ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin İş Bankası'ndaki hisselerinin devrine ilişkin, "Her türlü hukuki ve siyasi girişimde bulunacağız. Bunun sonunda direnme hakkı da var. İnşallah o noktaya gelmeyiz. Gerekli hukuki ve siyasi girişimlerde bulunduktan sonra aklı selim hakim olur, bu meseleyi ülkenin ortak aklıyla çözeriz." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, MYK'da ABD'li rahip Andrew Craig Brunson'un tahliyesini, ekonomideki son gelişmeleri, İş Bankası hisselerinin Hazine'ye devrini ve işsizlik verilerini konuştuklarını belirtti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 15 Ekim 1927'de CHP kurultayında Büyük Nutuk'u okuduğunu anımsatan Öztrak, gelinen süreçte bugün de Nutuk'un okunması gerektiğini söyledi.
Brunson'un 35 yılla, ciddi suçlamalarla yargılanmasına rağmen, yurt dışına çıkış yasağı da kaldırılarak tahliye edildiğini hatırlatan Öztrak, ABD medyasının davadan bir gün önce "rahibin serbest bırakılacağına" dair haberler yaptığını, ABD tarafının rahibin serbest bırakılacağını önceden bildiğini savundu.
"ABD Başkanı Trump'ın Türkiye sırtından böyle bir zafer hikayesi yazmasına kim imkan verdi?" diye soran Öztrak, Trump'un rahibin serbest bırakılması dolayısıyla AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ettiğini ifade etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde hiçbir zaman böyle bir küçük düşürücü tiyatroya konu olmadığını söyleyen Öztrak, "Küçük düşürülmeye çalışılan yalnızca yargı bağımsızlığımız değildir, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti'nin de bağımsızlığıdır. 'Bağımsızlık benim karakterimdir' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, Beyaz Saray'da üçüncü dünyanın nadan diktatörlüklerinden birisi gibi alay konusu olmuştur. Bu kabul edilemez. Bu sindirilemez bir durumdur. Buna sebep olan da doğrudan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanıdır." diye konuştu.
- "İnönü rest çekmişti"
"Elinde ABD bayrağı tutuyor" denilen Türkiye Cumhuriyeti'nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ABD'ye "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye'de burada yerini alır." diyerek rest çektiğini hatırlatan Öztrak, şunları kaydetti:
"Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin onurunu hedef alan bir ABD senaryosuna göz yumarak, hatta uygulanmasını kolaylaştırarak tarihteki yerinin ne olacağını şimdiden ilan etmiş oldu. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarını hiçe saydığınız için tarih ve gelecek kuşaklar sizi asla affetmeyecek. Siz, emperyalistlerin oynadığı oyunun figüranı oldunuz. Siz, elinizdeki bir papazla, onların çektikleri reste cevap verebileceğinizi zannettiniz, kaybettiniz. Sadece siz kaybetmediniz, en önemlisi ülke kaybetti. Siz, bu oyunu kahvede oynadığınız papaz kaçtı zannettiniz. Siz, tarihteki yerinizi savaş meydanlarında zaferler kazanmış bir komutan ya da düveli muazzamaya kafa tutuş bir devlet adamı olarak değil, onların karşısında papaz kaçtı oyununu kaybetmiş bir genel başkan olarak anılacaksınız."
Öztrak, emperyalistlerin tek adam rejimlerini sevdiğini, kuvvetler ayrılığına dayanan güçlü parlamenter rejimlerde emperyalistlerin ulusal meclisin tamamının kolunu bükmesinin mümkün olmadığını belirterek, TBMM'nin bunun en güzel örneğini 1 Mart Tezkeresiyle tüm dünyaya gösterdiğini dile getirdi.
- "Beyaz Sarayın gözlerinin içine bakıyor"
"Türkiye'nin mevcut yönetimi taşımasının, bu ucube rejimle yürümesinin mümkün olmadığının" 4 aydan daha kısa bir sürede ortaya çıktığını savunan Öztrak, "Ekonomide, dış politikada yaşanan gelimeler bunun en somut göstergeleridir. Pastör Brunson olayı Türkiye'nin yumuşak karnını ve kırılgan ekonomisini tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Önce Almanya, ardından da ABD, Türkiye'ye ekonomik yaptırımlar uygulayarak istediğini almıştır." dedi.
Uluslararası Para Fonu'na göre 2019'da Türkiye'nin ödeyeceği dış borç miktarının 225 milyar dolar olduğunu anlatan Öztrak, IMF'nin, 2019'da Türkiye gibi ülkelere net yabancı sermaye girişinin duracağını söylediğini aktardı.
"Şimdi saray yönetimi, suyu kuruyan kuyudan tulumbaya biraz daha su çekebilir miyiz diye Beyaz Saray'ın gözlerinin içine bakıyor." diyen Öztrak, iktidarın izlediği politikalarla sıcak para bağımlısı haline getirilen ve savunmasız bırakılan Türk ekonomisinin, her geçen gün biraz daha kötüye gittiğini dile getirdi.
Faik Öztrak, aklı fikri belediye seçimlerinde olan ve bu seçimleri kaybedeceğinin farkında olan saray yönetiminin, yalan haberlerle, gündem değiştirme operasyonlarıyla gerçekleri saklamaya çalıştığını ileri sürdü.
- "Telefonlarının yenilenmesini talep etsinler"
ABD'ye tepki için kırılan telefonların olduğunu hatırlatan Öztrak, "Bu telefonlardan birini kıran vekillerden bir tanesi Brunson iade edilince, telefonların yenisini istemeye başlamış. Aslında, oynanan senaryoya inanan tüm vatandaşlarımız da bu vekille birlikte saraya gitsinler, telefonlarının yenilenmesini talep etsinler. Nasıl olsa kriz bir tek sarayı etkilemiyor." diye konuştu.
Öztrak, ekonomide 2019'da ciddi bir durgunluğun yaşanabileceğine işaret ederek, Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'nun yaptığı tahminlere göre dünyanın en büyük 20 ekonomisi listesinden düşme sınırına geldiğini iddia etti.
Böyle bir ortamda ekonomiyi yönetmeyi bilmeyen iktidarın ardı ardına programlar açıkladığını aktaran Öztrak, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplantıya çağırılmamasını eleştirdi.
Öztrak, TÜİK'in başına yapılan atamayla, ekim ayında düşük bir enflasyon oranı açıklatıp, emeklinin, memurun, işçinin maaşının ezdirilmesi senaryosuna karşı iki ellerinin iktidarın yakasında olacağını da söyledi.
- "İşsizlik Fonu için TBMM'de girişim"
"Geçmişte kriz yönetmiş bir Hazine Müsteşarı olarak bana sorsalar, 'Kriz yönetilirken neler yapılmaması gerekir?' diye. Ben, son 2,5 ayda sarayın yaptıklarını sayarım." diyen Öztrak, Türkiye'de işsizliğin artmaya devam ettiğine dikkati çekti.
İçişleri Bakanlığı'nın valiliklere gönderdiği genelgeyle stokçuluk yapanlar ve fahiş fiyat uygulayanlarla ilgili tedbirler alınmasını istediğini anımsatan Öztrak, zabıta tedbirleriyle enflasyonun önlenemeyeceğini, iktidarın alınması gereken önlemleri almadığını kaydetti.
"Millete 'tasarruf' derken, 2019 yılında saray için ödenek teklif tabanı 2 milyar 818 milyon lira olmuş. Geçen yıla göre üçe katlanmış. Hastanelerde vatandaş ameliyat olamıyor, saray yine de 'itibardan ben tasarruf etmeyeceğim.' diyor." ifadesini kullanan Öztrak, bu artışın nerelerden kaynaklandığı derhal kamuoyuna açıklanmasını istedi.
İşsizlik Fonu'nun amaç dışı kullanılmasının önlenmesi amacıyla TBMM'de belli girişimlerde bulunacaklarını belirten Öztrak, "Asgari Ücret Komisyonu'nun biran önce toplanmasını bekliyoruz. Kadroya geçen taşeron işçilere 2020 yılına kadar yapılması öngörülen maaş artışları, bu enflasyon rekorları karşısında tamamen anlamsız kaldı. Bunlar derhal gözden geçirilmelidir. Memur ve emekli maaşlarında yapılacak enflasyon artışları bir an önce yapılmalıdır. Yine 3600 ek gösterge verilmesi sözü verilen kesimler bu düzenlemenin biran önce Meclis'ten çıkmasını bekliyorlar." şeklinde konuştu.
- "Sanki bankacılık krizi tetiklenmek istenmektedir"
İktidarın, gündem değiştirmeye, CHP'yi etkisizleştirmeye çalıştığını, şimdi de gündemde Atatürk'ün İş Bankası'ndaki hisselerinin olduğuna dikkati çeken Faik Öztrak, şöyle devam etti:
"İş Bankası, Türkiye'nin en büyük özel bankası bilanço büyüklüğüne göre... Ziraat Bankası'ndan sonra da en büyük ikinci bankası. BDDK Başkan Yardımcılığı yapmış bir kişi olarak söylüyorum, bankaların en önemli sermayesi şöhretleri ve itibarlarıdır. Bankaların şöhretlerini ve itibarlarını zedelemeye yönelik her türlü işlem Bankacılık Kanunu ile yasaklanmıştır ama Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Başkanı hukuk, kanun tanımamaktadır. Ekonomi hali hazırda çok hassas bir denge üzerindeyken, dış finansman imkanları sıkışmışken, ekonomide ani bir çakılmanın tüm işaretleri ortadayken, Türkiye'nin en büyük ikinci bankası üzerinden bir tartışma yürütülmek istenmektedir. Sanki bilerek ve istenerek bir bankacılık krizi tetiklenmek istenmektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanını özellikle Almanya seyahatinden sonra bu İş Bankası hisseleriyle ilgili bu kadar iştahlı hale getiren nedir?"
Kişilerin edindikleri malları vefatlarından sonra kime bırakacaklarına bir sözleşmeyle özgürce karar verdiğini, devletin görevinin bunu korumak olduğunu vurgulayan Öztrak, "İş Bankası'ndaki Atatürk hisselerinin mülkiyeti ve temsili, vasiyet, yasalar ve yargı kararları çerçevesinde belirlenmiştir. Erdoğan'ın CHP mülkiyetindeki Türkiye İş Bankası AŞ pay senetlerini yasal düzenlemeyle Hazineye devretmeye kalkışması, her şeyden önce Atatürk'ün vasiyetinde belirttiği iradesine saygısızlıktır." ifadesini kullandı.
- "Anayasa'ya, yargı kararlarına aykırı"
Atatürk'ün vasiyetini okuyan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Atamızın kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin ismini tabelalardan indirebilen, Atatürk'ün ismi olan stadyumları, havaalanlarını yıkıp yerine yaptıklarına Atatürk'ün ismini vermeyen zihniyet, şimdi Atamızın şahsı mirasına ve tapusuna göz dikmiştir. Atamızın, 'Türk dilinin ve tarihinin geliştirilmesi ve araştırılması için kullanın' dediği paraları, tulumbada su bitince önce Hazine'ye, sonra saraya alıp efulilere, smoothielere, uçan saraylara harcama girişimidir. AKP Başkanının bu girişimi Atatürk'ün bu hisselere CHP'ye emanet etmekte ne kadar haklı olduğunu ve ne kadar kendisinin uzak görüşlü olduğunu bir defa daha ortaya koymuştur. Yapılmak istenen bu düzenleme Miras Hukukuna, Anayasa'nın 35 ve 134. maddelerine ve daha önce alınmış olan yargı kararlarına da aykırıdır. Saray, Atatürk'ün mirasına göz dikmiş, onun tapusunu delme harekatını başlatmıştır."
Meselenin, CHP değil, tüm Türkiye'nin meselesi olduğunu aktaran Öztrak, "Yapılmaya çalışılan şey yağmadır, gasptır, eşkıyalıktır. Kurucu Genel Başkanımızın iradesine ve milletimizin hukukuna yapılacak her türlü saldırı karşısında, tüm hukuki ve siyasi adımları atarız. Hiçbir baskı da bizi milletimizin hakkına sahip çıkmaktan, derdine derman olmaktan vazgeçiremeyecektir." dedi.
- "Mahkeme kararı var mı"
Faik Öztrak, Genel Başkan Yardımcıları Aykut Erdoğdu'nun üçüncü havalimanıyla ilgili açıklamalarına yayın yasağı getirildiğine de değinerek, bu konunun takipçisi olacaklarını söyledi.
Çorlu'da meydana gelen tren kazasıyla ilgili çıkan bilirkişi raporunda yönetimin bir sorumluluğunun olmadığının yer aldığını anımsatan Öztrak, yitirilen canların hesabını sonuna kadar sormaya devam edeceklerini kaydetti.
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Hırsızlık yapan iki belediye başkanını görevden aldığımız için özür diliyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bize teşekkür etmesi lazım ben yetişemiyorum.' diye açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz"? sorusuna Öztrak, "Sayın Soylu'nun açıklaması, artık Türkiye'de yargının da yasamanın da yürütmenin de sarayda olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Belediye başkanlarımızın hırsızlık yaptığına dair bir mahkeme kararı Sayın Soylu'nun elinde var mı? Nasıl kalkıp 'hırsızlık yaptıkları için aldım' gibi bir konuşma yapabiliyor, bunu anlayabilmek mümkün değil." yanıtını verdi.
Öztrak, Türkiye'de bir kişi dışında hiçbir seçilmişe hak, hukuk, söz hakkı tanınmak istenmediğini savunarak, "Bu ucube rejimin bugün ülkede neden olduğu sorunlar açık seçik ortada. Enflasyon azmış, ekonomi bitmiş, dış politika çökmüş, 4 ay içinde bu rejim kendi kendini bitirmiş. Bunları artık devam edebilme imkanı kalmamıştır. Biran önce bu rejim değişmelidir." dedi.
- "Bu bir reklam taktiği"
"Tarımsal sulamada kullanılacak elektriğin devlet tarafından ödenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Öztrak, çiftçilerin bunun bir seçim yatırımı olduğunu görmeleri gerektiğini kaydetti.
"İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıloğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayının açıklanacağına yönelik bir duyuru yaptı. Ardından da bir video paylaşıldı. Bu durum genel merkezin bilgisi dahilinde mi yapıldı?" sorusuna Öztrak, bunun bir propaganda süreci, reklam taktiği olduğu yanıtını verdi.
"İş Bankası ile ilgili neler yapacaksınız?" şeklindeki soru üzerine de Öztrak, "Her türlü hukuki ve siyasi girişimde bulunacağız. Bunun sonunda direnme hakkı da var. Bunun nasıl olacağını şu anda söylemek doğru değil. İnşallah o noktaya gelmeyiz. Gerekli hukuki ve siyasi girişimlerde bulunduktan sonra aklı selim hakim olur, bu meseleyi ülkenin ortak aklıyla çözeriz. Bunun üzerinden siyasi rant çıkmaz. Atatürk'ün tapusunun delinmesi projesinden bu memlekete herhangi bir hayır gelmez." cevabını verdi.