TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Olağanüstü hal (OHAL) ilanından sonra bakanların, "FETÖ'cüleri temizledik" diye açıklama yaptığını belirterek, "O zaman bu OHAL niye var, niye devam ediyor? FETÖ'nün siyasi ayağını ortaya çıkarmamak için ve bu konuda millet konuşmasın diye OHAL'i sürdürüyorlar." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, bütün rejimlerde yargının bağımsızlığının esas olduğunu belirterek, 1940'ların Almanyası'nda Hitler'in bir şey söylediğini, savcı, hakim, polis, memurların Hitler'in beklentilerine uygun hareket ettiğini ifade etti.
Hitler'in hukuk müşavirinin 1936'da hakimlere, "Vereceğiniz kararda önce kendinize şunu sorunuz: Benim yerimde Führer olsa, nasıl karar verirdi?" dediğini anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Aynı yolun yolcusu yukarıda oturan zat. Eğer Türkiye, bu tuzağa düşerse önümüzde felaket var." diye konuştu.
Bir diktatörün diktatörlüğe doğru yürüdüğü yolun taşlarını, hakim ve savcıların döşediğini savunan Kılıçdaroğlu, hakim, savcılara şöyle seslendi:
, "Çekinmeyin, korkmayın, yürekli olun. Adaletten, hak, hukuktan, insan haklarından yana olunuz. Kararlarınızı vicdanınızda tarttıktan sonra verin, birilerinin emriyle, telkiniyle, beklentilerine uygun karar vermeyin. Çocuklarınıza, torunlarınıza gelecekte hesap veremezsiniz. Eğer ülkeyi diktatörlüğe doğru teslim edecekseniz, bunun taşlarını siz döşeyeceksiniz. Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir."
- "Taşlarını döşeyen mahkeme"
Kemal Kılıçdaroğlu, "20 Temmuz darbesinden" sonra gazetecilerin, milletvekillerinin, sivil toplum örgütlerinin başkanlarının tutuklandığını, mahkeme kararlarının, AHİM kararlarının uygulanmadığını öne sürdü.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Akın Atalay'ın, 1,5 yıldır hapiste bulunduğunu, tutuklama kararı çıktığında yurt dışından kendisinin gelip teslim olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "O FETÖ'cü mü kaçsın? FETÖ'cüler kaçar. Mehmet Altan, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına rağmen halen tutuklu. Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile ilgili Anayasa Mahkemesi, 'bırakın' diyor. Alt mahkeme ömür boyu ağırlaştırılmış hapse mahkum ediyor. Biri suç yok, öbürü suç var diyor. Suç yok diyen en üstteki, suç var diyen en alttaki talimatla karar veren mahkeme. Diktatörlüğe giden yolun taşlarını döşeyen mahkemedir o mahkeme. Ali Bulaç, 600 gündür, Osman Kavala 5 aydır tutuklu. Ömer Gergerlioğlu doktordu KHK ile attılar, atıldığı için emekli aylığı vermiyorlar. 27 yıl maaşından emeklilik primi kestin. Bunun adı da adalet. Batsın sizin adaletiniz." ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ve milletvekillerinin cezaevinde bulunduğunu, bunun hesabının verilemediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bütün bunların 20 Temmuz sivil darbesi sonucunda ortaya çıkan tablo olduğunu belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "FETÖ ile mücadele dediler, FETÖ ile mücadeleyi bırakıp, başka mücadelenin içine girdiler. Kendi dikta yönetimini güçlendirmek için her türlü mücadeleyi yapıyorlar." dedi.
- İşsizlik
İşsizliğin, OHAL ile arttığını, 1 milyon gencin işsiz olduğunu, 100 işsizden 27'sinin üniversiteyi bitirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, 2017 rakamlarının açıklandığını, 984 bin kişinin iş bulduğunu, 2017'de bunlardan 464 bininin kayıt dışı çalıştığını, hükümetin de buna göz yumduğunu ileri sürerek, "Hükümet, 'Yapmayın, sigortada dünya kadar açık var, nasıl olsa bir suçlu bulduk, adı da Kemal Kılıçdaroğlu. SSK'yı sen batırdın deriz.' diyor. 30 milyar açık var Recep Bey. Kim yaptı bu açığı. Düne kadar beni suçluyordu, şimdi tık yok. Ağzının payını aldı." değerlendirmesinde bulundu.
İşsizliğin bölgesel dağılımının da kötü olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 17, İstanbul'da yüzde 13, orta Anadolu'da yüzde 11,7. Akdeniz'de yüzde 11,4 görüldüğünü kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Eğer siz tütün fabrikalarını, süt fabrikalarını, et kombinalarını kapatırsanız... Doğu, Güneydoğu'da her şeyi kapattılar, binlerce kişi işsiz kaldı. Kimi dağa gitti, kimi taşeron işçisi oldu, kimi İstanbul, Ankara'nın varoşlarında iş bulmaya çalıştı. Ankara'daki Bey'lerin çocuklarının hiçbiri işsiz değil, birinin eli yağda öbürünün eli balda." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, işçinin hayatının da çok ucuz olduğunu, bir asansörün 32. kattan düşmesi sonucu, 10 işçinin hayatını kaybettiğini, mahkemenin ölen işçiler için 60 bin 800 liranın, 24 ay taksitle ödenmesine karar verdiğini anımsatarak, bu kararı veren hakime, "Sende vicdan var mı? 10 işçinin bedeli 60 bin lira mı? İşverenden talimat mı aldın? Eve gittiğide çocuklarının, eşinin yüzüne nasıl bakıyorsun?" diye sordu.
- Cizre'den mektup
Cizre'de yaşayan, 6 çocuklu bir ailenin tek kızı olan, lise 2. sınıf öğrencisi Berfin Kırmızıgül'den aldığı mektubu gösteren Kılıçdaroğlu, Kırmızıgül'ün, "Babam aylardır işsiz ve sürekli düşünüyor. Her tarafa mektup yazdım, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bürokratlara, babama iş bulun diye. Bugüne kadar ne cevap verildi ne de babama iş bulundu." diye yazdığını aktardı.
Kılıçdaroğlu, Kırmızıgül'e, "Hiç endişe etme güzel Berfin. Senin ve kardeşlerinin eğitimi için elimden gelen her türlü katkıyı vermeye hazırım. Berfin, umarım seninle ayrıca yüz yüze de kısa sürede bir araya geleceğiz." diye seslendi.
- "Dolar almış başını gidiyor"
Ekonominin yüzde 11 büyüdüğünün açıklandığına işaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada böyle büyüyen ülke mi var? Beyefendi, zatıalinizin cüzdanı büyüdü, gemileri büyüdü, Man Adası'ndaki hesaplar büyüdü. Garibanın nesi büyüdü, işsizlik büyüdü, yolsuzluk artı. Malı götüren sensin, bedelini ödeyenler de Berfin gibi çocuklarımız. 2019'da bu ülkenin kadınları, gençleri, anneleri seni aşağı indirecek arkadaş. Berfin başta olmak üzere.
Dolar almış başını gidiyor. Hükümetten tık yok. Efendim aşağı inecekmiş. Aşağı ininceye kadar millet perişan olacak. 'Milletin dolarla ne işi var' diye konuşuyorlar. Dolardaki 1 kuruş artışın faturası 4 milyar 400 milyon lira. Çünkü 440 milyar dolar borç var. Bu parayla, 517 okul yapılırdı, onlarca öğretmen atanırdı, çocuklarımız daha güzel eğitim görürdü. Ama parayı tefecilere veriyorlar, bir grup dolar lobicisine paraları ödüyorlar. Tefecilere teslim olan bir hükümetten bu memlekete hayır gelmez. Yurt dışına 15 yılda 150 milyar dolar faiz ödendi, yurt içinde bankalara ödenen faiz ise 675 milyar lira. Köprüden geçiş ücretini dolarla yapıyorsun, hastane, köprü, metro ihalelerini dolarla, gübre hammaddesi getiriyorsun dolarla, yurt dışından borç alırsın dolarla, faiz ödersin dolarla, sporcu transfer edersin, saman, canlı hayvan, mercimek, nohut ithal edersin dolarla. Bu milletin her şeyini dolara bağlamışsın. Onun için sana gayrimilli diyorum. Türk parasına güvenmiyorsun."
- "Versin mahkemeye..."
Mardin'de Burak Aydın adlı bir öğretmenin FETÖ'den tutuklandığını, kendisini ziyaret eden ailesinin Giresun'a dönerken trafik kazasında öldüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, Aydın'ın cenazeye bile katılamadığını ancak mezarlarını ziyaret etebildiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, zulüm, mağdurdan söz ettiğinde, kendilerine FETÖ'cü dendiğini, kim olursa olsun adaletten yana olduklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"OHAL'den sonra bakanlar açıklama yaptılar; 'askeriyedeki FETÖ'cüleri temizledik', Milli Eğitim, 'Milli eğitimdeki FETÖ'cüleri temizledik', Başbakan, 'Yargıdaki bütün FETÖ'cüleri temizledik' diyorlar. Gayet güzel. O zaman bu OHAL niye var, niye devam ediyor? FETÖ'nün siyasi ayağını ortaya çıkarmamak için ve bu konuda millet konuşmasın diye OHAL'i sürdürüyorlar. FETÖ'nün sanayici, baklavacı, esnaf, işçi, öğretmen, hakim, savcı ayağını çıkardılar siyasi ayağı yok. Buradan ilk kez, FETÖ'nün bir numaralı siyasi ayağı Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır diyorum. Sanığı Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır. Versin mahkemeye ispat edeceğim. Sen, devletin bütün sırlarını, kozmik odayı FETÖ'ye açacaksın... Sonra kalkıp, 'Ne istedin de vermedik' diyeceksin. Vali, kaymakam, general, rektör, her şeyi verdik şimdi diyorsun ki FETÖ'nün siyasi ayağı kim? Siyasi ayağı sensin arkadaş. Biz FETÖ ile mücadele ederken her türlü baskıyla karşılaştık, belediyelerimiz basıldı, belediye başkanlarımız hapse atıldı. Bir ipte iki cambaz oynamaz, cambazlardan birisi düştü, diğeri halen tel üstünde oynuyor. 2019'da bu ülkenin kadınları seni oradan aşağı indirecek."
Bu arada CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, grup toplantısı öncesinde üzerinde mont bulunan vatandaşla gazetecilere açıklama yaptı.
Tanal, vatandaşın giydiği ve üzerinde "Atatürk'ün resmi olan, Mustafa Kemal'in askerleriyiz" yazan tişörtün Meclis girişinde görevlilerce alındığını belirtti. Daha sonra tişörtü yetkililerden alan Tanal tişörtünü giyen vatandaş ile grup toplantısını izledi.
(Bitti)