, 'Bugüne kadar bir çok şey yaptık olmadı. Bu adam bir şeyler söylüyor, bir de onun söylediklerini tekrar edeyim, bakalım olur mu olmaz mı?' diyor." ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ama kendisine güvenmiyorum. Niye güvenmediğimi de anlatayım. Orada diyor ki 'ahdim olsun yeni dönemde enerjide dışa bağımlılığı azaltacağız.' Buradan çağrı yapayım yine, bu sefer yanına doktoru değil, danışmanını al. Benim söylediklerimi not etsinler, çünkü seni kandıran kişi ben değilim. Çünkü ben sana hep doğruları söyledim, söylemeye de devam edeceğim. Tam tersine enerjide dışa bağımlılık artacak, sen doğruları söylemiyorsun. Doğalgazı kimden alıyoruz? Rusya'dan. Bağlı mıyız? Bağlıyız. Peki nükleer santralı kime yaptırıyoruz? Ruslara. Bağlı olacak mıyız? Bağlı olacağız. Yüzde kaç? Belki yüzde 60-70'e çıkacak. Şimdi söyle bakalım: Kılıçdaroğlu mu doğruyu söylüyor, sen mi doğruyu söylüyorsun? Dünyada enerji konusunda bu oranda, başka ülkeye bağlı olan Türkiye dışında bir devlet var mı? Yok."
Erdoğan'ın, bölge ve sektörel teşviklerle istihdamın artacağını söylediğini de aktaran Kılıçdaroğlu, "Yani fabrikaların önü açılacak. Ben demiyor muydum üreten Türkiye. Sen de diyordun 'yok şantiye.' Ben diyorum fabrikalar, sen diyordun binalar. Niye inanmıyorum, sanki şeker fabrikalarını ben sattım. Bitlis'in sigara fabrikasını niye sattın? Senin Bitlislerden alıp veremediğin neydi. Bütün fabrikaları kapattılar, şimdi benim söylediklerimi söylüyor." diye konuştu.
- "Hakkımı helal etmem"
Kilis ve Trabzon'da 6 aylık geçici iş için müracaat edenlerin fotoğraflarını gösteren Kılıçdaroğlu, "Bunlar iş arıyorlar. Ne kadar süreyle 6 aylık. 6 ay sonra seçim biter hepsinin işine son verir, kapının önüne koyarlar. Trabzonlu kadınlara sesleniyorum. Sana bu düzeni getiren adama oy verme. Oy verirsen hakkımı helal etmem. Kilislilere sesleniyorum: Seni ikinci sınıf, Suriyelileri birinci sınıf adam yapana oy verme, uyan artık." değerlendirmesinde bulundu.
Manifestoda "herkesin mal güvenliği ve ticaret yapma özgürlüğü hukuk devletinin güvencesi altında olacak" dendiğini belirten Kılıçdaroğlu, kendisinin daha önce dile getirdiği, "bu memlekette kimsenin can ve mal güvenliği yok" sözünü hatırlattı.
Bunu söylediğinde iktidarın hep beraber üstüne yürüdüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Şimdi beni tasdik ediyor. Kim doğruyu söylüyor? Ben söylüyorum. Kim sana yalan söylemiyor? Ben." açıklamasını yaptı.
- "Galiba başına taş düşmüş
"Galiba başına taş düşmüş. 'Faizler düşecek' diyor." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Doğru ya 15 yıldır ülkeyi dış güçler yönetiyordu. Bu gelecek yeni dönemde faizleri düşürecek. Ama nasıl düşürecek, o belli değil. Geçen hafta diyordum ki yabancılara ödenen faiz miktarı 150 milyar dolar diyordum. Devletin yeni rakamları çıktı. Dışarıya ödenen faiz 151 milyar dolara çıktı. Ekonomiyi yönetemiyor, Türkiye'yi yönetemiyor. Tefecilere teslim olan bir Türkiye, yönetilemez ve beka sorunu çıkar ortaya. Kime ödüyorsunuz 151 milyar dolar faizi? Londra'da bir grup tefeciye. Kimler götürüp o parayı onlara veriyor, 'ben bu memleketi iyi yönetiyorum' diyen adamlar. Bunu diyen adamlardan bu memlekete hayır gelmez."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın manifestosunda "Enflasyon düşecek" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, Erdoğan'dan pazara gidip fiyatlara bakmasını istedi.
Erdoğan'ın ayrıca "Cari açık düşecek" açıklamasını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Cari açık bizi ürkütmüyor diyordun, ne oldu kafana taş mı düştü? Bunun tehlikeli olduğunu söyleye söyleye dilimizde tüy bitti, sonunda o da anladı." dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 14 milyon 400 bin vatandaşın sosyal güvenlik primini ödeyemediğine işaret etti.
Erdoğan'ın tüm bunları söylerken, "asgari ücret üzerindeki vergiyi kaldıracağım" diyemediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Adalet olacak memlekette diyor. Ne demek bu? 'Adalet yok, yeni dönemde adaleti getireceğim' diyor. Demek ki beni dinlemiş. Vallahi de billahi de dinlemiş. 'Hakkındaki suçlama ne olursa olsun kişi adil yargılanacak' diyor. Büyük laf, bizim için sıradan ama kendi için büyük laf. Bunu söyleyen kişinin Türkiye'yi BM'ye ihbar ettiği dilekçeyi geri çekmesi gerekiyor. 'Adil yargılama yapmayacağım' diye dilekçe vermişsin, çeksene. Ben kimseye işkence yapmayacağım diyor mu? Diyemiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada hiçbir ülkenin başbakanının, "köprü yaptık, yol yaptık" diye övünmediğini, bunu ayıp saydığını ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Köprü yapmayan hükümet, yol yapmayan devlet mi var? Onlar neyle övünüyor? Onlar 'biz uzaya araç göndereceğiz, oradan altın, platin madenlerini getireceğiz.' Bakın, hedefe bakın. Peki bilimsel olarak ne yaptın sen? İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı senin üniversitelerini geçti. Bu ayıp bile sana yeter.
Bütün bu söylediklerine aslında inanmadığını aslında bir cümle ile gösteriyor. Şöyle diyor: 'yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla mücadele etmek en önemli hedeflerimiz arasında olmaya devam edecek.' Maşallah, maşallah. Yolsuzlukla mücadele edecek, keşke bunu söylemeseydin Recep Bey. Çünkü daha önce söylediklerinin tamamını yalanladın bununla. Yolsuzlukla sen mücadele edebilir misin? Mümkün değil. Devleti soyan adam yolsuzlukla mücadele edebilir mi? Aile boyu yolsuzluk yapan adam yolsuzlukla mücadele edebilir mi? Ama size bir sır daha vereyim, kimse duymasın. 3 M'den yararlanıyor. Birinci M, mahkeme. Adliye elinde ya. Birisine kızdı mı, atın içeriye. İkinci M, maliye. Üçüncü M, medya. Kızdın mı linç kampanyası başlatılıyor. 3 M'ye sağınmış bir iktidar. Bu ülkeye huzuru, barışı kardeşliği getirmek benim namus borcumdur, ben bunu yapacağım."
(Bitti)