TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ziyaret ettiği iddialarına ilişkin, "Bu bir askeri vesayet girişimidir. Diğer vesayetlerden farkı şudur; askerler kullanılarak sarayın vesayeti demokrasinin üzerine dikilmek istenmektedir." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, seçmen listelerinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından açıklandığını anımsatarak, seçmenlerin isimlerini kontrol etmelerini istedi.
Bunun bir vatan borcu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, CHP'li olup seçmen listelerinde adı olmayanları tespit ederek, örgütlere bildirdiklerini, diğer partiler de isterse onlara da bu konuda destek vermeye hazır olduklarını aktardı.
Her siyasi parti seçmeninin sandığa gitmesini isteyen Kılıçdaroğlu, bunun Türkiye'nin bekası açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
İki gün önce 1 Mayıs'ın kutlandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "İşçiler gerçekten bayram yaptı mı? Bir ülkede, milyonlarca gencimiz işsizse hangi bayramı yapacaklar?" diye sordu.
Adana'da bir vatandaşın intihar etmeye çalıştığını, rahmetli Bülent Ecevit'in Başbakanlık yaptığı dönemde, bir kişinin yazar kasa fırlattığını ve olayın günlerce haber yapıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Ancak TBMM önüne gelip işsizlik, açlık nedeniyle kendisini yakan vatandaş korkudan haber bile olmadı." diye konuştu.
Türkiye'nin geldiği bu noktadan çıkarılmasının, herkesin ortak görevi olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Geçinemiyorsa, ücretini artırmak istiyorsa, hak arayışı nedeniyle yasal ölçüler içerisinde işçi veya sendika grev yapmak istiyor ama çıkıyor bir kişi, 'İşverenler sevinin OHAL geldi diye. İşçilere grev hakkı vermiyoruz, yasaklıyoruz'. Bu işçiler iki gün önce bayram yaptı." ifadelerini kullandı.
On binlerce taşeron işçiye hala kadro verilmediğine işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, tüm taşeron işçilere kadro sözü verdi.
24 Nisan 2018 tarihinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ziyaret ettiği yönündeki iddiaları anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Kamuoyundan gizlendi, sivil kıyafetle gittiler. Yansıyan bilgilere göre, Abdullah Gül'e, 'Erbakan'ın ölüm yıldönümü dolayısıyla anma töreni var, ona katılmayın' diyorlar. 'Cumhurbaşkanı adayı olmayın' diyorlar. Demokrasi üzerinde vesayet varsa o ülkede demokrasi yoktur ve yara almıştır. 28 Şubat'ı hepimiz biliyoruz. Baskıları hepimiz biliyoruz. Siyasi otorite ve iktidara yapılan baskıları çok iyi biliyoruz. Ama bu konuda, ne genelkurmay ne saray ne de sayın Abdullah Gül'den bir açıklama gelmedi. Efendim, 'Suriye konusunu görüştüler'. Niye şimdi Suriye konusunu konuşuyorsunuz? Sayın İbrahim Kalın'ın Suriye konusuyla ne ilgisi var? Görüşüyorsanız niye resmi kıyafetle gidiyorsunuz ve niye gizli gidiyorsunuz? Açıklama yaparsınız, biz 11. Cumhurbaşkanı'na Suriye konusunda bilgi vermek için gideceğiz. Hadi ona verdiniz, 10. Cumhurbaşkanı'na da gidin bilgi verin o zaman. Niye ona gitmediniz? Bu bir askeri vesayet girişimidir. Diğer vesayetlerden farkı şudur; askerler kullanılarak sarayın vesayeti demokrasinin üzerine dikilmek istenmektedir. Asker kullanılarak, Saray'ın vesayeti demokrasiye giydirilmek istenmektedir. Bunu kabul etmiyoruz."
- "Gül'den açıklama bekliyoruz"
Abdullah Gül'den açık bir şekilde açıklama beklediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Erbakan'ı anma törenine katıldı. Nasıl olur da Genelkurmay Başkanı, demokrasiyi sonlandırmak veya gölgelendirmek için kendini kullandırır? Eğer silah zoruyla demokrasiyi yok etmek için çare arıyorsanız, biz göğsümüzü siper etmeye hazırız. Buyrun gelin. Ayazağa'ya giderler, sivil kıyafetlerle giderler, oturur konuşurlar, tehditlerini yaparlar ve çıkıp giderler. '28 Şubat, 28 Şubat' diye kıyamet koparıyorlardı. Niye kıyamet kopardınız, o zaman? Askeri kendin için kullanıyorsun. Afrin'de de kendin için kullandın. Şimdi, korku dağları sarmış. 'Gönderirsek Genelkurmay Başkanı'nı o da bu işten vazgeçer, biz bu işi garantileriz'. Bu işi garantileyecek olan bu ülkenin demokratlarıdır."
- "Tehdit edildi mi?"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, eski senatör Ali Fuad Başgil'in cumhurbaşkanı adayı olacağını açıkladıktan sonra iki general tarafından, "Seçildiğiniz anda cumhurbaşkanı töreni için toplarınız atılmayacaktır. Sizi Cumhurbaşkanlığı arabası alıp Köşk'e götürmeyecek, aksine bir cipe bindirilerek Etlik'e götürüleceksiniz; orada yeriniz hazırlanmıştır. Belki de Etlik'te gömülebilirsiniz." diye tehdit edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Ben merak ediyorum, Sayın Abdullah Gül'e böyle tehditler geldi mi? Ben bunu sormak zorundayım. 57 yıl önceki bir olay, demokrasinin üzerinden 57 yıl geçtikten sonra yeniden gerçekleşiyor. " dedi.
Başgil'in "Ben verdiğim sözden dönen ve imzasını yalanlayan namertlerden değilim. Adaylığımı geri almama imkan yoktur. Fakat benim yüzümden memleketimin söylediğiniz akıbetlere sürüklenmesine de gönlüm razı olmaz. Bu vaziyet karşısında bana düşen bir iş kalmıştır, o da yarın sabah senatörlükten istifa ederek evime dönmektir." diyerek senatörlükten istifa ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Geldiğimiz nokta, demokrasi açısından kara bir noktadır. Sarayda oturan zatın korkusu, 57 yıl sonra bu olayın gerçekleşmesine yol açmıştır. Askeri arkana alarak demokrasiyi mi geliştireceksin?" değerlendirmesinde bulundu.
- CHP'nin adayı
Kemal Kılıçdaroğlu, defalarca kışlaya, askeriyeye, camiye siyaset sokulmaması gerektiğini söylediğini belirterek, "Bu ülkenin tüm muhafazakar demokratlarına sesleniyorum; bütün darbelerden şikayetçiydin, darbelere karşı çıktın, mağdurlardan yana oldun. Şimdi aynı şekilde darbelere karşı çıkma zamanıdır." dedi.
CHP'nin cumhurbaşkanı adayına ilişkin profili açıklayan Kılıçdaroğlu, "Bizim cumhurbaşkanı adayımız demokrasiden yana olacaktır, darbelere açık ve net karşı çıkacaktır, insan haklarından, mazlumlardan ve ezilenlerden yana olacaktır, herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği bir Türkiye'den yana olacaktır." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin adayının tarafsız olacağını ve 80 milyonu kucaklayacağını bildirerek, "Biz onlar gibi değiliz. Söylediklerimizle kalbimiz aynı paraleldedir. Kalbimizle neyi düşünüyorsak dudaklarımız onu okuyor. Biz çifte standart, ahlaksızlık nedir bilmeyiz. Adaletsizlik nedir biliriz ama adaletsizlikle mücadele ederiz." değerlendirmesini yaptı.
(Sürecek)