TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dijital Hizmet Vergisi'ne ilişkin kanun teklifiyle yeni gelen vergilerin milletin sırtına bineceğini, vatandaşın yeni vergilerle karşılaşacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ekonomik sorunların temelinde borçlanmanın yer aldığını savundu.
Hükümetin ülkeyi tefecilerin eline düşürdüğünü iddia eden Kılıçdaroğlu, iktidarın emekçiyi, emekliyi suçladığını ileri sürdü.
İktidarın tasarrufta bulunmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Hangi devlet başkanının 13 uçağı var? Hangi saltanatın bu?" dedi.
Türkiye'de açlık sınırının 2058 lira, asgari ücretin ise 2020 lira olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türk-İş'in, enflasyonun düşüş nedeni olarak alım gücündeki düşüşü gösterdiğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, geniş tanımlı işsiz sayısının 8 milyonu aştığını ifade etti.
CHP'nin bugünkü kapalı grup toplantısında, Plan ve Bütçe Komisyonunda ele alınacak "Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi"nin ele alındığını bildiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"İşin özü şu; yeni gelen vergiler yine milletin sırtına binecek. Vatandaş yeni vergilerle karşılaşacak. Sanki durumu çok iyi, hiç vergi ödemiyor. Bu vergi kanunu çıkarılırken iş dünyasından hiç kimsenin görüşü alınmadı. Oysa Ekonomik ve Sosyal Konsey dediğimiz anayasal kurum var. Neden esnafı, çiftçiyi, sanayiciyi, memuru çağırmıyorsun, yeni vergiler çıkarıyoruz, düşünceniz nedir diye? Ama bunlar yapılmıyor. 5 Şubat 2009'dan bu yana Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmıyor. Hangi adalet, hangi hukuk, hangi düşünce? Bunların sorgulanması lazım."
- "Elini vicdanına koy"
Kılıçdaroğlu, 2020 yılı bütçesinde öngörülen maaş artışlarına da değinerek, "Yeni bütçe Erdoğan'ın maaşını artırıyor. 74 bin 500 liradan 81 bin 250 liraya çıkarıyor. Geçinemiyor tabii adamcağız. Ne yapsın? 7 bin lira artırıyorlar. Asgari ücret 2 bin lira. Bütün asgari ücretli kardeşlerime sesleniyorum; hala sen gidip Erdoğan'a oy mu vereceksin? '81 bin lirayla geçinemiyorum.' diyor. Sen 2020 lirayla geçineceksin. Elini vicdanına koy." ifadelerini kullandı.
İşçilerin kira, doğalgaz, elektrik, ulaşım gibi giderleri olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Erdoğan bunların hiçbirisini ödemiyor. Aylığı 74 bin liradan 81 bin liraya çıkıyor. Asgari ücretliye diyorlar ki 'senin maaşına zam yaptık, ekonomi krize girdi.' Asgari ücretlinin elini vicdanına koyup düşünmesi lazım. Bu memleket kimin için, kimin çıkarları için yönetiliyor?" şeklinde konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, tarımsal destek ödemelerine yönelik kararın Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsatarak, bazı ürünlerin destek tutarında geçen yıla göre artışa gidilmediğini söyledi.
Söz konusu tarım ürünlerinin ithalatının artırılacağını savunan Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu'ndaki tutarların çiftçiye ödenmediğini ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarım Kanunu'nun 21. maddesi uygulansaydı, çiftçiye 2020 yılında 48 milyar 700 milyon lira teşvik ödenmesi gerekirdi. 2020 yılında 22 milyar lira ödenecek. Çiftçinin hakkı olan 26 milyar 700 milyon lira çiftçiye ödenmedi. Bütün çiftçi kardeşlerime sesleniyorum; yasal, anayasal hakkın olan, TBMM'den geçen Tarım Kanunu'nun 21. maddesi uygulanmayarak, senin 26 milyar liralık hakkın elinden alınıyor. Sen de seçimlerde oyunu kullanacaksın, hakkını vermeyenden hakkını demokratik yollardan soracaksın. Sormazsan elim iki yakanda olacak."
Kılıçdaroğlu, AK Parti'li bir milletvekilinin "işsizlik olmadığını ancak iş beğenmeyenlerin olduğunu" belirttiğini aktararak, "Allah akıl fikir versin. 17 yıldır, milletin neredeyse açlıktan nefesi kokacak. 'İşsizlik yok.' diyor, 8 milyonu aştı işsiz sayısı. Üniversite mezunlarının neredeyse yarısı işsiz. Adamın dünyadan haberi yok. 'İş var ama iş beğenmiyorlar.' diyor. İş bulsa çalışacak milyonlarca insan, iş bulamıyor. Bu milletvekili, saraydan aldığı sufleyle bunu ifade ediyor." değerlendirmelerinde bulundu.
İktidarın evine ekmek götüremeyenlerin halinden anlamadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bunlar ayrı telden, vatandaş ayrı telden çalıyor. Asla akort tutmuyor. Saraya kapılanmış vaziyetteler, saraydan besleniyorlar. Vatandaşla hiçbir ilgileri, dostlukları kalmadı. Gelip açık açık vatandaşa yalan söylüyorlar. 'Memlekette kriz yok.' diyor. Bütün dünya, iktidar kanadı söylüyor ama bu milletvekili kriz olmadığını söylüyor." sözlerini sarf etti.
- "Türbeyi terör örgütünden kaçırdılar"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, DEAŞ elebaşı Ebubekir el Bağdadi'nin öldürüldüğünü, ancak hala örgütün unsurlarının bulunduğunu belirtti.
DEAŞ'ın Türkiye'nin 76 ilinde örgütlendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu terör örgütünün en büyük eylemlerini Türkiye'de yaptığını, Gar saldırısında 104 kişinin hayatını kaybettiğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, "Bütün bunlar olurken iktidar kanadı büyük ölçüde görmezden geldi. Uzun süre 'IŞİD terör örgütü' diyemediler." dedi.
İktidarın DEAŞ terör örgütünden kaçmaya çalıştığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Süleyman Şah Türbesi'nin IŞİD tarafından kuşatılması üzerine, hükümetin kendi topraklarındaki türbeyi kaçırdığını" iddia etti.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Milliyetçi, ülkücü kardeşlerime, kendisini 'milliyetçi' olarak tanımlayan kardeşlerime, bütün AK Parti'li kardeşlerime sesleniyorum. Dünyada kendi toprağını, bayrağını, türbesini bir terör örgütüne teslim edip kaçan başka bir devlet var mıdır? Arkasından da kahramanlık edebiyatı yapıyor. Hangi kahraman? Kime teslim ettin? IŞİD terör örgütüne. Türkiye o tarihte kamuoyuna yaptığı araştırmaların arkasında dursaydı, IŞİD terör örgütü topraklarımıza ayak bastığı anda orduyu gönderip derslerini verselerdi bugün Ortadoğu'da çok farklı bir şey olacaktı. IŞİD terör örgütüne karşı en ciddi mücadeleyi veren ve insanlığı terör örgütünden koruyan bir devlet konumuna gelmiş olacaktı. Ama IŞİD terör örgütüne kendi topraklarını teslim ettiler. Kendi vatan toprağına gidemiyorsun, üstelik bir terör örgütüne teslim ediyorsun."
Bunları dile getirdiği için kendisine kızanların bayrak ve vatan sevgisi olmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, milliyetçilik unvanının belirli kesimlere ait olmadığını belirtti.
- "Genel Kurulda her arkadaş bu soruları soracak"
Cumhuriyetin ilanının ardından birçok fabrika kurulduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, o dönemde kurulan fabrikaların ya satıldığını ya da kapatıldığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Sakarya'daki Tank Palet fabrikasının ihale ile bir şirkete verildiğini hatırlatarak, bu ihaleye yönelik sorularının hiçbirine hükümetin yanıt vermediğini ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Grup Başkanvekili arkadaşlarıma söylüyorum; Genel Kurulda kürsüye çıkacak her arkadaş bundan sonra bu soruları soracak ve cevapları alınıncaya kadar devam edecekler. Çünkü cevap veremiyorlar. Üç soru daha ekliyorum, devamı da gelecek. Tank Palet işini sonuna kadar götüreceğiz. Askeri bir fabrikanın götürülüp bir yandaşa yasadışı, ihalesiz peşkeş çekilmesi asla kabul edilemez. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacağız." şeklinde konuştu.
Tank Palet fabrikasının ihale sözleşmesinde "yükleniciden tedarik edilecek mal ve hizmetler için yüzde 20 avans ödemesi yapılmasının" imza altına alındığını anlatan Kılıçdaroğlu, şirkete kar garantisi verildiğini savundu.
"Fabrikanın işletme hakkını alan ve ortakları arasında Katar ordusu da bulunan şirketin, askeri sırları öğreneceğini" ileri süren Kılıçdaroğlu, "AK Parti'ye oy veren ve ülkücü kardeşlerimin de vicdanına sesleniyorum; Avrupa'nın en büyük tank palet fabrikasının, değeri 20 milyar lira, bütün askeri sırlarla birlikte Katar ordusuna teslim edilmesini içine sindiriyor musun? Sen de itiraz ediyor musun?" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminde hayatını kaybeden şehit yakınları ve gazilere yardım amaçlı kurulan vakfa ilişkin sorularına hala yanıt alamadığını belirterek, bu konudaki sorularını yineledi ve bunlara cevap beklediğini dile getirdi.
- "Beyefendi çok kızmış"
Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektubu hatırlatarak, bu konuda Erdoğan'a 7 soru yönelttiğini anımsattı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu kadar aşağılayan başka bir mektup olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Beyefendi çok kızmış, ayakları yere basmıyor, havada geziyor. Yedi soruyu kendim için sormuyorum, 82 milyon ve tarihimiz için soruyorum. Mektubu gönderen kişiye sen 82 milyon adına adam gibi cevap vermiyorsan o koltukta oturamazsın kardeşim. O koltuğa layık değilsin." diye konuştu.
Mektuba uygun şekilde cevap verilmediği eleştirisinde bulunan Kılıçdaroğlu, "(Mektup geldi ama Barış Pınarı Harekatı'nı başlattık) dediler. Halbuki mektup daha sonra geldi." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a bu yakışıksız üsluba nasıl cevap vereceğini sorarak, "Cevap veremez. Türkiye'nin şanı ile şerefi ile bu adamın hiçbir ilgisi yoktur." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı yeminini okuyan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu yemini hatırlıyor musun? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni aşağılayan bir mektuba neden, hangi gerekçeyle cevap vermiyorsun? Ettiğin yeminde geçen namus ve şeref kavramları senin için ne ifade etmektedir? Bu soruları sorduğum için kızıyorlar, eleştiriyorlar. Kim soracak? Soran adamı Cumhurbaşkanına hakaretten yakalıyor, içeri atıyorsun. Ne hakareti? Sıradan adam gibi bu ülkenin çıkarları için soruyoruz. Milli kurtuluş savaşını veren bir ülkenin böyle bir hakarete muhatap olması kabul edilebilir mi? Beyefendinin içine siniyor, bunların hepsini yedi yuttu. Benim içime sinmiyor."
Bu arada CHP TBMM Grubu, bugün basına kapalı olarak toplandı.
Toplantıda, TBMM Genel Kurulunda bugün görüşülmesi öngörülen Su Ürünleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ele alındı.
(Bitti)