ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, partisinde olağanüstü kurultay için imza toplanmasına ilişkin, "Bizim edindiğimiz izlenim bu imzanın toplanamayacağı yönünde. Çünkü parti tabanının önemli bir bölümü 'şu anda olağanüstü kurultayın doğru olmadığını' ifade ediyor. Kuşkusuz olağanüstü kurultay isteyen arkadaşlar da var. Bunları 15 gün içerisinde görürüz." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Tezcan, toplantı devam ederken yaptığı açıklamada, dün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin yıl dönümü olduğunu, 15 Temmuz'da siyaset kurumunun, milletin ve medyanın kararlı bir direniş gösterdiğini belirtti.
Bu güçlü direnişten güçlü bir milli birlik ve beraberliğin çıkmasını istediklerini ancak iktidarın milleti bölen açıklamalar ve tutumlarla yeni bir siyasi fırsat yaratma peşine düştüğünü dile getiren Tezcan, "20 Temmuz OHAL darbesi" ile tek adam rejiminin inşa edildiğini savundu.
Darbeye karşı en kararlı direnişi gösteren, tarihinde ilk defa bomba atılan Gazi Mecliste 15 Temmuz'un ilk yıl dönümünde özel oturumun yapıldığını anımsatan Tezcan, ikinci yılında özel oturumun yapılmamasını eleştirdi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü konuşmalarında Kılıçdaroğlu hakkında ifadeler kullandığını hatırlatan Tezcan, Kılıçdaroğlu'nun darbeye direnişle ilgili özellikle o gece yaptığı açıklamaları görmezden gelenlerin, milleti ve toplumu bölme arayışında olduğunu ileri sürdü.
Tezcan, devletin bütün imkanlarına sahip olmasına rağmen Erdoğan'ın 15 Temmuz gecesi alan güvenliği sağlanıncaya kadar Atatürk Havalimanı'na inmediğini savunarak, "Çankırı tünelinde Başbakanın ne işi vardı? Hangarda saklananlar kimlerdi? Gürcistan'da bulunanlar kimlerdi? Yunan hava sahasında uçakları gezip, havada güvenlik önlemi alınıncaya kadar kendini garanti altına almaya çalışanlar kimlerdi?" sorularını yöneltti.
- "Siyasi ayağı ortaya çıkarılamadı"
Kılıçdaroğlu'na, "Bakırköy Belediye Başkanının evinde ne işin vardı?" demenin insafsız, vicdansız bir iftira olduğunu vurgulayan Tezcan, Kılıçdaroğlu'nun darbenin etkisi devam ederken, 16 Temmuz'da karayoluyla TBMM'nin özel oturumuna katılmak üzere Ankara'ya geldiğini hatırlattı.
Aradan iki yıl geçmesine rağmen darbenin siyasi ayağının hala ortaya çıkarılamadığını ifade eden Tezcan, OHAL yetkilerinin darbenin siyasi ayağının gizlenmesi için kullanıldığını öne sürdü.
Sıradan bir memur FETÖ'den ihraç edildiğinde akrabalarının, yedi göbek sülalesinin pazarcılık yapmasının bile yasaklandığına dikkati çeken Tezcan, "Erdoğan'a yakın olursanız, kardeşiniz FETÖ'den tutuklu olsa bile, hakkında soruşturma sürse bile bakan olabilirsiniz. Bugün Türkiye'nin geldiği tablo budur. Darbenin siyasi ayağının niye ortaya çıkamadığını merak ediyorsanız adres, oluşturulan yeni kabinedir." diye konuştu.
Bülent Tezcan, suç ve cezanın şahsi olduğunu belirterek, bakan yapılanlara uygulanan suç ve cezanın şahsiliği ilkesinin sıradan vatandaşa da uygulanması gerektiğinin altını çizdi.
- "Tek adam rejiminin fotoğrafı"
Yayınlanan 12 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin tek adam rejiminin bir özeti olduğunu öne süren Tezcan, devletin, tek bir kişinin iki dudağı arasında şekillendiğini iddia etti.
Dünkü Resmi Gazete'nin içindekiler sayfasını gösteren Tezcan, bunun tek adam rejiminin fotoğrafı olduğunu savundu.
TBMM'nin yetkilerinin tek adam rejimi tarafından gasbedildiğini ileri süren Tezcan, bu rejimin kriz üretmeye aday olduğunu, üç gün önce "rektör olmak için profesörlüğün gerekmediğini" düzenleyen kararnamenin dün kaldırıldığını dile getirdi.
Tek kişi rejiminin kontrolsüz, denetimsiz olduğunu, bunun hata yapma potansiyelinin bulunduğunu ifade eden Tezcan, "TBMM derhal olaya el koymalıdır. Hukuki olmayan bir düzenle karşı karşıyaydık, şimdi hukuki olmayan düzen aynı zamanda kanunsuz hale getirilmektedir. KHK ile kanunlar kaldırılıp, onun yerine Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle devlet dizayn edilmektedir. Bu artık yeni rejimin hukuksuzluğun da ötesinde kanuna dahi uyma ihtiyacı hissetmediğinin, kanunsuz bir düzen kurulduğunun çok net ifadesidir." dedi.
- "TBMM kanun yapmalı"
Milletin yüzde 100'ünü temsil eden TBMM'nin derhal olaya el koyması, milletvekillerinin, milletin kendilerine verdiği yasama yetkisine sahip çıkması gerektiğine işaret eden Tezcan, bu kararnameleri boşa çıkarmanın yolunun, TBMM'nin kanun yapması olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de OHAL'i sürekli hale getirecek bir yasal düzenlemenin TBMM'ye getirilmek istendiğini öne süren Tezcan, "Terörle mücadele gerekçesi, hukuksuzluğun bahanesi olamaz. Hak ve özgürlükler çağdaş rejimlerde anayasa güvencesi altındadır. Terörle mücadele etme bahanesiyle anayasal güvenceler ortadan kaldırılamaz. Parlamentoya bu konuda getirilecek teklife bu çerçevede tutum takınacağımızın bilinmesinde yarar görüyoruz." diye konuştu.
Tezcan, Türkiye'nin militan hakimler ülkesi olduğunu, hakimlerin hukuka göre değil, uzun zamandan bu yana iktidarın emri ve talimatıyla karar verdiğini öne sürerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Siyasetin en doğal kavramı olan 'diktatör' sözünü kullandı diye siyasetçiler tazminata mahkum edilmektedir. Üniversite hukuk fakültesindeki birinci sınıftaki bir öğrenci bu hatayı yapsa, hocası ona sınıf geçirmezdi. ODTÜ öğrencisine hapishane, 'diktatör' diyene tazminat, Zuhal Olcay'a ceza. Bütün bunların yanında Erdoğan'a laf söyleyenlere 'oluk oluk kan akacak' diyenlere beraat. Böyle bir Türkiye. Bir kısım hakim militan hakim, bir kısım hakimse militan hakim olmamakla birlikte ellerine Erdoğan'ın dosyasının geçmesinden ödleri kopuyor. Elleri yanıyor dosya geldiği zaman. Onlar da vicdanlarıyla korkuları arasında sıkışmışlar."
- "Berberoğlu tahliye edilmeli"
Tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun hala tahliye edilmediğini anımsatan Tezcan, Anayasa'nın 83. maddesine göre yeniden milletvekili seçilen kişinin dokunulmazlığa kavuşacağına, bu kapsamda tahliye edilmesi gerektiğine işaret etti.
Türkiye ekonomisinde "alarm zillerinin" çalmaya devam ettiğini vurgulayan Tezcan, cari açığın iki katına çıktığını, Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu düşürdüğünü, mutfaktaki enflasyonun yüzde 30'lara dayandığını söyledi.
Hayat pahalılığına dikkati çeken Tezcan, "Hayat pahalılığını ortadan kaldırmanın, Türkiye'yi güvenilir bir ekonomi haline getirmenin, istikrarı kurmanın yolu, güçlü bir demokrasi, güçlü bir hukuk devletinden geçiyor. Türkiye, iç piyasalara güven verecek bir tutum takınmak zorunda. Bunun için de tek adam rejiminden bir an önce kurtulmak zorundayız." dedi.
- "Birlikte mücadele ettik"
Tezcan, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Parti içi muhalefet bugün resmen harekete geçti. Seçimli olağanüstü kurultay için yeterli imzaya ulaşılacağını düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Tezcan, parti tüzüğüne göre yüzde 51 imza toplanırsa kurultayın toplanabileceğini söyledi. Tezcan, "Bizim edindiğimiz izlenim bu imzanın toplanamayacağı yönünde. Çünkü parti tabanının önemli bir bölümü 'şu anda olağanüstü kurultayın doğru olmadığını' ifade ediyor. Kurultay delegelerinin imza verme konusunda güçlü bir iradesi yok. Kuşkusuz olağanüstü kurultay isteyen arkadaşlar da var. Bunları 15 gün içerisinde görürüz." diye konuştu.
İmzaya teşvik için çeşitli rakamların dillendirildiğini belirten Tezcan, 81 ilin durumunu bildiklerini, yeterli imzanın toplanamayacağının görüldüğünü dile getirdi.
"Olağanüstü kurultay çağrı heyetindeki Gaye Usluer 'Göz göre göre gelen tek adam rejimine karşı Cumhuriyet'i layıkıyla savunamadık. Süreç iyi yönetilemediği için derin hayal kırıklıkları yaşattık.' eleştirilerinde bulundu. Bu konuda ne dersiniz?" sorusuna CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, şu yanıtı verdi:
"Tek adam rejiminin nasıl geldiği, onunla nasıl mücadele ettiğimiz de belli. O sözü söyleyen arkadaşlarımızla birlikte mücadele ettik. Referandum sürecinde çok kararlı bir mücadeleyle bütün kesimleri bir araya getirmeye dönük bir mücadele yürüdü. Sonuç itibarıyla Türkiye'nin geldiği tablo budur. Bu meseleyi parti içi yarışın bir aracı haline getirmek çok insaflı bir tespit olmasa gerek. Evet, tek adam rejimi, bütün demokrasi güçlerinin mücadele etmesi ve direnmesine karşı adım adım inşa ediliyor. Hala inşa ediliyor, anayasal altyapı hazırlandı. Ona karşı mücadeleyi yükseltmenin yolunu aramak zorundayız. Yoksa tek adam rejiminin kurulması üzerinden bir iç iktidar yarışına gerekçe üretme çabaları çok uygun değildir."